Powered By Blogger

29 Mart 2015 Pazar

Akıcı bir yazı okunmaya doyulmaz...



    Akıcı bir yazı, tadindan yenmez bir yazidir. Okumaya doyamam. Onun icin, bir yazida ilk dikkat ettigim şey,  yazinin akici olmasidir. Yağ gibi akmasi lazim bir yazinin. Mesela; Hıncal Uluç ile Ayşe Özyılmazel'in yazilari öyledir. Okumaya baslar baslamaz, yazi alir götürür beni. Kendimi, her şeyi unutmus, sadece yaziya odaklanmis bulurum. Sizin de, böyle okumaya hayran oldugunuz yazarlar varsa paylasin. Böylesi yazarlari ben de çok tanimak isterim. Ne kadar böyle akici yazi yazan yazarlar okursak, o kadar iyi yazariz.
       Akici olmayan bir yazı insani yazidan sogutur. O yüzden önüme gelen her yazari okumam. Okuma dunyamdaki dengemi bozacak diye. Kimse kusura bakmasin. Okuma konusunda yazarlara ön yargili yaklasirim. "Acaba yazim dili nasildir?" diye, her yeni tanistigim yazarda kuşku duyarim. Ilk bir kac cumlesinden itibaren beni yakalarsa ne ala. Yoksa aldigim gibi yerine koyarim o kitabi. Romancilardan da Ayşe Kulin'i örnek verebilirim. Romanlarinda öyle bir akici dil kullanir ki. Kapilir gidersiniz o ahenge.
      Nefes Nefese romani, bu romanlarindan biridir Ayşe Kulin'in. Hatirliyorum da kelimeleri sanki yudum yudum su icermis gibi yutuyordum. Kitabi okurken, "Bu kitabi okumadan su fani dünyadan gocseydim yazik olurdu" bile dedim. Düşünün artik. Kelimelerin benim üzerimde nasil da hakimiyet kurduklarini. Kelimeler böyledir işte. Akici bir yazinin icinde bir araya gelen kelimeler, ruh dunyaniza girerler hemen. Ve üzerinden ne kadar yıllar gecse de unutamaz olursunuz, o kelimelerin size verdiği hazzı. Benim de tek amacim, burada anlattigim gibi akici yazilar yazan bir blogcu olmak. Şimdilik bu kadar. Bir dahaki yaziya kadar sağlıcakla kalin.

Foto kaynak : http://www.sitebuilderreport.com/stock-up#q=&page=2



Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder