Powered By Blogger

24 Aralık 2021 Cuma

Futbol ve siyasetten sıkıldım...

      Futbol dünyasında ve siyaset dünyasında hep aynı şeyleri konuşmaktan, hep aynı şeyleri tartışmaktan sıkıldım artık.

     Aynı işi yapmaktan da sıkıldım.

     Bana yeni şeyler lazım.

     Daralıyorum artık bu rutinlikten.

KADERDE KÜTÜPHANEYİ AÇIK YAKALAMAK DA VARMIŞ…

     Sonunda kütüphaneyi açık yakaladım. Yüzüme bir gülümseme yayıldı. Girer girmez kitaplara yöneldim.

     Ama doğru dürüst Türk yazarlara ait kitaplar yoktu, çeşit azdı. Yarım saat uğraştım kitap seçmek için.

     Sonunda üç tane kitap seçebildim.

     Peyami Safa’dan Bir Tereddüdün Romanı, İnci Aral’dan Safran Sarı, Haydar Ergülen’den de EskiYazı kitaplarını aldım.

     Haydar Ergülen ve İnci Aral’ın ilk defa kitaplarını okuyacağım.

     Kütüphaneye gençten bir çocuk koymuşlar. Çocuk patlamış artık beklemekten. Camdan dışarıyı bakıyor. Geliyor oturuyor.

     Zaman geçmedi çocuk için. Kütüphanecinin yakını mıdır, tanıdığı mıdır nedir çocukcağız?

     Seçtiğim kitapları not etsin diye ona verdiğinde telefondan müzik dinliyordu en son.

ONLAR ANLATIYOR AMA…

     Murat ve Özgür ile buluştuk. Kahvede oturup çay içtik.

     Aga kimsede maske yok. O kahvede korona çoktan bitmiş.

     Bizimkiler bir şey anlatıyor ama. Dün akşamdan uykusuz olduğum için konuşmalarına bir türlü odaklanamadım.

     Özgür’ün de yarın işi varmış, “Yorgunum erken kalkacağım” dedi. Öylelikle ben de kalktım. Bazen böyle durumlarım oluyor.

     Karşımdakine tepki falan veremiyorum. Uykuyu hayatımdan çalma olarak görüyorum.

     Ama uykusuz da olmuyor be kardeşim. Ruh gibi oluyorum.

ESKİ DEFTERLER AÇILIRSA…

     Kardeşim de bizim kuzen ile oturmuş muhabbet etmiş. Eski defterler açılmış.

     Kuzen anlatmış kardeşim şaşırmış, kardeşim anlatmış kuzen şaşırmış. Meğer sülale içinde neler varmış neler.

     Can sıkıcı şeyler tabi. İnsanın duyduğunda içini acıtan şeyler.

     Akraba dediğin sırtını yaslayacağın birileri olması gerekmez mi? Ama öyle değil işte.

     Hep birilerinin ayaklarını kaydırmaca falan. Hayatları böyle geçip gitmiş.

AKŞAMIN BEŞİNDE, SICACIK POĞAÇA…

     Kütüphaneye gidip kitapları değiştirdikten sonra Murat’ı aradım. Müsait mi diye.

     Yukarıda anlattığım buluşma da bu konuşma ile oldu zaten. Müsaitmiş. Karnımın acıktığını hissettim.

     “Şimdi kahveye gittiğimizde devamlı çay içeceğiz. Aç karnına gitmez” dedim. Girdim pastaneye. Poğaça sordum. 2,5 lira dedi.

     Aldım bir tane. Akşam 17:00 gibi bu anlattığım. Ben soğuk beklerken, sıcacık bir poğaça dağıldı ağzımda.

     Öyle bir iyi gitti ki. “Keşke bir tane daha alsaymışım” dedim.

BU KADAR DA GÖZLERDEKİ IŞILTIYA ABANILMAZ Kİ…

     Fox haberlerini izliyorum.

     Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, “Ekonomi gözlerdeki ışıltıdır” lafına çok abandılar.

     Tamam, birkaç haberde vurgularsın ama her haberde de ona gönderme yapılmaz ki.

     Gönderme yapmanın da bir anlamı kalmıyor o zaman.

UYKUSUZLUK MU, PASLANMAK MI?

