Dün gece yazdığım gibi sabahın 07:45’inde
hastaneye gitmek için zar zor kalktım.Ama ne kalkma.Beş dakika yatakta uyanmaya
çalıştım.E sabahın 04:00’ünde yatarsan kalkamazsın böyle.08:30 arabasıyla
hastaneye gittim.Bir de ne göreyim.Hastane tıklım tıklım.Her zamanki gibi.Bu
anı ölümsüzleştirmek istedim ve fotoğrafını çektim.Aşağıda gördüğünüz
gibi.Bildim bileli böyle.Ne zaman hastaneye gitsem tıklım tıklım.Abi bu millet
hastanelerden derdine deva bulamıyor herhalde.Daha nasıl açıklanır bu durum
bilmiyorum.
Dahiliye doktoruna gittim.Kolesterol
ile ilgilenen tıp dalı dahiliye imiş.Bir hafta önce yapılmış tahlili gösterdim.”O
kadar yüksek değil değerlerin.Döner falan mı yedin?”diye sordu.”Daha önceden de
vardı hocam”dedim.”O zaman tahlili yenileyelim.Duruma göre olmazsa ilaç veririz”dedi.Ordan
çıktım hemen indim kan alma yerine.Sıra hemen geldi.Şansıma stajyer kız düştü.”Şimdi
delik deşik etmese bari kolumu”dedim.Ama neyse ki öyle olmadı.Rahat aldı
kanımı.
Öğleden sonra tahlili gösterdim.”Diyet
yapacaksın”dedi.”Bu yaşta ne diyeti?”diye sordum kendi kendime.Bir diyet
listesi tutuşturdu elime.Ama şükür o listede kibrit kutusu büyüklüğünde
peynir yok.Neler yenmeli ya da yenmemeli onu anlatmış tablolar
halinde.Yani anlayacağınız diyetli günlerim başladı.
Blog
linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Geçmiş olsun. Sağlık çok önemli. Tıpkı zaman gibi. Gittikten sonra geri gelmesi ya çok zor ya da imkansız. Bu yüzden hala ona sahipken iyi korumak, değerini iyi bilmek lazım. Sevgiler
YanıtlaSilTeşekkürler Altuğ Bey.Hastaliklarin kol gezdiği bu zamanda elimizden geldiğince kendimize dikkat ediyoruz.Yine de başarılı olamiyoruz herhalde.Tekrar Teşekkürler.Sevgiler
Sil