Artık
alışmışız, kanıksamışız. İş yapan herkeste bi karış surat. Hiç kimse halinden
memnun değil. Herkes çıkış saatine kilitlenmiş bir şekilde çalışıyor. Gözler devamlı
saatte.
Tam da böyle bir ortamdayken. Mesela bir lokantadan yemek alırken,
orada çalışan kişinin sizi güler yüzle karşılaması hemen dikkatinizi çekiyor. “Gördün
mü kadın baya güler yüzlü” diyoruz.
Aslında güler yüze o kadar hasretiz ki
toplum olarak. Ama hasret olduğumuz bu güler yüzü biz çalışırken başkalarına
niye gösteremiyoruz? Yaptığımız işi mi sevmiyoruz? Yoksa çalışmayı mı
sevmiyoruz?
Yaptığımız işi sevmeyebiliriz. Ama ne yazık ki çoğumuz böyle. O yüzden
bunu kabullenmemiz lazım. En azından istediğimiz bir iş buluncaya kadar.
Peki çalışmayı
mı sevmiyoruz? Hiç çalışmasak ne güzel olur aslında. İlk başta çok güzel bir
düşünce gibi gözüküyor. Ama insan çalışmadan devamlı evde durmaktan da
sıkılıyor.
foto kaynak: https://unsplash.com/photos/slyyeNC6qzY |
Bir hafta güzel. İki hafta güzel. Hadi bir ay diyelim. Sonra ev de
basıyor. Patlıyor sıkıntıdan insan. Yani işin özü: Çalışmadan olmuyor.
O zaman
iş yerinde somurtkan, yüzü asık bir şekilde çalışmamızın nedeni ne? Benim ilk
aklıma gelen, hak ettiği parayı kazanamamak.
“Zaten zar zor geçiniyorum. Ben mutlu
değilim ki karşımdakine nasıl mutlu hizmet edeyim?” açıklaması olabilir pekala.
Asgari ücret daha yaşanılır bir hayat sağlayacak düzeyde olsa, insanların geçim
sıkıntıları olabildiğince minimum düzeye inebilse, o zaman insan işini daha bir
şevkle yapmaz mı?
O zaman daha bi güler yüzlü çalışmaz mı? Tabi ki bundan başka
nedenleri de olabilir. Elbette vardır. Ben bunu yakaladım. Sizin bu söylediğime
itirazınız varsa, dile getirin, yazın yorumlara. Ya da bunun dışındaki diğer
nedenleri de yazın yorumlara. Tartışalım.
bizde gelenek bu yaa. işyerinde gülenleri hafif buluyolar. ciddi olanlar sanki daha iyi çalışan daaa :)
YanıtlaSilAynen Deep 😀
SilBence de para mevzusu çok önemli. Bir de çalışmamızın mükafatını güler yüzle alamamak olabilir sebeplerin arasında. Ne kadar güler yüzle çalışırsak çalışalım karşımızdaki bunu anlamadığı sürece bir işe yaramıyor gibi hissediyoruz. Ben intörnlük yaparken en çok bunu hissetmiştim. Hastalardan değil özellikle çalışma arkadaşlarımdan..
YanıtlaSilEn başta para bence de. Sonra da çalıştığın ortam. İş arkadaşları çok önemli mesela. Arkadaşlarınla ne kadar iyi vakit geçiriyorsan o kadar katlanılır oluyor iş.
Silkesinlikle suratsız çalışanları sevmem:( Patron olsam önce güleryüzlü olanları seçerdim.İstanbul'da yaşam koşulları,parasızlık sanırım böyle tatsızlaştırıyor insanları.
YanıtlaSilKeşke sadece İstanbul'a özgü olsa şu parasızlık, şu geçinememe. İnsan geçinemeyince tadı tuzu olmuyor.
SilGüler yüzlü olabilmek toplumda muazzam bir avantaj. Bunun doğuştan gelen bir özellik olduğuna inanıyorum. Yapmacık bir gülümseme ise çok itici geliyor bazen:)
YanıtlaSilYapmacık gülüşler an geliyor itici olmayı bırak nefret ettiriyor insanı :)
SilSuratsız olunmasını ben de hiç sevmiyorum, bir gülümseme bile günü güzelleştirebilirken...
YanıtlaSilGülümseyebilenlere ne mutlu.
SilGüler yüze hasretiz ve böyle birini görünce az rastlandığı için mutlu oluyoruz. Asık suratın nedenlerinden biri de çalışanların kendi iş yeri olmaması, müşterinin tekrar gelip gelmemesinin umrunda olmaması.
YanıtlaSilGerçekten hiç umrunda olmuyor insanın.
SilGülmek başka mesajlar veriyor olabilir ondandır.
YanıtlaSilGaliba.
SilAbi insanlar nasıl gülsün? Hayat şartları zor ve standartları düşük. Çoğunluk mutlu olduğu işte değil. Ücretler düşük, fiyatlar yüksek. Kafada birçok düşünce dönüyor. Çalışma şartları da kötü olunca "gülmek" sadece bir duygu kavramı olarak kalıyor.
YanıtlaSil