“Bizimkilerin yapacağı Turkovac aşısı çıkmadan ikinci aşımı da olmam lazım” dedi arkadaşım. “Neden ki?” dedim. Çünkü kendisinden bomba bir cevap alacağımı biliyordum. “Aşı diye tuzlu suyu bize verirler” dedi. Ben de bunun üzerine, “Ona bakarsan müsilaj ne güne duruyor” dedim. “Yani, o kadar müsilajı ne yapacaklar?” dedi. İşin makarası bizimki tabi. Salgın bitecek bizim aşı daha ortalarda yok. En son ekim ayı verildi tarih olarak. O tarihe de yetişirse.
KAPATILAN O KURUMUN YENİDEN AÇILMASINA VESİLE OLUR UMARIM…
Böylelikle aşının
önemi anlaşılmış oldu. Bir tane aşı üreten kurumumuz varmış, onu kapatmışız. Umarım
bu yaşadıklarımız tekrar o kurumu açtırır bize. Arkadaşımın aksine ben gönül
rahatlığıyla bizim aşıdan olabilirim düşüncesindeydim. Ama bugünkü
konuşmamızdan sonra aklımda soru işaretleri de oluşmadı değil. Maalesef kimseye
güvenimiz kalmadı. O nedenle böyle düşündüğü için arkadaşımı asla yargılayamam.
Aşılar hakkında özellikle de mRNA aşıları hakkında çok şüpheler var,ekranlara özellikle seçilip çıkartılan o şöhretli hekimlere pek güvenmiyorum,doğruyu söylemediklerini tahmin ediyorum ve açıkçası senin de dediğin gibi kimseye güvenimiz kalmadı..:(
YanıtlaSilİlerde çıkar bu aşıların gerçek yüzü. Ama o zamana kadar da iş işten geçmiş olur.
SilNe demişti Büyük Atatürk "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz" 😊🤚
YanıtlaSilÇok güzel bir yerden yakaladın olayı :)
SilHaklı bence de 🙄
YanıtlaSilBence de haklı Derya.
SilArkadaşınız için ben de haksız diyemem, insan güvenemiyor, ikilemde kalıyor. Aşıların etkisi de ilerleyen zamanlarda ortaya çıkacak, içtiğimiz ağrı kesiciler bile bir yandan iyileştirirken, diğer yandan başka bir organımıza zarar veriyor.
YanıtlaSilAğrı kesici çok güzel bir örnek olmuş. Hakikaten öyle.
Silhepimiz biontech olalım :)
YanıtlaSilSinovacıyım ben :)
Sil