Yaşadığımız devir,
yeni bir insan tipi üretti. Çıkarcı insan. Temelde ben böyle tanımlıyorum. Aslında
bu tip insanları, birden fazla şekilde tanımlayabilirsiniz. Hep banacı insan,
diyebilirsiniz mesela. Ya da, benden sonrası tufancı insan da diyebilirsiniz. Hepsini
topladığınızda ortaya, sadece kendini düşünen
insan tipi çıkıyor. Dostoyevski bu insanı, “Sıradan insan” olarak
tanımlamış. Budala kitabında yapmış bu tanımlamayı. Kitabın çıkış tarihine
baktım. 1869. O tarihlerde bile yakınıyormuş Dostoyevski. “Acaba biz yanlış mı
düşünüyoruz?” dedim kendime. Hani şöyle bir klasik düşüncemiz var ya. “İnsanlık
bu son yüzyılda bozuldu. Teknolojiyle beraber”. Ama öyle değilmiş işte.
Dostoyevski bu tanımlamayı 1868’de yapıyor.
DOSTOYEVSKİ’NİN
SIRADAN İNSANI, HEP VARDI
Galiba, insanın
var olduğu andan itibaren almak gerekiyor sıradan insanı. Kendi çıkarından
başka bir şeyi düşünmeyen insanı. Belki, “Bu yüzyılda fazlalaşmışlar”
diyebiliriz. Dostoyevski o zamanın, sıradan insanını anlatan örnekler vermiş. Her
şeye faydacılık açısından bakan insanlar, bakın neler diyorlarmış. Mesela, ağaç
diken bir insanı şöyle eleştiriyorlarmış. “Tamam güzel. Sen bunu diktin de. Bundan
sen faydalanamazsın ki? Bu büyüyesiye kadar, sen toprağın altına girersin”
derlermiş. Size hiç yabancı geldi mi? Bana gelmedi. Bu anlatılanın, 1868’de
olmasına rağmen. Yüzyıllar geçse de, insan değişmiyor işte. Fütursuzca ağaçlar
kesiliyor. Gelecek nesillerin yaşamından çalıyoruz. Ama bu önemli mi sıradan
insan için. O, bugününün peşinde.
SIRADAN İNSANLARIN OLDUĞU BİR DÜNYA İSTENİYOR
Yazıya başlarken,
“Bu çağ üretti, sıradan insan tipini” dedik ama. İkinci paragrafta ise, bu
insan tipinin, insanın var olduğundan beri hayatımızda olduğu kanısına vardık. Şimdi
üçüncü paragrafta, bir başka noktaya daha değinmek istiyorum. Evet, sıradan
insan tipi hep vardı. Ama bu çağda, herkesin sıradan insan olması için bir çaba
harcanıyor. Sıradan insan tipi özendiriliyor, destekleniyor. Neden böyle peki? Eminim
Dostoyevski, şimdi yaşasaydı, bunun için de bir şeyler yazardı. Dünyada bu tip
insanlar çok olursa, istediğiniz gibi at koşturabilirsiniz. İnsanlığın aleyhine
her türlü faaliyeti yapabilirsiniz. Nasıl olsa soran eden, karşı çıkan yok. Küresel
yapıların kobayı haline geliyor insanlık işte. Peki sizler neler söylemek
istersiniz bu konuda?
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Teknoloji o sıradan insanları, önemli insanlar haline getiriyor. Şuan köşe başlarına, makam koltuklarına vs. yerlere baktığımızda neredeyse hepsini Dostoyevski'nin "sıradan insanlarının" kaptığını görüyoruz. Düşünmeyen, sorgulamayan, sadece tüketmeye dayalı insan türünün yayılmasında, öyle bir toplumun inşa edilmesinde teknoloji büyük pay sahibi. Çünkü her türlü imkanı sunuyor onlara.
YanıtlaSilGünümüz toplumu bana zombi filmlerini/dizilerini anımsatıyor açıkçası. Hani önce bir virüs patlak verir ve hızla yayılır ya. İşte o virüs düşünmemeye, sorgulamamaya, sıradan olmaya yöneltiyor insanları ve bu virüs internet aracılığıyla hızla yayılıyor. Kimse önünü alamıyor. İyi dediğimiz insanlar bile bir süre sonra o virüsü kapabiliyor. Bana kalırsa bu sebepten günümüzdeki durum çok daha dehşet verici. Yoksa insanlık tarihinin her döneminde bu tür insanlar var olmuştur, bunda şüphe yok. :)
Yazı gibi yorum olmuş. Eline sağlık :)
SilEvet biraz abarttım sanırım, kusura bakma. Kaptırdım kendimi. :)
SilAsla kendine sınır koyma. Dilediğin gibi yaz. Senin yorumun zenginlik katar yazıya :)
SilSerhat ne güzel yazmış.Aynı düşüncedeyim.Lakin hiç bu tiple alakası olmayan ben ve ailemin fertleri, onları bir kademe daha aşağılarda görmek istiyoruz.Tövbe yarabbim diyor ama yine böyle düşünmekten alamıyorum kendimi.Gerçekten yaşamı, vatanında olanları sorgulamayanlara, iç görüsü ve empatisi olmayanlara, bir muhabbet kuşu ile kedi arasında ayrımcılık yapanlara, halkını dilsiz şeytana dönüştürmek isteyenlere, hiç layık olmadığı mevkilerde yüzsüzce duranlara ben insan gözüyle bakmıyorum. İnsan' düşünen hayvan 'ise eğer düşünmezse, çabalamazsa yeni bir ad bulmak gerek ona.Ayy ne güzel sinirlendim Cem kardeşim.Sağol.Bir ricam olacak.Bugün tarihli şiirim, Kıyametle ilgili, inan tam adını unuttum.Onu okur ve tam olarak düşünceni paylaşırsan çok sevinirim.Yine çok mutlu ayrılıyorum buradan.Sevgilerimle güzel bir hafta sonu dilerim.Haaa! bir de kardeşinizin sınav sonucunu öğrendiğinizde bildirirseniz memnun olurum.Hoşça kalın :)
YanıtlaSilNe demek tabi ki düşüncemi paylaşırım :) Sınav sonucu hakkında da bilginiz olacak :) Bu güzel ve sıcacık yorumunuz için teşekkürler ve sevgiler.
SilPek sinirlendim okurken... Bahsi geçen insanlardan o kadar çok ki çevremde Dostoyevski bugünleri görüyorsa ters dönüyordur yattığı yerde..
YanıtlaSilMuhtemelen :) Yorum için teşekkürler
SilBu durum rüşvet ve iltimasla da paralel bence. O kadar yayılıyor ki bunlar en dürüst insanların bile boğazlarını urgan gibi sıkıyor. Geçinmek için, yoksul kalmamak için,zor durumlardan kurtulmak için bunlara yöneliyor insanlar. Bu da çıkarcı düşünceyi yayıyor. Bir insan yükselmek için onlarca insanın sırtına çıkıyor. Ve bu o kadar yayıldı ki normal bir şeymiş gibi karşılanıyor.Ve bu son yazdığım da çıkarcılığı sahiden yayıyor. Sadece teknolojiye bağlamamak gerekir bence. Başarılı bir yazı olmuş bu arada. Yorum yapmadan edemedim...
YanıtlaSilKatılıyorum. Normal insanlar da yaşam şansı bulamıyor. Mecbur o dünyaya aitmiş gibi davranıyorlar. Yorum icin tesekkürler.
Sil