     Kütüphaneden aldığım kitaplardan, Haydar Ergülen’in, EskiYazı kitabını okumaya başladım.

     Daha önce bir dergide yazdığı denemelerinden oluşuyor kitap. İlk yazıyı zor bitirdim.

     Uzun zamandır okumamanın paslanmışlığı mı yoksa uykusuzluğun verdiği tahammül edememe mi anlayamadım.

     Ama muhtemelen uykusuzluktan.

KONUKLAR, USTALAR GEÇİDİ GİBİ…

     Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’ye bu hafta konuk olan isim: Oya Başar.

     Geçen haftalarda Erdal Özyağcılar gelmişti şimdi de Oya Başar.

     Usta isimlerin geçidi gibi olmaya başladı programın konuk kısmı.

KİTAP OKUMANIN SEVDİĞİM FAYDALARINDAN BİRİ…

     Kitap okuyanlar, kitap okumayanlara göre, okuduklarını daha hızlı anlıyorlarmış.

     Kitap okumanın en hoşuma giden faydalarından biri, benim için bu.

YENİDEN TUTUNABİLİR MİYİM?

     Kütüphanede, “Hangi kitapları alsam?” diye inceleme yaparken Oğuz Atay’ın, Tutunamayanlar kitabını gördüm.

     Daha önce iki kere okuyup yarıda bırakmıştım. “Tekrar okumayı denesem mi?” dedim.

     “Yok, yok. Şimdi hiç yeniden okuma havamda değilim” diyerek diğer kitaplara bakmaya devam ettim.

          

12 yorum:

  1. futbol da ekonomi de haberler de diziler de en üst düzeyde güzelim ülkemizde!! :D

    YanıtlaSil
  2. Kütüphanede çeşidin az olması kötü oluyor. Ben SDÜ' nün kütüphanesine bayılırdım, okula dair en sevdiğim şeydi belki. Kütüphane hem büyük hem birkaç kattan oluşturdu, en alt kat sırf romanlardan oluşuyordu, hep oraya inerdim. :)
    Tutunamayanlar' ı ben de yarım bırakmıştım ama kitap memlekette kaldığı içindi. Ara uzayınca unuttum tabi iyice, baştan başlayacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Romanlar bölümüne atın beni :) Sen okuduğunda ne düşüneceksin kitap hakkında bakalım?

      Sil
  3. Konular o kadar fazla ki, hangisine yaacağım diyorum sonra en aklımda kalana abanıyorum :))
    Uykusuzluk berbat bir şey, bence bunu belli bir saat düzenine oturtursan 6 saat de uyusan hiç sıkıntı yaşamazsın.
    Sülâle mi aman amaannn diyorum, o kadar! :)
    Kütüphanedeki çocuk zamanı öyle geçireceğine keşke kitap okusa o deryanın içinde ah...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir tanesine de yorum yapsan yeter, kasma kendini :)
      Ben de düşünüyorum dediğini. Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmayı.
      Sülale :)
      Çok deryanın içinde, evet. Ama okumayla ilgisi yok belli ki. Zorla durduğu her halinden belliydi.

      Sil
  4. Hocam bırak her şeyi, gel youtube işine girelim:))) Akraba, yakın dost.. Ben anne-baba dışında sırtımı dayayabileceğim kimse görmüyorum hayatta:) İşin içine eş, çocuk girince herkesin önceliği kendi ailesi.. Haliyle ana-babadan ötesi yalan:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam gerçekten girelim YouTube işine. Ama ne çekeceğiz :) Evet, hocam haklısın. Anne-baba ve kendi ailen, gerisi boş.

      Sil
    2. Hocam senin fikir üretmene güveniyorum:) Gezi ile başlar, gündeme ait söyleşiler yaparız:) Yazdığımızı çekeriz işte:)

      Sil
    3. Olur hocam. Sen istedikten sonra :)

      Sil
  5. inci aral çok iyi yaa, haydar ağabey de :) futbol, siyaset, ekonomi, din, bu konulara hiç girmicen bizde :) herkes ekonomist, politikacı, din bilimcisi, antrenör, bizde doğuştan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen iyi dediysen iyidir Deep :) Hepimiz, her şeyi biliriz Deep :)

      Sil