Powered By Blogger

29 Ağustos 2022 Pazartesi

Kendimi kötü hissederken yazmadım hiç...

     Çok önerilen şeylerden biridir: Moralinizin çok bozuk olduğu anlarda yazmanız. Ben bir blog yazarı olarak bunu hiç denemedim biliyor musunuz? Moralimin çok bozuk olduğu anlarda ya da kendimi iyi hissetmediğim zamanlar da yazmadım. Niye yazmadım? Böyle bir alışkanlığım hiç olmadı. Birkaç kere deneyeceğim bunu. Bakalım nasıl bir etki yapacak ben de.

SABIRSIZLIĞIN GÜZELİ OLUR MU?

     Bundan önceki son yazımda BİM’den yeni defterler aldığımı yazmıştım. Günlük için yeni bir defter aldım. Bir an önce şu anki günlük tuttuğum defter bitse de yenisine geçsem diye sabırsızlanıyorum. Bu sabırsızlığı çok seviyorum. Bunlar güzel sabırsızlıklar. Sabırsızlığın güzeli olur mu? Olur. Böyle güzel şeyler olmasa günün yorgunluğu, hayatın yorgunluğu nasıl geçer sorarım size.

ESKİ İNSANLARIN NAZİK KONUŞMALARI…

     Size demişken. Çok güzel bir saygı ifadesidir. Eski insanlar birbirleriyle konuşurken böyle nazikçe konuşurlarmış. Naziklik artık popüler değil. Bunun yerine hayvanca davranmak, kaba saba olmak revaçta.

KADINLAR KABA SABA ERKEKLERİ Mİ TERCİH EDERLER?

     Kadınların, erkeklerden bekledikleri de böyle bir erkek tipi. Kaba saba olacak. Bu tip erkekler daha tercih ediliyor kadınlar tarafından. Bir kadın neden bu tarz erkek ister ki? Evlendiğinde hem kendisini hem de ailesini koruyabilsin diye. Ben böyle düşünüyorum. Belki de yanlış düşünüyorumdur.

ANNE-BABA OLABİLMEK İÇİN TESTTEN GEÇMELİ…

     Baba olup babalık yapmayan erkekler var mesela. Hayatta sinirimi bozan şeylerden biridir bu tip insanlar. Madem babalık yapmayacaktın niye baba oldun? Hiç yapmasaydın daha iyiydi. O yüzden herkes anne-baba olmamalı. Anne-baba olmak için belli testlere tabi tutulmalı herkes. Testleri geçerse anne-baba olmalılar. Sadece test yapmakla bitmiyor iş. Kaliteli insan yetiştirmek lazım. Kaliteli yetişen insanlar çocuk yapmıyorlar. Yapmasınlar. Sevgisiz çocuk büyüyeceğine hiç yapmasınlar.

EVET YA DA HAYIR İRADESİNİ ORTAYA KOYABİLMEK…

     Hayatta belli şeyler yapmak ya da yapmamak. Bu iradeyi ortaya koyabilmek çok önemli. Önünüze gelen seçenekleri ne kadar çok kendiniz cevaplarsanız evet-hayır diye, iradeniz o kadar kuvvetli olur. Kuvvet sadece fiziksel olarak olmamalı. Ruhsal olarak da, bilgi birikimi olarak da kuvvetli olmalı bir insan. Bunlar hep olgun insana erişmede insanların kullandığı merdivenin basamaklarıdır.

KAMİL İNSAN…

     Olgun insan ya da kamil insan. Daha önce bu ifadeleri duyduğumda anlamlandıramazdım. Yaş aldıkça ve hayata katıldıkça anlamaya başladım. Duygusal, fiziksel ve ruhsal yönden insanın ulaşabileceği maksimum seviye. Gelebileceği en son nokta olarak değerlendiriyorum.

KENDİNİ DEĞERLENDİRME…

     Değerlendirme. Gün içerisinde kendinizi ne kadar da sıklıkta değerlendiriyorsunuz? Öğlen olduğunda mesela, “Öğlene kadar berbat bir gündü. Niye böyle oldu?” gibi. Ya da, “Ne cevap verdim ya. Herkes beni konuşuyor” gibi.

İNSANLARIN GÖZÜNE GİRMEK İSTİYOR MUSUNUZ?

     İnsanlardan takdir toplamak için kendinizi hırpalıyor musunuz? Anne ya da babanız, sevgiliniz ya da eşiniz? Ya da en yakın arkadaşınız? Onların gözüne girmek gibi bir niyetiniz var mı?

