Biraz dizi, biraz uyku, biraz da kitap okumak...

Star’da, Ömer dizisinin yeni bölümü varmış. Bizimkiler izliyorlardı. Ben biraz izledim. Sonra diğer odaya geçtim. Telefonda takıldım biraz. Sonra uyku bastı. Uyudum. 23.00 gibi uyandım.

Musullu Süleyman kitabını okumaya devam ettim. Birkaç sayfa anca okudum. Hiç okumamaktan iyidir değil mi?

Aslında Ömer dizisinden önce kanal D’de yeni bir dizi başlamış Veda Mektubu diye. Yine yaşanmış bir hikayeymiş. Onu açtılardı. Sonra Ömer’e geçmişler yine. Özet de olsa Ömer’i izlemek istemişler.

Gecenin tamamını bir diziye veremem ben. Diğer bloglara yorum bırakmam lazım. Aklıma konu gelirse bloğumda yazı yazmam lazım. Olmadı YouTube’da, daha sonra izle bölümüne kaydettiğim videoları izlerim. Geceyi öyle tamamlarım yani. Cümleten iyi geceler o zaman.

Mehmet Demirkol siyasete girecek mi?

Mehmet Demirkol, Karşı Karşıya programında siyasete girip girmeyeceğini açıkladı. Durup dururken nereden çıktı şimdi bu siyasete girme derseniz. Birkaç gün önce bir açıklaması olmuştu.

“Hükümet ve devlet aynı şey değildir” diye. Açıklamasının bir yeri vardı ki orası çok daha dikkate değerdi.

ATATÜRK ÖLDÜĞÜNDE TÜRKİYE YIKILMADIYSA…

“Hükümet yıkıldığında devlet yıkılsa Atatürk öldüğünde Türkiye yıkılırdı. İnsanlar devletinin yanında, hükümetin karşısında olabilir. Demokratik haktır” dedi.

KENDİSİ DE PARTİ KURABİLİRMİŞ…

Bu açıklamaları nedeniyle programda ne diyeceği merak konusuydu. İşte o konuşmadan siyaset çıktı. “Şu anda bana yakın bir parti yok. Belki birkaç yıla siyasete girebilirim. Belki de kendim bir parti kurarım, kim bilir” dedi.

Kahramanmaraş depremlerini hiç unutmayacağız...

Kahramanmaraş merkezli depremlerde toplam 11 ilimiz etkilendi. Şu ana kadar 44 bin canımızı kaybettik. Hala bölgede çadır eksiği olduğu söyleniyor.

Deprem geçiren illerimiz toparlanmaya çalışıyor. Biz de toparlanmaya çalışıyoruz. Normal hayata dönmeye çalışıyoruz.

Ne kadar dönebileceksek. Eser Yenenler bu normalde dönme konusunda, “Evet, işlerimize dönelim. Ama orayı unutmadan. Oradan elimizi çekmeden” dedi. Çok da güzel söyledi.

Artık ne orada sağ kalanlar için ne de bizim için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hadi bizi geç de orada yakınlarını kaybedenleri düşünemiyorum. Onlar için nasıl geçecek, nasıl unutacaklar?

Unutamayacaklar tabi. İçlerindeki acı ile yaşamaya çalışacaklar.

Bundan sonra yaşayacağımız her güzel şeyde deprem bölgesinde hayatını kaybedenler gelecek aklımıza. Onların acısı olacak yüreklerimizde.

Canlarını kaybeden her insanımız için Allah rahmet eylesin. Yaralılar çabucak şifa bulur inşallah. Milletimizin başı sağ olsun.

Okan Bayülgen'in en çok kullandığı cümle...

*Okan Bayülgen’in programını izlerken fark ettim ki, devamlı tekrar ettiği cümle, “Çok acayip” Peki Beyaz’ın en çok tekrar ettiği cümleyi hatırlayanınız var mı? “Doğru mu?” cümlesini çok kullanırdı o da.

*Babam ki, dizilerle fazla işi olmaz. O bile söylüyor, “Fox’un dizileri tutmuyor” diye.

*Güldür Güldür Show’da, İbrahim’in, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı takliti çok güzel.

