Montaigne’nin
Denemeler’ini bitiremedim. “Niye?” derseniz. Sıkıldım. Bir de düşünün. İki-üç
sayfalık yazılar. İnsana sıkılmazsın gibi geliyor. Ama o iki-üç sayfacıkta bile,
sıkmayı başardı beni yazılar. Her zaman söylediğim şeydir. Ben bir kitaptan
sıkıldıysam, hemen onu bir kenara atmam. Birkaç kere daha okumayı denerim. Baktım
yine olmuyor. Bu sefer bırakırım. İşte Montaigne’nin Denemeler’i de, böyle bir
kitaptı benim için. Başka bir çevirisini okumadım. Elime geçerse başka bir
çevirisini de okurum. Bu çevirilerden de çok dert yanılıyor. Okuyoruzdur hepimiz.
Baştan savma, işin ehli olmayanlara veriliyormuş bu çeviriler. Sonucunda da
doğru dürüst çevirilemiyorlar işte. İşin ehli olmayanlara da niye veriliyor? Maliyeti
az da ondan.
YÜZÜNCÜ SAYFAYA KADAR OKUDUM
Her şeydeki
yozlaşma, doğal olarak edebiyat dünyasına da yansıdı. Ortaya kalitesiz işler
koyarak, daha fazla para kazanma, orada da hayalleri süslüyor. Yani az emek,
çok para. Kısa yoldan köşeyi dönme. Hayattaki ilkemiz bu oldu. Gerçi buna ilke
demek de, ne kadar doğru. Hayatta bir emek ortaya koymayanın, ilkesi olur mu?
Yüzüncü sayfasına kadar okudum Denemeler’i. Ancak oraya kadar tahammül
edebildim. Ya gerçi, her klasik eseri seveceğiz diye bir kural da yok. Birkaç gün
önceki mim yazımda da yazdım. “Yüzyıllık Yalnızlık kitabını beğenmedim” diye. Bu
durumun sadece bana has olduğunu zannederdim. İnternette, 1984 kitabını anlatan
bir videoda da, anlatan adam, 1984’ü beğenmediğini söyledi.
KLASİK AMA BANA DEĞİL
Bizim ülkede
böyle şeyler hoş karşılanmayabilir. “Vay efendim sen Denemeler’i nasıl beğenmezsin?
Ya da sen kimsin ki 1984’ü beğenmiyorsun?” şeklinde söylemler karşılayabilir
bizi. Böyle eleştiriler gelirse hiç şaşırmam. Burası Türkiye. Bizde önyargılar
almış yürümüş. Beklenenin dışında bir şeyler söylediğiniz zaman hemen, “Sivrilik
yapma. Düzeni bozma” deniyor. Olaya bakış açımız bu. O yüzden bu tür
eleştiriler şaşırtmaz beni. Sizleri de şaşırtacağını zannetmiyorum ya. Edebiyat
dünyasında bile mahalle baskısı kapınızı çalabilir yani. Mesela ölüm hakkında
yazmış Montaigne. Ben bir şey anlamadım. Belki ölüme farklı bakış açılarımızdan
dolayı olabilir. Buna doğu-batı farkı diyebiliriz herhalde. Sonuç olarak
Montaigne’nin Denemeler’i, yarıda bıraktığım klasikler arasına girdi. Sizin Denemeler
hakkındaki görüşleriniz nelerdir peki? Bana katılıyor musunuz?
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Kesin okuyamam düşüncesiyle elime alıp alıp bıraktığım bir kitaptır kendisi.. Niyeyse bende de klasiklere karşı bir ön yargı var ki bir türlü kıramıyorum. Belki dediğiniz gibi dilimize güzel çevrilmeyişinden kaynaklanıyor olabilir. Ama yazdıklarınıza katılıyorum 'sen kim oluyorsun da dünyanın beğendiğine burun kıvırabiliyorsun' diye karşı çıkan insanlarla dolu etrafımız..Sanki hepimiz aynı düşünmek zorundaymışız gibi..
YanıtlaSilKlasiklerle benim de yıldızım barışmadı bir türlü. Sizinle aynıyız. Beğenmeyebiliriz. Herkesin buna saygı göstermesi lazım. Bir nevi mahalle baskısı işte. Teşekkürler yorum için :)
SilBen klasikleri genel anlamda severim. Yine de aralarından beğenmediklerim de oldu. Denemeleri okumadım. Çeviri de önemli bir etken tabi burada. Neticede onlar da bizim gibi insanlardı, sadece geçmişte yaşadılar, önemli düşünceler ortaya koydular. Belki tarihe yön verdiler. Ama bu yaptıklarının eleştirilmemesi ve sorgulanmaması anlamına gelmemeli. Herkesin hayata bakışı, yapmak istedikleri, tatları, zevkleri farklıdır bu gayet doğal saygı duymak lazım.
YanıtlaSilTabi herkesin zevkleri farklıdır. Şahsen ben saygı da duyarım. Ama bazıları öyle değil. O yüzden bu konuya da değindim ki, bunu da tartışalım. Bu arada sevdiğim 5 klasik kitap şeklinde de bir yazı çıkabilir sana. Şimdi aklıma geldi :) Yorum icin tesekkürler :)
SilEvet olabilir, teşekkürler fikir için. Aklıma gelmemişti o tür bir yazı. :)
SilNe demek :)
SilLisede okumuştum. Bu tür kitapların yaş ile ilintili olduğu da bir gerçek.
YanıtlaSilEvet, haklısın. Bu durumda göz önünde bulundurulmalı tabi. Yorumun için teşekkürler
SilDenemeler aslında başucu kitabıdır. Romanlar gibi okudum bitirdim diyemezsin. Yaşadıklarından ders çıkartan yazarın günlükleridir. Ola ki; sözlerinden kendimize bir pay çıkarabiliriz. Sevgiler...
YanıtlaSilYaşadıklarından ben pay çıkaramadım. Belki daha sonra okuduğumda yakalayabilirim kitabı. Yorum için teşekkürler ve sevgiler
Sil