O enfes içecek çay,yine enfes bir sohbete eşlik etti. Hem de
çayın içilmesi en zevkli olan yerinde,kahvehanede. Sohbetin dibine
vurduk. Dışarısı soğuktu. Kahvenin içerisi ise sıcacık. Karşıda televizyon
açık. Yan masada oturan amcalar,dedeler koyulaştırmışlar sohbeti. Biz de onlar
gibi aramızda koyulaştırdık bir güzel sohbeti.
Makale yazarak para kazanmam hakkında konuştuk. Daha önce
böyle bir durumdan haberi yokmuş. Bu işi ilk duyduğumda benim dediğim gibi o da, ”Ben
durmadan yazarım paraya para demem”dedi. Ahh, işte bir zamanlar ben de böyle
demiştim. Ama işin içine girdiğimde hiç de dışarıdan göründüğü kadar kolay
olmadığını acı bir şekilde görmüştüm. Ona bu işin kolay olmadığını, dışarıdan davulun
sesinin hoş geldiğini anlatmaya çalıştım ama ikna edemedim. ”Dene bir
bakalım. Ondan sonra konuşalım.Anlaşıldı sen lafla anlamayacaksın”dedim.
Ondan sonraki konumuz ise bloğumdu. Blog açma ve blog hakkında
genel bilgiler verdim. ”Ta Amerika’dan,Hollanda’dan,Venezüela’dan yazılarımı
okuyan birilerinin olması güzel”dedim. Bu işe her yeni başlayanın sorduğu bir
soru daha sordu bana, ”Peki bu millet senin yazılarına nasıl ulaşıyor?”dedi. Ona
bu işlerin nasıl olduğunu zevkle anlattım. O da gitti kendine bir blog
açtı. Şimdi bana, ”Ne yazsam?”diye soruyor. ”Yaz da,ne yazarsan yaz”dedim. Yani bu
gece blog dünyasına bir kişinin daha katılmasını sağladım.
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com.tr
"Bir gün herkes blog yazarı olacak" diyelim o zaman. :)
YanıtlaSilAynen kardeşim :)
SilHayırlı olsun o zaman :)
YanıtlaSilEyvallah :)
Sil