Powered By Blogger

27 Şubat 2016 Cumartesi

Yerli klasikleri daha çok sevdim...

      Klasiklerle aram hiç iyi olmamıştır. Bi aralar Robinson Crusoe'yu okumaya başlamıştım. Sonunu getiremedim. Okuma tarihimde ilk defa bir klasik kitabı bitirdim. O da Suç ve Ceza'ydı. İlk başlarda oda sıktı beni. Ama inat ettim. Bu sefer okuyacağım dedim. Yer yer okumaktan zevk aldım. Zaten oralar da olmasa ne kadar inat etsem de okuyamazdım. Tabi geneli için zevk aldığımı söyleyemeyeceğim. Suç ve Ceza'ya göre okuyupta zevk aldığım, ilk beşe koyduğum çok kitap var.

    SİNEKLİ BAKKAL'I ÇOK SEVDİM
      Bir de Savaş ve Barış var tabi. Zamanında Sabah gazetesiydi herhalde. Her hafta sonu bi kitap verirdi. İşte o verdikleri kitaplardan bazıları Suç ve Ceza, Savaş ve Barış' tı. Savaş ve Barış da sıktı beni. Yüz sayfa bile okuyamadım. Koydum kenara. Yabancılarla aram böyleydi. Ya bizim klasikler? Bizimkilerle böyle bir sorun yaşamadım. Mesela Sinekli Bakkal. Halide Edip Adıvar'ın unutulmaz eseri. Çok sevdiğim kitaplardan biri oldu.
  ÇALIKUŞU: BİR İDEALİN VE AŞKIN
                         KİTABI
     Sonra Çalikuşu. Reşat Nuri Güntekin'in harika eseri. Bir idealin, bir amacın eseri. Aynı zamanda hasret kaldığımız, yaşamak istediğimiz bir aşkın eseri. Bu kitapları, "İyi ki okumuşum" diyorum. Okuma sevdalıları için bu kitapları okumamak bir eksikliktir, bir kayıptır. Bugün bir karşılaştırma yapmak istedim. Yabancı klasikler, yerli klasikler diye. Sizin de elbet bu konu hakkında söyleyecekleriniz vardır. Bu konuda farklı bakış açısı düşünce dünyamızı genişletecektir.

Foto kaynak : pixabay.com

Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder