Kişisel blog yazıları serisinin yeni bir yazısı ile karşınızdayım. Perşembe gününden merhaba. Kırmızı Saçlı Kadın kitabına devam ediyorum. Pazar günü final yapmak, yani kitabı bitirmek istiyorum. Bugün camdan dışarıyı izledim. Dağları, evleri. Öylece durmak, izlemek huzur veriyor insana. Fatih Altaylı’nın programına konuk olan Mehmet Demirkol da öyle diyordu bugün. “Bu ülkeye huzur lazım” diyordu. Millet olarak huzurlu değiliz. Akşam televizyonda izleyecek bir şey yoktu. Yeni dizi diye Now’daki Halef dizisini izliyordu bizimkiler. Başrol oyuncusu erkek, sert adam rolü yapmaya çalışıyor ama yapamıyordu. “Bu diziden iş çıkmaz” dedim TRT 1’e geçtik. Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray, deplasmanda Frankfurt ile oynuyordu. Dördüncü golü yiyince izlemeyi bıraktım. Yarın yine iş var. İşini seven insanlar da, “Yarın yine iş var” diyor mudur?
Kişisel Blog Yazıları #17
Kişisel Blog Yazıları #16
Kişisel blog yazıları yazmak güzel de su kesintileri güzel değil. Tam kesinti sayılır mı bilmiyorum. İp gibi akıyor su. Hiç akmamasından iyidir ama değil mi? Bol bol yağmurlar yağsa da bu su kesintileri olmasa. YouTube’tan hiç video izleyemedim bugün. Video izlediğimde buraya yazacak bir şeyler çıkıyordu. Bugün bundan mahrum kaldık. Kanal D’de, Eşref Rüya’yı izliyordu bizimkiler. Birkaç dakika izledim. Başta seviyordum ama bölümler ilerledikçe beni sarmamaya başladı. Kırmızı Saçlı Kadın kitabına devam ediyorum. Hiç beklemediğim bir şey oldu bugün. Tabi ne olduğunu burada yazmayacağım. Kitabı okumamış olanlar falan vardır. Gece gece kulaklarım çınlamasın şimdi. Sonu nereye bağlanacak merak ediyorum şimdiden. Hafta ortasını da bitirdik. Ama ben biraz tatsızım. İş yerinde ufak bir problem oldu. Şimdi düşünmek istiyorum. Şimdiyi, geçmişi ve geleceği.
Kişisel Blog Yazıları #15
Kişisel blog yazıları yazmaya devam ediyoruz. Eylül ayında olmak ve biraz da üşümek gerçekten güzel. Kapalı ve ara ara ufak yağmur geçişlerinin olduğu bir gündü. İşten sonra biraz haber izledim. Günlük iç karartma kotamı doldurduktan sonra kendimi kitaba vurdum. Bizi kitap okumak kurtaracak ne de olsa. Kırmızı Saçlı Kadın kitabını okumaya devam ettim. Orhan Pamuk’un, su kuyusu açan usta ve çırağının hikayesini anlatmak nerden gelmiş aklına acaba? Show TV’de, Bahar dizisini izliyorlardı bizimkiler. Biraz onların yanında takıldım. Doktor olmak gerçekten zor. İnsanların hayatlarıyla ilgili kararlar almak zorundasın. Eğer hasta aldığın kararlar nedeniyle ölürse de bunun hesabını kendine nasıl verir insan? Salı gününün bitmesine son 10 dakika. Çarşamba günü yolcusu kalmasın. Cümleten iyi geceler.
Kişisel Blog Yazıları #14
Kişisel blog yazıları serisine güzel bir haberle giriyorum. Yaklaşık 2 hafta sonunda kitap okumaya başlayabildim. Orhan Pamuk’un, Kırmızı Saçlı Kadın kitabına başladım. Şimdilik iyi gibi. Kanal D’de, Uzak Şehir dizisinin ikinci sezon, ilk bölümü varmış. Bizimkiler onu izliyor. Beni sarmadı o dizi ya. Aleyna Tilki’nin şarkılarını dinledim biraz. Sen Olsan Bari, sonra Yalnız Çiçek ve en son da Dipsiz Kuyum. Bu şarkılar çıktıkları dönemde ne ses getirmişti. Devamlı yenilik istiyoruz ve rutinden sıkılıyoruz. Yahu biz insanlar nasıl varlıklarız? Devamlı bir tatminsizlik içindeyiz. Hep daha iyiyi ararken, aslında mutsuz da oluyoruz. YouTube’dan bir parayı vuramadık. Gerçekten ekranda konuşmak, bir şeyler anlatmak bir yetenek. En önemlisi de anlatacak bir şeylerinin olması.
