Her yazarın bir
şekilde edebiyata girme, başlama şekli olmuş. Bir yazarın edebiyata girişi ise,
sevdiği kadına yazdığı şiirlerle başlamış. Şimdi kadın falan deyince, çok geç
yaşlarda sanmayın. Daha bu çocuk çok genç. Yaşı sadece 18. Aşık olup şiirler
yazdığı kız ise, sadece 20 yaşında. Peki kimdi bu yazar? Sizi daha fazla merak
ettirmeyelim. Charles Dickens. Eğer insanın kaderinde varsa edebiyat, bir
şekilde kaşığında çıkıyor işte. Hemen kızın
adını da söyleyelim: Beadnell. Acaba yıllar sonra, Charles Dickens meşhur
olduğunda, böyle bir şeye sebep olduğunu öğrendi mi acaba Beadnell? Ya da
kendisine bahsetti mi, “Senin sayende edebiyata başladım” diye?
AHH BEADNELL AHH
Okuduğum makalede
Beadnell’e yazdığı şiirler yoktu. Ama Charles Dickens’ta muhtemelen, “Ahh
Beadnell, Ahh Beadnell” diye ahh çekmiştir. Ya da o ahhlara şiirlerinde yer
vermiştir. “Ee, sonuç? Kavuşmuşlar mı?” diyenler olabilir. Merak etmeyin, onu
da anlatacağım. Aha da başlıyorum anlatmaya, kaldığım yerden. Bizim Charles
Dickens, Beadnell’in peşinden koşmuşta koşmuş. İnsan şu çocuğa bir şans verir
değil mi? Nerdee! Kalpsiz Beadnell. Tam üç yıl boyunca, “Beadnell, Beadnell”
diyerek geceyi gündüz edip koşturmuş. Ama yok. Kabul etmemiş Beadnell. İşte Charles,
aşkına kavuşamamış ama. Gerçi kavuşamamış demek de doğru mu, bilemedim. Çünkü tek
taraflı bir durum sonuçta. Yani platonik. Beadnell’den elinde kalan, edebiyata
başlaması olmuş.
YILLAR
SONRA BEADNELL İLE KARŞILAŞMA
Ama bir dakika. Hikayemiz
burda bitmemiş. Devamı da var. Yıllar yıllar sonra Charles Dickens, yeniden
Beadnell’i görmek istemiş. İlk göz ağrısı unutulmuyor işte. Kaç yaşına gelirsen
de gel. Görmek istediği zaman, Charles Dickens ünlü olmuş artık. Kitapları
dünyada okunan bir yazardır artık o. Çevresindekiler- makalede bu ifade
geçiyor. Herhalde eşi, dostu, akrabası falandır- “Yapma etme” demişler. Neden böyle
demişler diye baktığımızda, karşımıza Beadnell’in eski fiziğinde olmadığı
gerçeği çıkıyor. Charles ne bilsin. O illa ki görmek istiyor. Ben olsam, ben de
görmek isterdim. Fiziği iyi değilse bile görüp, buna kendim karar vermek
isterdim. Beadnell’in evlenip evlenmediğine dair bir bilgi yoktu. Herhalde evli
olsa, görüşmek istemezdi Charles. Bakmış ki Charles, söylenenler doğru. Tabi
herkese dile getirmemiş bunu. Bir mektupta Beadnell için, “Şişmanlamış” demiş. İşte
böyle. Peki siz ne dersiniz? Aşk şiirlerinden bir edebiyatçının doğması
hakkında.
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Her insan yazmaya sevk eden güçlü sebepler var elbette. Beadnell ona ahlar vahlar ettirmeseydi belki bugün bildiğimiz Charles Dickens olmayacaktı. O görevini layıkıyla yerine getirmiş bence. :)
YanıtlaSilBence de :)
Sil