*Kardeşlerim dizisinden nedense soğudum.

*Okan Bayülgen programlarını seyircisiz yapıyor. İyi mi olmuş, kötü mü, bilemedim.

*Ne zaman Yıldızlararası filminin müziğine denk gelsem etkiler beni. Ne müzik yapmışlar öyle.

*Türkiye’de adım başı olan şeyler: Eczaneler, A101 ve BİM.

*Tatil günümde mekanlara akacağım diyorum. Tatil günü geliyor. Üstüme bir ağırlık çöküyor. Yerimden kalkamıyorum.

 

 

Aşk-ı Memnu'yu yeniden çekmenin ne gereği var?

Aşk-ı Memnu, film olarak yeniden çekilecekmiş. Ne gereği var? Efsane bir dizisi var işte. Bu da boş muhabbet, geçiniz.

NE DÜELLOSU ARKADAŞ?

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’i televizyonda düelloya çağırmış. Dursun Özbek olumsuz yanıt vermiş tabi. Boş işler bunlar, geçiniz.

YİNE Mİ ABDULLAH GÜL…

Muhalefette yine, yeniden Abdullah Gül ismi gündeme gelmiş. Arkadaş, siz bu seçimi kazanmak istemiyorsunuz herhalde.

BU ŞEKİLDE HABER OLMAN ŞAŞIRTTI BİZİ ELON…

Bir tane YouTuber, Elon Musk’a sarılmayı çok istiyormuş. Sonunda muradına ermiş ve sarılmış. İşte Elon, şöyle haberlerle gel bize. Ortamı bulandıran açıklamalar yapma gardaş.

MUHTARIN YANINA YARDIMCI…

Kılıçdaroğlu, her muhtarın yanına, üniversite mezunu, işsiz gençlerden birini yardımcı olarak yerleştirmekte kararlı. Tutturmuş. Her fırsatta bunu söylüyor. Partisinden biri de çıkıp, “Başkan senin bu düşündüğün, olacak şey değil” demiyor mu yahu?

 

Skeçler iyi, reytingler kötü...

Kanal D’de, Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’yi izledik. 3-4 tane skeç izledim. Skeçler ortalamaydı. Çok kötü diyebileceğim bir skeç yoktu. Ama hala reytinglerde ilk 10’da yoklar. Bu kötü işte. Böyle giderse Star, bu senenin sonunda final yaptırır programa. Ondan sonra yayınlayacak bir kanal bulamazlar programı. YouTube’dan yayın yapmaya başlarlar. Ya da onlarda bu oluşumu dağıtırlar. Herkes yoluna bakar.

GENÇ AMA MAAŞI EMEKLİ…

Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’de, EYT’den yararlanan bir emekliyi konu etmişler. Adam daha 38 yaşında olmasına rağmen bir yaşlı gibi davranmaya başlıyor. Anne ve babası neden böyle davrandığını sorduklarında ise, “Bu emekli maaşı ile anca kahveye giderim. Yani bir yaşlının yapabileceği şeyi yapabilirim. Yaşımın genç olması fark etmez” diyor. Annesi ve babası, “Haklısın” diyorlar. Cevabı duyduğumda, Olacak O Kadar skeçleri geldi aklıma. Zaman zaman yapılan skeçler, o efsane programı hatırlatıyor bana.

20 GÜNDÜR BİTİRMEYE ÇALIŞTIĞIM KİTAP…

Yolcu Nereye Gidiyorsun kitabını okumaya devam ediyorum. Artık son sayfalara geliyorum. Finali nasıl bağlayacak bakalım yazarımız. 492 sayfalık bir kitap. 20 gündür bitirmeye çalışıyorum.

BİR YA DA İKİ HİKAYE PAYLAŞMA…

İnstagram’da, her gün en azından bir hikaye paylaşmaya çalışıyorum. Bazen kendimi kaptırıp çok hikaye paylaşıyorum. Milleti sıkmak istemediğim için kendime her gün en az 1, en fazla 2 hikaye paylaşma hedefi koydum.

PATLAMAYAN MISIR YAPMIŞLAR…

Kardeşim, patlamış mısır yapmış ama nedense mısırların çoğu patlamamış. Hem de bir kere daha patlatmasına rağmen. Şunca yıldır patlamış mısır yerim ama böyle bir şeye ilk defa denk geliyorum.