Kişisel blog yazıları #13
Kişisel blog yazıları serisine devam ediyorum. Böyle seri yapınca okuyucular tarafından da seviliyormuş. Kuşlar söyledi. Gerçekten de böyle serileri seviyor musunuz? Dün Yaşar’ın işi çıkmış, buluşamamıştık. Bugün buluştuk. Her buluştuğumuzda yaptığımız gibi, her konuya değindik. Kendi özel hayatımızdan, ülkenin gündemine kadar. Erkekler olarak bizlerin vazgeçilmezi olan, parayı nasıl bulacağız konusuna da değindik. Yine sihirli formülü bulamadık. 12 Dev Adam, Avrupa Basketbol Şampiyonası final maçında Almanya’ya kaybetti. Yıllar sonra yine kaybettik ve yine ikinci olduk. Alperen, üçlüğü kaçırınca izlemeyi bıraktım. “Yine olmayacak” dedim. Kim Milyoner Olmak İster’i izledik. İki yarışmacıyı, üst üste seyirciler yaktı. Her zaman seyircilere güvenmeyeceksin abi. Yine kitap okumaya başlayamadım. Bir türlü fırsat olmadı. Yarın pazartesi ve yine iş var. Çok motiveyim gördüğünüz gibi. Yine de herkese iyi akşamlar ve iyi haftalar.
Kişisel blog yazıları #12
Kişisel blog yazıları serisinde bakalım bugün neler yazacağız? Başlayalım o zaman. Sözde yeni bir kitap okumaya başlayacaktım kaldı. İki haftayı geçti kitap okumayalı. Bir an önce kitap okumaya başlamalıyım. Bu arada okumaya başlayacağım kitap da, Orhan Pamuk’un, Kırmızı Saçlı Kadın kitabı. Arkadaşla buluşacaktık kaldı. Arkadaşın işi çıkmış. Dün BİM’e gitmiştim başka bir şey almaya. “Gelmişken defter de alayım” dedim. Bir tane küçük not defteri, bir tane de küçük boy defter aldım. Defter almayı seviyorum. Defter deyince aklıma geldi. Bugün Uğur Karakullukçu’nun YouTube’daki programını izliyordum. Oradaki sunucu çocuk, şu an kullanmakta olduğu defteri sevdiği için aynısından 20 tane almış. Bittikçe kullanıyormuş. Defter aşkı başka.
Uzaylılar, Türkçe mi konuşuyor?
İspanyol İstihbarat Teşkilatı’nın hazırladığı rapora göre uzaylılar kendi aralarında Türkçe konuşuyorlarmış. O zaman as bayrakları as as as. İşte şimdi bizi Almanya kıskanır. Bu demek oluyor ki uzaylılar konusunda Amerika kendi başına hareket edemez artık. Nasıl ki Ortadoğu’da Türkiye olmadan hiçbir yapılamaz diye söylenir. Artık aynı durum uzaylılar konusunda da geçerli. Bunu duyan Trump muhakkak karalar bağlamıştır. “Nasıl İngilizce konuşmazlar ya” diye kendi kendini sorup duruyordur. Bu haberi duyunca Güldür Güldür’deki bir skeç geldi aklıma. Dünyaya iki tane uzaylı geliyordu. Söze, “Selamün Aleyküm” diyerek başlıyorlardı. Sadece Türkçe konuşmuyorlardı. Hareketleri de bire bir bizdi. El sıkışıp, kafa toka etmek gibi. Sonra onlar da çaya bayılıyorlardı. Şaka maka bu skeç gerçek olmasın bir gün?
Tıraştan sonra Melih Gökçek'e benzeyen Orhan Pamuk...
Gündem o kadar yoğun akıyor ki, gözden kaçırmış olabilirsiniz. Orhan Pamuk, her zaman ki berberine tıraşa gitmiş. Tıraştan sonra berberi, Orhan Pamuk’un fotoğrafını çekip, sosyal medyaya koymuş. Ondan sonra sosyal medyada bu fotoğraf patlamış. Çünkü tıraştan sonra Orhan Pamuk, Melih Gökçek’e çok benzemiş. “Yok canımm, Olamazzz!” nidaları arasında fotoğrafa dikkatle baktım. Gerçekten öyle. Bıyıksız Melih Gökçek resmen. Bir de bıyık olsaymış resmen Melih Gökçek olacakmış. Onedio sitesi bu fotoğrafla ilgili yapılan birkaç yoruma yer vermiş sitesinde. Benim en çok hoşuma giden yorum ise, “Tıraştan önce Orhan Pamuk olan biri tıraştan sonra nasıl Melih Gökçek olur anlamıyorum” yorumu oldu. Hadi siz de bakın fotoğrafa. Yoksa bizler mi çok abartıyoruz. Not: Başım ağrımasın diye fotoğrafı yazıya eklemedim. Bir tık yapıp, fotoğrafa bakıp gelin hadi. Ben bekliyorum.
