Powered By Blogger

16 Şubat 2015 Pazartesi

Bir kütüphane hikayesi...

Merdivenlerden çıktım. Kütüphanenin kapısı kapalıydı. “Hava soğuk diye kapattılar herhalde”diye düşündüm. Normalde kapı açık olurdu. Bir ara gittiğimde ise kapalıydı. Hem de hafta içi. “Ancak bizim ülkemizde olur böyle şeyler”deyip elimde kitaplar eve dönmüştüm. Kapının kulpuna uzanırken,”Acaba yine kapalı mı?”diye sordum kendime.Kulpu çevirdim. Neyse ki açıldı. İçimden şöyle derin bir,”Ohh”çektim.
İçeri geçtim. Aylar oldu kütüphaneden kitap alıyorum. Kütüphanede bir kere öğrenci görmüştüm. Onun dışında hep geldiğimde bomboş bir kütüphane karşılıyordu beni. Bu sefer iki kız öğrenci vardı. Oturuyorlardı. Kitap almak için gelmiş bir halleri yoktu. Ben içeriye girince beni bir süzdüler. Ben hemen kitapları getirdiğim çantayı masaya koydum. Ve yeni alacağım kitapları seçmek için raflara yöneldim.
kütüphane

Çocukların sıkılmış bir halleri vardı. Biri diğerine sıkılgan bir ses tonuyla,”Saat kaç?”diye sordu. “Herhalde kütüphanecinin kızı birisi. Diğeri de arkadaşı olsa gerek”diye düşündüm. Ben kendi işime yöneldim. Kitaplara baktım. Hiç istediğim tarzda kitaplar yoktu.  İyice tarıyorum her yeri aradığımı bulmak için. 15 dakika uğraşmışımdır aradığım tarzda kitapları bulmak için. Ve sonunda üç kitabı seçebildim.
1)Ayşe Kulin-Veda:Gözüme çarpar çarpmaz hemen çekip aldım raftan. Bu kitabı duydum,biliyordum ama bir türlü okumak kısmet olmamıştı işte.
2)Halil İnalcık-Atatürk ve Demokratik Türkiye:Büyük Tarihçi olarak adlandırılıyor Halil İnalcık. Bende kitabı görür görmez aldım.
3)Cemil Meriç-Bir Dünyanın Eşiğinde:Cemil Meriç ismini ben Facebook’taki sözleriyle duydum. Gerçekten o sözler çok çarpıcıydı. “Bu çarpıcı sözlerin sahibinin kitabını muhakkak okumam lazım”dedim.
Bir kitap değişimi de böylece bitmiş oldu.


            Foto kaynak: Pixabay.com

Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder