Powered By Blogger

10 Mart 2021 Çarşamba

"Hayır"ım küçük olabilir ama öz güvenim büyük oluyor...

     Hayır deyince güçleniyorum sanki. Hayır deyince cesaretleniyorum sanki. Bu hayırları büyük büyük şeylere verilen hayırlar olarak düşünmeyin sakın. Küçücük hayırlar bile çok motive ediyor insanı. Mesela çayı azaltmakla ilgili bir karar aldım. “Çay içecek misin?” sorusuna hayır dediğimde de kendimde bir mutluluk hissediyorum. “Evet, hayır dedim. İrademe hakim oldum” diyorum.

BONUS YAZI: Kendimize hayır diyebiliyor muyuz?


hayır demek
foto kaynak: unsplash.com


SOSYAL MEDYA HAKARETLERİNE, HINCAL ULUÇ TAKTİĞİ…

     Bir tane YouTuber, kendisi hakkında Ekşi Sözlük’te yazılmış olan hakaret içerikli yorumlardan bahsediyordu. Ve bazıları hakkında da dava açacağını söylüyordu. Bu gibi durumlarda aklıma her zaman Hıncal Uluç gelir. “Benim hiçbir sosyal medya hesabım yok. Ve orada yazılanlar zerre umurumda değil. Ben yazılarımı onlara göre değil, kendi istediğime göre yazarım” der. Bunu yapmak ne kadar mümkün bilmiyorum ama Hıncal Uluç’un bu düşünüş tarzına hayranım.

TABLO SATIŞLARINI BİLE PİS İŞLERE KARIŞTIRMIŞLAR…

     Tablolar bilmem kaç milyon dolarlara satılıyor ya. İşte bunları alanların bazıları sanatı çok sevdikleri için almıyorlarmış o tabloları. Kara para aklamak için bir paravan olarak kullanıyorlarmış bunu. Şu dünyada hiçbir şey göründüğü gibi değil. Az biraz deşince olayların arkasından neler çıkıyor bunun gibi.

OKUL ARKADAŞIYMIŞLAR…

     Rasim Öztekin, dün hayatını kaybetmişti. Yarın da cenazesi var. Fatih Altaylı’nın yazısında okudum. Meğerse okuldan arkadaşmışlar. Hem de aynı sınıftalarmış. “İyin insanların da, kimselerin sırtına basmadan bir yerlere geleceğinin örneğidir Rasim” demiş Fatih Altaylı.

SEYİRCİYE GEÇEN AĞLAMA…

     Hekimoğlu’nda, Zeynep karakterinin ağlama sahneleri çok gerçekçi. Hatta şunu söyleyebilirim: Gerçek hayattaki ağlamasını izliyoruz biz dizide. Eminim gerçek hayatında da dizideki gibi ağlıyordur. Bazılarının ağlaması hiç gerçekçi olmuyor. Bunu izlerken anlıyorsunuz. Zorlama bir ağlama olduğu hissine kapılıyorsunuz. Ama Zeynep karakterini oynayan Damla Colbay’da asla böyle bir şey hissetmiyorsunuz.

PEKİ ŞİMDİ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

     Pandemide bir yılı geride bıraktık. İlk başladığı zamanlar üzerine çok konuşuldu. Çok komplo teorileri dile getirildi. Olayın sıcaklığına verebiliriz bunları. Peki ya şimdi? Bir yılın ardından düşüncelerimiz netleşmiş midir? Sizce komplo teorilerine hak vermeli miyiz? Sizce bu işin içinde bir oyun dönüyor mu? Yoksa, “Alakası yok” mu diyorsunuz?

BONUS YAZI: Koronavirüsten korunmak için elimi, yüzüme götürmeme mücadelem…

10 yorum:

  1. bizim insanımız pek bilmez hayır demeyi :)

    YanıtlaSil
  2. Hocam, tablo işi aşikar değil mi? Sen , ben yada sıradan bir sanat sever bu paralara alamayacağımıza göre zenginler ya köşklerinin, yalılarının duvarlarına hava atmak için yada kara para aklamak için bu işi yapacaklar:-) İşin aslı sanat olsa bu paralara satılıyor olmazdı zaten..

    YanıtlaSil
  3. Kısa kısa haberler çok güzel.
    Komplo teorilerine devam:)

    YanıtlaSil
  4. O film çok iyiydi :) Aynen, sadece bitsin.

    YanıtlaSil
  5. Ah ah ah bam telime dokundun, keşke hayır demeyi bilebilsek. Hele sosyal medya konusunda Hıncal Uluç ne kadar güzel söylemiş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de bam telim :) Ve hala hayır demekle ilgili problemlerim var.

      Sil