Gözlerini
açtı. Birden üşüdüğünü hissetti. Yorgana daha sıkı sarıldı. Gözlerini kapattı. Bu
sayede sanki ısınmaya konsantre oluyordu. “Hava da ne soğuk böyle”dedi. Sağ
tarafına dönük yatıyordu. Sırt üstü döndü. Artık bir kere uyanmıştı. Daha
uyuyamazdı. Gözlerini tekrar açtı. Gözlerini tavana dikmiş bakıyordu. Birden Ümit
Yaşar Oğuzcan’ın bir şiirini hatırladı.
O şiirde de anlatılan kişi,tavana
bakıp ayrıldığı sevgilisini düşünüyordu. Gerçi onun sevgilisinden ayrıldığı bir
yıldan fazla olmuştu. Eskisi kadar olmasa da hala onu düşünüyordu. Bunları düşünüp
bir süre tavana bakıp durdu. Sonra kafasını pencere tarafına çevirdi. Dışarıda kar
yağıyordu. O kadar şiddetli değildi ama. Hani derler ya, “Lapa lapa”diye. O şekilde
değildi bu kar yağışı. Yavaş bir tempo tutturmuştu kendine.
“Kar yağışı izlemek ne güzel” dedi
içinden. Evlerinin yanında küçük bir bahçeleri vardı. O bahçede de bir ağaç.
Dut ağacı. Yaz ayı en büyük keyiflerinden biriydi. Ağaçtan dutları alıp alıp
ağzına atmak. Ağaç,evlerine o kadar yakındı ki. Ağacın dalları balkonlarına
kadar geliyordu.
Balkonlarında yaz ayları hem
oturuyorlar hem de dallardan dut topluyorlardı. “Herhalde doğayla iç içe olmak
bu olsa gerek” diye düşündü. İşte o dut ağacı şimdi karlar altındaydı. Ağacın
bazı dallarında karlar çokca birikmişken, bazılarında ise bir çizgi halini
almışlardı. Bir yandan hafif hafif yağan kar, bir yandan da ağacın o karla
bütünleşmiş hali. Tam kartpostallık bir görüntü oluşturmuşlardı. “Belki de
mutluluk yaşadığım bu andır” dedi.
Foto kaynak:http://www.sitebuilderreport.com/stock-up#q=man&page=2
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder