Powered By Blogger

30 Ağustos 2022 Salı

Küçük bir dükkan ve huzur...

     Annem ve kardeşimle pazara gittik. Çocukluktan beri pazara giderim. Pazarda çocukluğumdan beri satış yapan amca var mesela. Allah uzun ömürler versin. Gofret, bisküvi, şeker, sakız, oyuncak satar. Küçük bir tezgahı vardır. O an içimden, “İşte bu kadar ya. Küçük bir tezgah yeter insana. Kendi yağında kavrulacak kadar para kazanma. Daha ne olsun” dedim. Bu dünyada çok para kazanacağım diye harap etmemeli insan kendini. Huzurun peşinde olmalı.

KÜÇÜK BİR DÜKKAN ANISI…

     Küçük dükkanları da severim. Kendi halinde olan. Bundan yıllar önce Bilecik’te kalırken bir terzi dükkanına girmiştim. Orada yaşadığım huzuru yazmıştım. Bir yandan elindeki işle uğraşıp bir yandan da karşısındaki arkadaşıyla konuşan terzi amca çok hoşuma gitmişti. Ayrıca içeride açık olan radyo da başka bir güzellikti. Küçük şeylerle de mutlu olabilir insan derler ya. Galiba anlatmak istedikleri bu gibi şeylerdi. Hala hatırlarım o güzel günü.

ZAMANI GELİNCE ANLIYOR İNSAN…

     Böyle hatırlayacak güzel günler biriktirmeli insan. “Güzel günler biriktirmek söylemi çok saçma bence?” derdim eskiden. Şimdilerde anlamaya başlıyorum bunları. Her insanın anladığı bir zaman dilimi var. Tıpkı kitaplardaki gibi. Bazı kitapları ikinci sefer okuduğunuzda anlar ve çok seversiniz ya. Onun gibi işte.

KÜÇÜK BİR KİTAPÇI AÇMA HAYALİ…

     Zamanında liseden arkadaşım Yaşar ile küçük bir kitapçı dükkanı açmayı düşümüştük. Ama tatlı bir hayal olarak kaldı. Çünkü maliyetleri altından kalkılamayacak gibiydi. Her türlü zorluğu göz önüne alıp açmış olsak bile, yatırdığımız parayı geri alacağımızın garantisi yoktu. Ama bir an için bile olsa hayali bile güzeldi.

HAYAL KURMAK AMA NASIL?

     Çok hayal kuran biri değilim ben. Çok hayal kuran biri olmak isterdim. Çok hayal kuran insanlar sanata yöneliyorlar. Mesela bir hikaye ya da roman yazarı olabilirdim. Hayal kurmanın sınırı nedir peki? İnsan ne kadar hayal kurabilir? Ya da ne kadar hayal kurmalı insan? Bir tane öğretim üyesi devamlı hayal kurmayı öğütlüyordu mesela gençlere. Hayal ama ne hayali kurmalı? İşinde dünyanın en bilinen kişisi olduğunu mu hayal etmeli insan? Mesela dünyaca ünlü bir yazar olduğunu mu düşlemeli? Çok iyi bir eşe ve çok iyi bir aileye sahip olacağını mı hayal etmeli?

AYNI HAYALİ TEKRAR TEKRAR HAYAL ETMEK…

Hayal kurmakla ilgili şöyle de bir şey duymuştum: Yine dünyaca ünlü bir yazar olmaktan gidelim. Bir kere hayal edip kalmamalı insan. Devamlı o hayali yaşamalı. Tekrar tekrar yaşamalı. Ne kadar sık aynı şeyi hayal edersek, gerçekleşme ihtimali o kadar fazla olurmuş. Her şeyden sıkılan bir insan olarak her gün aynı şeyi hayal etmekten de sıkıldım. Ama kötü şeyleri o kadar kolay hayal edebiliyorum ki. Devamlı yaşıyorum onları. Kaç kere beynimde oynatıyorum aynı sahneleri.

DENEYİMLEMEK İSTİYORUM…

     Bazen hayatta her şeyi deneyimlemek istiyorum. Bunlardan biri de tiyatroda oynamak. Sadece bir kere olsa da tiyatro sahnesine çıkmak. O duyguyu yaşamak. Hatta bunu daha da abartıp bir günlüğüne, çok popüler kafelerden birinde garson olarak çalışmak da istiyorum. Bir günlük ne kadar deneyim kazanabilirsem artık. Burada önemli olan yaşamın içine dahil olmak. İnsanlarla birebir iletişim kurmak. İyisiyle/kötüsüyle olayları deneyimlemek. Bunlardan da kendime pay çıkarmak.

PAY ÇIKARABİLDİM Mİ?

     Bunlar deneyimlemek istediklerim. Peki bugüne kadar yaşadıklarımdan kendime pay çıkardım mı? Evet, pay çıkardıklarım oldu. Ama bazı büyük hataları yapmaya devam ettim. Artık bu hataları tekrar yapmamak derdindeyim. Peki ya küçük hatalar? Küçük hataların bazılarından dersler aldım. Bazılarını ise kulak arkası ettim.

    

15 yorum:

  1. kitapçı kafe tarzı yer açmak her türkün hayallerinden :) olmucak şeyleri hayal etcen yazmak için yani :) örneğin pazarcı amca uzaylı sen de zombisin gibi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zombi ve uzaylı. İşte Deep'in hayal dünyası :)

      Sil
    2. Fantastik şeyleri seviyorsunuz siz Deep'le :)

      Sil
  2. Deep ne alem ya, yazacağım yorumu unuttum gülücem diye :)

    YanıtlaSil
  3. İlk iki paragraf çok güzeldi, huzurun çok parada olmadığına katılıyorum. Hayalleriniz ve deneyimlemek istediğiniz şeyler de hep hayatın içinden. Tiyatro sahnesine çıkmayı ben de isterdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle :) Çok para, huzuru garanti etmiyor. Hayata içine girmek, insana bir şeyler katması açısından önemli. Tiyatro sahnesinde de elim ayağıma dolanır ha :)

      Sil
  4. Hayal etmek yine de güzel ya hem kim bilir değil mi? Olur mu olur. ❣️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüm hayallerimiz gerçek olsun İnşallah o zaman :)

      Sil
  5. Hocam pazarlardan nefret ettiğim kadar başka yerden etmiyorum.. Okul Çağı öncesi pazarda kaybolmuştum.. Arkasından gözümün yanına cam girmiş ve eczaneye giderken annemin cüzdanı çalınmıştı.. O gün bugündür pazar deyince irkiliyorum:)

    YanıtlaSil
  6. İnşallah hayallerinize kavuşursunuz. Ben de tiyatro ile ilgili her alanda çalıştım toplu bilet, ile başladım. Öğrenci veli öğretmenlerle beraber ayda iki oyun izlemek , oyun atölyesi, oyun yazımı ,sahnelenmesi ,kendi oyunumu öğrencilere oynatmak. Şimdide Ankara Taksav'ın festivalinde yönetimdeyim. Hayalim bir oyunda rol almaktı. iki defa rol aldım. Neden olmasın.ne istiyorsanız yapın ertelemeyin. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tiyatronun her aşamasında yer almışsınız ne güzel :) Sevgilerle

      Sil
  7. Senin yazıların gibi oldu biraz :)

    YanıtlaSil
  8. Buranın esnafları genelde bellidir. O yüzden tanıdık simalar görmemiz normal. Pazar başka yere taşınınca zor tabi pazarcıları tanımak.

    YanıtlaSil