Hayatın akışı
içinde, yaşadığınız bazı anları, okuduğunuz kitaplardaki sahnelere benzetiyor
musunuz? Bu biraz, romanların dejavusu gibi oluyor. Geçen gün yolda yürüyorum. Bir
anda arkamdan, kurda benzer iki köpeğin geldiğini gördüm. Aklıma bir anda,
Robinson Crusoe geldi. Sanki o romanın içindeydim ve etrafım kurtlarla
çevriliydi. Kitabı okuyanlar bilecektir. Yolculuk sırasında bir ormandan
geçerler. Her taraf kardan bembeyazdır. Ve aç kurtlar, sürüler halinde dolaşır.
Sürüler halindeki bu kurtlar, Robinson Crusoe ve diğer yolcuların seyahat
ettikleri atlı arabanın etrafını sararlar. Kurtlara yem olmamak için, yüz veya
yüzden fazla kurtla, tabiri caizse savaşırlar. İşte kendimi tam da bu sahnenin
ortasında hissettim bir anda.
ROMANLAR ADAB-I
MUAŞERET ÖĞRETİR Mİ?
Yaşadığım bu
duygu, büyük bir zevk verdi bana. Hani bazı yazarlar, yaşadıkları her olaya bir
roman gibi bakarlarmış ya. Kendimi bir an, o yazarlar gibi hissettim. Aldığım zevkin
nedeni de buydu. Bu olaydan sonra düşündüm de. Kitaplarda okuduğumuz olaylar,
gerçek hayatta bizlere yol gösterici oluyor. Yeri geliyor, daha önce hiç
girmediğiniz bir ortamda nasıl davranmanız gerektiğini, bir romandan
öğrenebiliyorsunuz. Ve gün gelip öyle bir mekana girdiğinizde, romanda
okuduklarınızı uyguluyorsunuz. Bir nevi adab-ı muaşeret kurallarını da
öğreniyorsunuz. Bu sadece bir örnek. Adab-ı muaşeret kurallarının dışında, daha
hayatın bir çok yönüne de rehberlik edebiliyor, okuduğumuz romanlar. Buradan baktığımızda,
romanların büyük katkıları olduğunu görüyoruz.
ROMANIN FAYDALARI
Toparlamak gerekirse. Romanlar hakkında iki
şey söyledik. Romanlardaki sahneleri gerçek hayatta yaşayabildiğimizden
bahsettik, bir. Bir de okuduğumuz romanların, hayatta bize yol gösterici
olduğundan, hatta adab-ı muaşereti bile öğreteceğini, bir örnekle açıkladık bu
da, iki. Romanın faydaları ne diye soran bir kişiye, rahatlıkla bu cevapları
verebiliriz. Tabi biz burada, sadece ikisini ön plana çıkardık. Peki sizler, bu
yazıda ortaya koyduğumuz bu iki özellik için ne dersiniz? Aranızda benim gibi,
günlük hayatında sanki kendini romanda hissetmiş gibi olan var mı? Varsa onları
da duymak isteriz. Hangi roman ve hangi sahneydi? Bir de ikinci özellik, adab-ı
muaşeret. Sizin bu konudaki görüşleriniz nelerdir? Sizce gerçekten bir romandan,
adab-ı muaşeret öğrenilebilir mi? Yorumlarınızla bu yazı, daha zengin bir
içerik haline gelebilir. Yorum yapmak isteyenleri, aşağıdaki yorum bölümüne
alalım J
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Bu yazıyı okuyabildiğimize göre kurda benzer köpeklerin bir şey yapmamış olduğunu anlıyorum öncelikle (çok şükür).. Kitaplar elbette pek çok şey öğretiyor bize. Tabi bizler bunun ne kadarını uygulayabiliyoruz bunu sorgulamak lazım. Toplumun durumuna bakılırsa düşüncelerim vahim..Demek ki daha çok okumak lazım, okuduğumuzu anlamak, anladığımızı günlük yaşamda uygulayabilmek. Becerebilirsek dünya daha yaşanabilir olacaktır elbette. Sevgiler,
YanıtlaSilEvet, köpekler bir şey yapmadı :) Dünya daha yaşanabilir bir yer olacaktır elbette sözünüzü çok beğendim. Çok haklısınız. Dilerim o günler gelir. Sevgiler.
SilKendimi bir romanın veya filmin içinde bulma hissi bende çok oluyor. Çok da hoşuma gidiyor bu durum. Kurgulamayı, hayal kurmayı seviyorum, bazen otobüste kaptırıyorum kendimi bir bakmışım durağa gelmişim. Benimki baya ileri derecede sanırım. :D Doğru kitaplar kesinlikle iyi anlamda çok fazla katkı sağlıyor insanın kişisel gelişimine. Hiç yoktan farklı bir bakış açısı kazandırıyor, empati kurmayı öğretiyor, insanları tanıtıyor, hayal kurduruyor. Daha ne olsun. :) Yazı da çok güzeldi, eline sağlık. :)
YanıtlaSilSen beni de geçmişsin :) Olayı dibine kadar yaşıyorsun :) Teşekkürler bu güzel yorum ve eline sağlık övgün için.
Sil