İYİ NİYETLİ OLMALI İNSAN…

     Niyet demişken. İnsanın her işte niyetinin temiz olması gerektiğini düşünürüm. İyi niyetlisiniz diye her işinizin güzel gideceğinin de garantisi de yok elbette. Ama vicdanınız rahat olur en azından. Bu da şu fani dünyada çok büyük bir iç huzur demektir. Daha önce de yazdım. Huzur olursa bir insanın yaşamında, mutluluk da onu takip eder.

HERKESİN AÇIKLARINI ARAYAN İNSANLAR…

     Diğer insanların açıklarını, zaaflarını takip eden ve bunları ortaya döken insanları hiç sevmem. İnsan nasıl zamanla böyle fesat bir kişiliğe dönüşebiliyor anlamıyorum.

ANLAMLANDIRMAYA ÇALIŞMAK…

     İnsanları, dünyayı, yaşamı anlamlandırmaya çalışmak. Anlam verdiğimiz oranda da yaşadığımız andan zevk almak. Zevk almak demeyelim de huzurlu olmak diyelim. Maneviyatsız olmaz. Yaşadığımız çağ ise bizden maneviyatı almak istiyor. Anlık zevkler peşinde koşmamızı istiyor. Bunun peşinde koşan bir insan gün gelir tükenir. Maneviyat olmadan olmaz.

    

16 yorum:

  1. Hayatın içindeki noktalara ufak ufal değinilmiş, güzel de bir yazı olmuş^^ İnsanın fıtratından olsa gerek anlam arayışı.. Bir de kötü hissettiğinde yazmak cidden iyi geliyor ama şimdi kötü hissedeceğin olayları çekme hayatına. Şükür dolu ve maneviyatlı bir hayat en güzelii..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler :) Kesinlikle. Şükür etmek ve maneviyat, huzurun anahtarı.

      Sil
  2. Kendimi kötü hissederken çok yazarım daha güzel şeyler çıkıyor ben de :)
    Günlük tutman ne güzel ve defterler için sabırsızlanman da :)
    Kadınlar kesinlikle kaba saba erkek sevmez hatta hiç hoşlanmaz ama şimdilerde durumlar değişti mi bilemedim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kötü hissederken yazarken güzel şeyler çıkması ne güzelmiş :) Hikayeci de olunca tabi :)
      Günlük tutanlara hayranımdır her zaman. Ben de elimden geldiğince tutmaya çalışıyorum :)
      Şimdiler de değişti gibi :)

      Sil
  3. Nazik konuşan insanları severim. Şimdilerde pek yok, çoğu kişi, özellikle erkekler kavgaya yer arıyor gibi. Kaba saba insanı hayatımda istemem, öyle insanları sevenlere de anlam veremiyorum. Sonuçta bugün başkalarına kötü davranan, evlenince de yarın eşine, çocuğuna aynı davranır.
    Herkes anne baba olmamalı, buna çok katılıyorum. İnsanımız iyice bencil, duyarsız, saygısız, kavgacı, gösteriş meraklısı olma yolunda ilerliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu açıdan da düşünmeli aslında kadınlar. Dediğin gibi başkasına kötü davranan bir kişinin gün gelip eşine ve çocuklarına da kötü davranmayacağının garantisi yok. Herkes anne ve baba olmamalı. Bunun için de bir şeyler yapılmalı bence.

      Sil
  4. canın sıkkınken yazcan kağıtlara rahatlıcan sonra kağıtları çöpe atcan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu taktiği ben de düşünmüştüm ama uygulamamıştım Deep :)

      Sil
  5. Yeni tema çok iyi olmuş kardeşim. Tebrikler...

    YanıtlaSil
  6. Ben sanırım mutsuzken daha iyi yazıyorum.Maço tipleri seviyor kadınlar başta evet, paranoyaklığı kıskançlık, kıskançlığıda sevgi göstergesi sayıyorlar.Sonrası malum işte şiddet görmeye kadar uzanıyor işin ucu.Ehliyet alınmalı ana babalık için. Göze mi girmek yorulurum ben, uğraşamam. Açık arayan insanlar çok enteresan değil mi? Saçma geliyor bana böyle şeylere enerji harcamak.Ne güzel anlatmışsın son kısmı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maço tipleri bu yüzden hoş buluyorlar demek ki. Anne ve babalık, gerçekten ehliyet alınmadan olunmamalı. Yorulurum ben :) Son kısmı beğenmene sevindim.

      Sil
  7. Yeni deftere sabırsızlanmayı bırak, eski defteri de bırak, yenisine geç :)

    YanıtlaSil
  8. Kadınların kaba erkek sevgisi erken yaşta ortaya çıkıp sorma düzeliyor diye düşünüyorum. Genellikle sağlıklı aile ortamında bulunmayan ya da nerde bir bozukluk görse düzeltmeye çalışan dişi bireyler bu tercihte bulunuyor benim gördüğüm.

    YanıtlaSil