Okurlar olarak,
hikaye ya da roman okuyup duruyoruz. Peki bir an olsun düşündünüz mü? Hayatınız
hangisine benziyor? Hani bir söz vardı, “Hayatımı yazsam roman olur” diye. Son günlerde
okuduğum makalelerde, yaşanılan hayatın, aynen yazılmasının da olabileceği
söyleniyor. Hatta yazarlardan biri, oturmuş başından geçenleri yazmış. Roman, hayatı
anlatmaz mı sonuçta. Benim de yaşadığım bir hayat. O zaman kendi hayatımı da
yazabilirim. Böyle kafa da olan yazarlar da var. Ben bu düşünce tarzına soğuk
değilim. Bilakis, sıcak yaklaşıyorum. Önemli olan sadece, okurlara anlatmada
problem olmaması. Yoksa hepimizin hayatı oturulabilir ve yazılabilir. Önemli olan
nasıl anlattığın derler ya. Gerçekten de öyle.
ANLATIM TARZI OKURU YAKALAMALI
Hepimiz yaşıyoruz
öyle değil mi? O zaman hepimizin hayatı yazılmaya değer. Farklı olan belki
bazılarımızın hayatı çok aksiyon doludur. Bazılarımızın ise çok durağan ve
sakin. Ama bu bir şeyi değiştirir mi? Değiştirmez. Hayatta her şey anlatılmaya
değer. Yeter ki anlatım tarzınız herkesi, yani okuru yakalasın. Gün geçtikçe
insanların kendi hayatlarını paylaşma düşüncesi, daha kabul edilir oldu. Bunda,
sosyal paylaşım sitelerinin de yadsınamaz bir etkisi var. Oradaki paylaşımların,
edebi yönünü sorgulamak abesle iştigal olur. Ama temelde, hayatı herkesle
paylaşmayı sağlaması yönünde öncülük ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha dişe
dokunur ve düz yazı olarak paylaşımlar ise bloglar sayesinde oldu. Kişisel blog
diye bir dünya var.
ÖNERİ YAZI :Dan Brown'un Cehennem kitabı ve İstanbul...
NE YAZACAĞIM SORUSUNUN CEVABI MEYDANDA
Buradaki paylaşımlarında
ne kadar edebi olduklarına dair bir soru sorulabilir. Haklı bir sorudur. Ama blog
yazmaktaki amaç farklıdır. Sosyal medyadaki gibi anlık ve tüketme üzerine
kurulu değildir. Blogdakiler yazma sevdası üzerine o blogları açmışlardır. Mizahi
yazılar yazılsada oradaki amaç, yazma tutkusunu gidermektir. Buradan sonraki
gidilecek olan yerde edebiyat şehridir. Kişisel bloglar hayatlarını
paylaşmaktalar. Ne demiştik? Her hayat yazılmaya değerdir. Eskiden romanlar ve
hikayeler vasıtasıyla hayatlar anlatılıyordu. Şimdi blog yoluyla herkes hayatından
kesitler sunabiliyor. Bu sayede blog yazarlarıyla üzülüp, sevinebiliyoruz. Yazar
olarak hepimizin birincil aradığı cevaptır, “Ne yazayım?” sorusu. Aslında cevap
kendinde. Kendi hayatımızı yazabiliriz. Sonuçta okuduğumuz romanlar ve
hikayelerde başkalarının hayatları. Peki sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Hepimizin hayatı yazılmaya değerdir sözüme katılıyor musunuz?
İLGİNİ ÇEKEBİLİR: SOSYAL FOBİYİ YOK ET
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Hepimizin yazmaya değer bir şeyler yaşadığı muhakkak. Ama bazı kişilerin çok daha değerli. :)
YanıtlaSilDediğin gibi bloglar üzerinden zaten deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Başkaları okuyor ve kendince çıkarımlarda bulunuyor. Yeni fikirler ediniyor. Böyle düşününce ben de yazılması, paylaşılması taraftarıyım. Ama dil ve üslup çok önemli.
Zaten blog dünyasında dil ve üslubuna dikkat eden blogların ayakta kalacağını düşünüyorum ben de. Yorum icin tesekkürler :)
SilTabi ki her hayat yazılmaya değerdir. Kimi soluk soluğa okunur, kimi ağır gelir bir kenarda okunacağı günü bekler, kimini eline alır okuyamadan bırakıverirsin.. Bazısı ilham verir, bazısı tüm sevincini söker alır içinden ama yine de yazılmaya değerdir.
YanıtlaSilAnlatmak istediğim tam da bu işte Yağmur Yağar. Yorum icin tesekkürler.
SilTüm heyecanımla katılıyorum.Ben yazdım mesela.Tüm içtenliğimle yazdım.İki senede toparladım. Yaşadığım sevgiyi günü gününe, üzüntülerimi, gençliğimi, ailemi de katarak %100 gerçek hayatımın bir kaç kesitini yazdım.Tüm duygularımı açık açık paylaştım.Mahlas isim kullanmam gerekiyordu, öyle yaptım.İşte düşüncelerim bunlar Cem bey.İyi akşamlar dileklerimle.
YanıtlaSilYazarak en iyisini yapmışsınız. Yazının somut örneği sizsiniz işte. Ne güzel. Yorum için teşekkürler. İyi akşamlar
SilKaliteli yazıların değerinin er ya da geç değerinin anlaşılacağını düşünüyorum hep. Elbette ki her birimizin hayatlarında anlatmaya değer, insanları şaşırtacak, üzecek ya da heyecanlandıracak olaylar mevcut. Zor olan onları iyi bir anlatımla bir araya getirmek. Hayatımı yazmadım ama kendi çapımda bir roman çalışmam var. Kim bilir belki bir gün o da kitap olur ve ben de gururla duyuruyor olurum.
YanıtlaSilÖncelikle sizin gibi iyi bir blogcunun, bloğuma yorum yapmasına sevindim :) Bence de her şey anlatımda bitiyor. Her gün gerçekleşen rutin bir olayı bile öyle bir yazarsınız ki. Herkesin ilgisini çeker. Dilerim romanınız hayal ettiğiniz gibi olur. Yorum için teşekkürler.
SilGüzel sözleriniz için teşekkür ederim. İyi olmaya çalışıyorum diyelim :) Dilerim hepimizin yolu açık olur. Sevgiler:)
Sil