Birisi ekranınıza baktığında sizi uyaran telefon: Huawei Pura 80 Ultra...
Gerçekten bu zamana kadar kimsenin aklına niye gelmedi bu? Neyden bahsediyorsun be adam dediğinizi duyar gibiyim. Huawei Pura 80 Ultra telefonundan bahsediyorum. Bu telefon gizliliğe çok önem veriyormuş. Diyelim ki siz telefonunuzla uğraşırken başkası ekranınıza bakarsa hemen sizi anında uyarıyor. “Birader, birisi telefonuna bakıyor” diye yazıyor ekranda. İzlediğim videoda Çince mi, Japonca mı, ne olduğu bilmediğim bir dil vardı. Ben de kafama göre çevirdim işte. Görür görmez bayıldım bu özelliğe. Bizim millet bayılır böyle şeylere. Sırf bu özelliği nedeniyle çok satar. Ben olsam hemen bangır bangır reklamını yapardım. Sonra da gelsin paralar. İmkan olsa hemen bunu deneyimlemek isterdim. Peki sizce bu özellik nasıl? Çok da abartma işte, sıradan bir özellik mi diyorsunuz yoksa?
Turuncu İphone 17 karşınızda...
Evet, baylar bayanlar! Turuncu İphone karşınızda. İphone 17 Pro, turuncu renklisi dün akşamdan beri çok konuşuluyor. Çünkü daha dün akşam tanıtıldı. Ama sabah olur olmaz Dua Lipa ablamız koşa koşa gidip almış ve hemen bir selfi paylaşmış. Turuncu İphone benim de hoşuma gitmedi değil. O kadar param olsa belki ben de koşa koşa gidip alırdım. Ama bir dakika. Türkiye’ye geldi mi acaba? Gelmediyse bile kısa sürede gelir. Herkes turuncu İphone almaya koşar. Dua Lipa resmen tanıtımını yaptı. Acaba bu bir reklam çalışması mı? Belki de öyle. Belki de kaç milyon dolar aldı o selfi için. Peki siz turuncu İphone’u beğendiniz mi ve alacak mısınız?
Ruhi Çenet artık YouTube izlemiyor...
Orkun Işıtmak, Ruhi Çenet’i konuk almış. YouTube dünyası üzerine konuşmuşlar. Ruhi, “Artık YouTube izlemiyorum. Sadece kim, ne yapmış diye bakıyorum” diyor. Daha uzun yıllar YouTube’a içerik üreteceğini de söyledi Ruhi. Ayrıca bir tane videosunun dublajına da 800 bin lira harcamış. Bu dublaj işini artık YouTube kendi yapmıyor mu ya? Yanlış mı biliyorum?
AİLE
SAADETİ DE BURAYA KADARMIŞ…
Atv’deki
Aile Saadeti dizisi final yapıyormuş. Biraz onu izledik. Final yapmasına
üzüldüm. Kendi halinde, iyi bir diziydi. Ama bu reyting yarışında devam etmesi
de imkansızdı. Gerçekçi olmak lazım.
ŞAŞIRDIM
VE YADIRGADIM…
Özlem
Gürses, Rıza Tamer’i, YouTube kanalına konuk almış. O adam hakkında
dolandırıcılık falan iddiaları vardı. Pek de iyi bir insan değilmiş. Böyle bir
kişiyi YouTube kanalına konuk etmesine şaşırdım Özlem Gürses’in.
Vildan Atasever hakkında öğrendiğim 3 yeni bilgi...
