Çocukluğum kitabını bitirdim.Çocukluğum
kitabının yazarı Tolstoy.Kütüphanede kitabı gördüğüm zaman heyecanlanarak
almıştım.”Yazarlık döneminin başlangıç aşamalarını anlatır.Bende bir şeyler
öğrenirim”diyerek bir heves aldım kitabı.Ama boşa almışım.Hiç öyle beklediğim
gibi yazarlığa nasıl merak saldığını falan anlatmıyordu.Normal çocukluk
dönemini anlatmış.Böyle kitap yazarsan ben bu kitabı ne yapayım?Normal
sokaktaki insandan farklı bir şeyler yazacaksın ki bi farkın
olsun.Öylesine,sıradan bir kitap.Okumak için harcadığım zamana yazık.
Bu arada arkadaşlar.Bu tür kitaplar
bilen varsa lütfen benimle paylaşın.Bir yazarın yazarlık serüvenini anlatan
kitaplar okumak isterim.Az çok bir şeyler karalayan biri olarak.Ustalar nasıl
yazmaya başlamışlar?Nasıl bir ortam onları yazmaya itmiş?Bunu gibi şeyler.Kitap
önerilerinizi bekliyorum.
Dün akşam ki Yetenek Sizsiniz Türkiye
çok güzeldi.Murat Boz geldiğinden beri tutuk bir tavır sergiliyordu.Ama dün
akşam gördüm ki bu tavrı artık atmış.Eser ile birbirlerine takılmaları da ayrı
bir renk katıyor programa.Eser ile Acun’un zaman zaman oyunlara dahil olmaları
ve rekabetçi tavır sergilemeleri de ayrı güzel.Özgü programda gerçekçiliğin
sesi olarak duruyor.Gerçekçi insanları her zaman sevmişimdir.Hayatında da
gerçekçi bakıyordur Özgü.Bu gerçekçilik yararlanmasını bilene çok şeyler
kazandırıyor.Yere daha sağlam basıyorsunuz.Olmayacak hayaller kurup,vaktinizi
boşa harcamıyorsunuz.
Eser iyice sazı eline almış.İlk
zamanlar olmadık yerlerde,olmadık espriler yapıyordu.Tam bir hayal kırıklığıydı
yani.Ama geçen zaman içinde olayı çözmüş.Ortama ısınmış.Artık nerede,hangi
esprinin yapılması gerektiğini çok iyi seziyor.Programa çok artı katıyor.İlk
başlarda Eser gitse program hiçbir şey kaybetmezdi.Hatta kazanırdı.Ama şimdi
durum çok farklı noktalara gelmiş.Artık,”Eser gitse çok büyük bir kayıp olur
program için”noktasına gelindi.
Galip Derviş bazı zaman gerçekten çok
sıkıyor insanı.Dizi saatini doldurmak içi yapıyorlar heralde.Galip Derviş’in
takıntılarına,bazen çok takıyorlar.Bu da insanı sıkıyor.Bu bir,polisiye
dizisi.Gizem,cinayet,katil…Daha çok bunlara yoğunlaşmak gerek.Her şey dozunda
olmalı yani.Dün akşamki bölümde,daha çok takıntıları üzerine eğinilmiş.Sıkım
sıkım sıkıldım.Zaten bu zamanda,bir diziyi izleyiciye beğendirmek çok
zor.Beğenilmiş bir diziyi böyle yaparak heba edecekler farkında değiller.Bir
zaplık ömrü olan diziler sınıfına girmesin Galip Derviş.
GS yönetimi hangi akla hizmet Hamza
Hamzaoğlu’nu getirdi?İnanamıyorum.Sanki bu yönetim GS’ın daha da kötüye gitmesi
için elinden geleni yapıyor.Prandelli’ye bunca zaman katlanmak başka hangi
şekilde izah edilebilir ki.Prandelli’yi,GS Avrupa’dan elendikten sonra
gönderdiler.Bunu bekliyorlarmış demek ki.Bu başka bir manaya gelmez.”Başka bir
teknik direktör getirirsek Avrupa’da GS yoluna devam eder”diye düşündüler
herhalde.Hemen tazminatı öne sürmeyin.”GS’ın,Şampiyonlar Ligi’nden kazanacağı
para ne oldu?”derim o zaman.Ya da,”GS,grupta sonuncu oldu.Gelenden gidenden
dört yedi.Peki GS markasının itibarı ne oldu?”Bir GS’lı olarak takımımı bu halde görmek beni son derece
üzüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder