Perşembe sabahına
yağmurla uyandık. Bloğumu takip edenler bileceklerdir. Bu hafta gececiyim. Aslında
bu saatte benim uyuyor olmam gerekirdi. Bilgisayarın ekranından saate
bakıyorum. 07:55. Gece 00:30’da eve gelmişim. 01.30’da yatmışım. Yarım saat de
yatakta dönme. Oldu mu saat sana 02:00.
Bizimkiler ayaklanınca bende kalkmış
bulundum. Camlarda yağmur damlaları. Sobamız yanıyor. Bizim buralarda sobalar
çoktan kuruldu. Bir şeyler atıştırdım. Şu an bu yazımı çayımı içerken
yazıyorum. Mutluluk bu olsa gerek. Ya da huzur. Ya da ikisi iç içe mi? Bu
aralar hep bu tür yazılar yazmak istiyorum. Yağan yağmurdan, içilen bir bardak
çaydan. Küçük küçük beni mutlu eden şeylerden. Ya da huzurlu eden şeylerden mi
demeliydim :)
10 Yorumlar
Yazdıkların bana hiç mutluluk sebebi olarak görünmedi, soğuğu, sonbaharı, yağmuru sevmiyorum. Güneşi görmem lazım. Sevenleri görüyorum çevremde, enerjileri yükseliyor sanki bıcır bıcırlar ben ise sadece uyumak uyumak yaz gelene kadar uyumak istiyorum.
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsın.
Sil:)
YanıtlaSilBeni de böyle gülümsetti Mustafa 😀
SilBiz de kombinin kulağını büktük. Oğlum sağolsun üstünde yorgan tutmayanlardan :)
YanıtlaSilEe soğuklar başladı 😀
SilKüçücük şeyler nasıl da mutluluk veriyor insana değil mi 😊🖒
YanıtlaSilAynen 😀
SilIsınmak için erken değil mi Cem, biz İzmir'de hala kısa kolluyuz.
YanıtlaSilİzmir'de olmak vardı :)
Sil