ŞİKAYETÇİ OLMAMIZ GEREKEN ERKEK…

Sosyal medyada bir tane kız, karın yağmamasını erkeklere bağlamış. Hangi erkek bu kadar kızdırdıysa bu kızı, tüm erkekler olarak ondan şikayetçi olmamız lazım. Nerede bu devlet?

ÇALIŞMAYAN GÜVENLİK KAMERALARI…

Yargı’da, düğün salonuna gidiyorlar soruşturma için. Ama güvenlik kameraları çalışmıyor. Bu da bir Türkiye gerçeği. Takılı olan ama çalışmayan güvenlik kameralarıyla dolu etrafımız. Yahu bir de bu güvenlik kameralarında niye ses yok arkadaş? Görüntüleri sessiz sedasız izlemek sinir bozucu.

 

Hayrına mı dağıtıyorlar bu filtre kahveyi?

Arkadaşım Yaşar’la filtre kahve aldık. 20 lira kahve. Kampanya yapmışlar. Bir tane kahve alana diğeri de bedava diye. Gelene geçene ikincisini bedava verdiklerini duyduğumda, “Bu filtre kahveyi nasıl böyle dağıtıyorlar hayrat gibi?” dedim. Filtre kahvenin üzerine biraz beyazlatıcı olsaydı çok da iyi olurdu bak.

BAŞKASINI SEVEN KADINI, KENDİNİZE EŞ OLARAK KABUL EDER MİSİNİZ?

Sevdiğiniz kızın, bir başkasını- hem de en yakın arkadaşınızı- sevdiğini bile bile, yine de onunla evlenmek ister misiniz? “Ya böyle mantıksız şeyler yapmayın abi. Oturun oturduğunuz yerde” diye bağırmak istiyorum. Ama kitaptaki kahramanımız tam da bunu yapıyor işte.

BİR DİLİM EKMEKLE KİLO VERMEK…

Ata Demirer, sadece sabahları bir dilim ekmek yiyerek kilo vermiş. Tabi bunun yanında yürüyüşünü de eksik etmemiş. Her sabah bir dilim ekmek yemeyi heyecanla bekliyormuş. Onun gibi ben de de ekmek bağımlılığı var. Birkaç gün ekmek yemeyeyim, hemen özlüyorum kendilerini.

TÜRK KAHVESİNE ALIŞMAK…

Bir komşumuz oturmaya geldi. Kardeşim ona kahve yaparken bana da sordu, “İçer misin?” diye. “İçerim” dedim. Daha önceki kahve deneyimlerime göre daha rahat içebildim Türk kahvesini. Galiba damak tadım alışıyor yavaş yavaş.

AKRABALARIN, BİRBİRİNE DÜŞMAN OLMASI…

Aile içi çatışmalar, kırgınlıklar, küskünlükler hep yaralar beni. Hem kendi ailemiz içinde hem de başka ailelerde. Bir arkadaşım, amcasıyla kaç kere kavga etme noktasına gelmiş. Birbirlerine çok ağır sözler söylemişler. Gönül ister ki böyle şeyler olmasın. Ama hayat işte, oluyor.

ECE ÜNER, YENİDEN HABERLERE DÖNDÜ…

Ece Üner, TV100 kanalında ana haberi sunmaya başlamış. Kendisi bir aralar kadın programı sunmaya çalışmış ama istediği başarıyı elde edememişti. Şimdi yeniden haberciliğe dönmüş.

GECEYİ, SOKAKTA KARŞILAMAK…

Bugün Yaşar’la buluştuk. Akşamı, gezerken karşıladık. O an sokakta olmak da ayrı bir güzel. Her yerin ışıklarının birer birer yandığına şahit olmak güzel geliyor bana.

KIR PİDESİ…

Yine Yaşar’la dolaşırken kır pidesi dükkanının önünden geçtik. “Bayadır kır pidesi de yemiyorum” dedim. “Ben de yemiyorum la. Bir daha ki buluşmamızda kır pidesi yiyelim o zaman” dedi.