Yeni bir
karar alınmış. Avm otoparklarına giren arabaların plakaları emniyete paylaşılacakmış. Eğer aranan
araç varsa emniyet hemen enseleyecekmiş onları. Kardeşim, bunlar hep sonuçlarla
uğraşmadır. İstersen her sokağa, her mahalleye kamera koy. Yapan, yine
yapacağını yapar. Önemli olan işin kaynağına inmek be abi. Aradığın adam mafya
mı? Abi bu adam nasıl mafya oluyor? Nasıl insanları öldürüyor? Nasıl kendi
yasalarını koyuyor. Önemli olan insanları mafya olabileceği bir ortam
yaratmamak. Yani işin özü: İnsan yetiştirmek. Teröristleri ele alalım. Canlı
bomba oluyor. Kısacası önlem almakla bu işler çözülmez. Ha, “Bu önlem alınmasın”
demiyorum. Bence iyi bir uygulama. Ama bununla çözüme ulaşamayız aga, anlatmak
istediğim bu. Önemli olan zihniyeti öldürmek, o düşünceyi yok etmek. Bu da
nasıl olacak? O düşünceye karşı düşünceler koyarak. Okuyan, sorgulayan,
bilinçli bireyler yetiştirerek. Zaten bizim yıllardır düzeltemediğimiz
şeylerden biri eğitim. Nitelikli insanlar yetiştiremiyoruz. Böyle olunca
insanlar başı boş kalıyor. Kim nereye çekerse oraya gidiyorlar. Tamam,
önlemlere eyvallah. Alınsın, alınmalı da. Ama önlem alırken işin özünü
kaçırmayalım be abi. Kaliteli insan yetiştirmek için de adımlar atalım bir
yandan da.
SIRADAN SEVİNÇLER
Bazen hayat çok sıkıcı, çok rutin geliyor.
Evden işe, işten eve. Eve gel yat. Sonra sabah tekrar kalk işe git. Yine gün
boyu koşuşturma. Bir şeyleri yetiştirme telaşı. Hedefleri tutturmak için
çabalamalar. Sonra akşam. Yine eve dön. Sanki bir şey eksik. Tat alamıyorum. Şükür
sağlığım yerinde. Çalıştığım bir işte var. Ama biz insanoğlu işte doymak
bilmeyiz. Hep daha iyisini, daha iyisini isteriz. Ruhen açım sanki. Ruhum bir boşluk içinde. Hani
bazen sevmediğiniz bir yemek yersiniz. Karnınız doyar ama ruhen doymamışsınızdır.
Karnın doydu mu? Doydu olur. Ama yediğin yemekten zevk almamışsınızdır. Tıpkı bunun
gibi bir ruh haline bürünüyorum bazı zamanlar. Pazartesi geliyor. Pazartesi sendromu
diye dert ediyoruz. Cuma oluyor. “Hey! Tatil başlıyor” diye seviniyoruz. Sonra pazartesi
bir daha sendrom. Sizce de bunlar çok basit, sıradan sevinçler değil mi? Böyle küçük
şeyler için değil, daha büyük hedefler için sevinmeliyiz diye düşünüyorum.
Aynen senin gibi düşünüyorum sonuç odaklı olmaktansa sorunun kaynağını bulup,düzenlemeler yapmak gerek.Yoksa yakala yakala bitmez ki suçlu :(Şu ruh halinden de lütfen çık artık :) Mutlu yıllar :)
YanıtlaSilE kısa zamanda çıkmaya çalışacağım :) İyi yıllar :)
SilAynen rutine bağlamış durumdayız, hep sıradan şeylerle uğraşıyoruz farklılıktan korkuyoruz sanki.
YanıtlaSilFarklılık rutini bozar çünkü. Ondan korkuyoruz. Belli bir düzen tutturmuşuz o bozulmasın istiyoruz.
Sil