Vildan Atasever hakkında yeni öğrendiğim şeyleri sizlerle de paylaşmak istedim. Şu sıralar Atv’deki, Aile Saadeti dizisinde oynuyor. Diziye denk geldikçe izliyorum. Oradaki karakterini de seviyorum. Vildan Atasever hamileymiş. Evli olduğundan haberim yoktu. Hele ki şarkıcı Mehmet Erdem ile evli olduğundan hiç haberim yoktu. Bitti mi, bitmedi. Vildan Atasever diziden ayrılacakmış. Karnı iyice belirginleşmiş. Bakalım diziden nasıl çıkartacaklar onu? Sonra onun yerini nasıl dolduracaklar? Belki de buna hiç gerek kalmayacak. Çünkü dizinin reytingleri düşmeye başladı. Belki de dizi final yapacak. Bitti mi, bitmedi. 44 yaşındaymış kendisi. Yahu bu kadın ne ara 44 oldu? Kadın İsterse dizisindeki oynadığı genç kız rolünü hatırlıyorum. Daha dün gibi. Bitti mi peki? Bu sefer bitti.
Bu sefer esas oğlan İbrahim Büyükak...
Dün akşam Star’da, başrollerini İbrahim Büyükak, Oğuzhan Koç ve Gizem Karaca’nın oynadığı Özür Dilerim filmi vardı. Filmin başında bir yemek sahnesi vardı. Herkes masada. O sahneyi izledim. Çok saçma geldi. Başka kanalları zapladık. Baktım Show TV’de, Güldür Güldür var, onu izledik. Güldür Güldür, reklam arasına girince tekrar Star’a döndüm. Özür Dilerim filminin son 15 dakikasını izledim. Bu sefer beğendim. Espriler yerinde ve komikti. Hikaye mantıklıydı. Filmin sonunda şunu gördüm ki: Esas oğlan yine Oğuzhan Koç’u beklerken baktım esas oğlan İbrahim Büyükak’mış. Şaşırdım. Çünkü Yol Arkadaşım filminde esas oğlan Oğuzhan’dı. Herhalde bu filmde de esas oğlan Oğuzhan olacaktı. İbrahim benim için sürpriz oldu. Filmin sonunu beğendikten sonra işte şimdi filmi baştan sona izleme vaktidir.
Zülfü Livaneli'nin yeni kitabı, "Bekle Beni" 23 Eylül'de kitapçılarda...
Zülfü Livaneli’nin yeni kitabı “Bekle Beni”, 23 Eylül’de raflardaki yerini alacakmış. Kitap, Can Yayınları’ndan çıkacakmış. İlk baskısı 150 bin adet yapılmış. Romanın konusuna gelince: Bilinmiyor. Yayınevi bu konuda bir takvim belirlemiş ve bu takvime göre açıklanacakmış. İlk defa böyle bir şey görüyorum. Ortada kitap var, görseli var ama konusu yok.
Kalender Pide, TV'de ilk kez, Now'da...
Başrollerinde Tolga Çevik, İbrahim Büyükak ve Almila Ada’nın oynadığı Kalender Pide, 13 Eylül Cuma akşamı, TV’de ilk kez Now’da yayınlanacakmış. Filmin fragmanını izlemiş ama pek beğenmemiştim. Filmi de izlemedim. Eğer cuma akşamına televizyonda daha iyi bir şey bulamazsam bir göz atarım filme. Gerçi yüz defa daha yayınlarlar. Bıkıtana kadar. Ama yok ben illa TV’de ilk kez izleyeceğim diyorsanız cuma akşamı Now’da olun.
Mevlid Kandili, bitmeyen sıcaklar, su kesintileri...
Şu an ikindi ezanı okunuyor. Saat 16.43 geçiyor. Bugün Mevlid Kandili. Kandilimiz mübarek olsun. Çarşıda gezerken pastaneler hemen kapı önlerine yığmışlar kandil simiti kutularını. Biz de aldık bir tane. Eylül ayına girince sıcaklıklar düşecek denmişti. Ama bugün hava yine sıcak. Ayrıca bu sıcaklıklardan dolayı bir çok belediyede su kesintileri başladı. Her sıcak gün, suyumuzdan gidiyor. Artık sonbahar, sonbaharlığını gösterse de yağmurlar gelse. Havanın kapalı olduğu, biraz soğuk, biraz da yağmurlu günleri özledim. Böyle günlerde film izlemeyi ve kitap okumayı özledim. İki ya da üç haftadır kitap okumuyorum. En son okuduğum kitabı bitirdiğimde birkaç gün ara vereyim dedim. Oldu sana haftalar.
Yalnız kalmak ve yalnız yaşamak...
Yalnız kalmak ile yalnız yaşamak arasında büyük bir fark var. Bence herkes yalnız kalabilir, kalmalıdır da. Ama herkes yalnız yaşayamaz. Yalnız yaşamak her babayiğidin harcı değildir.
MERHAMETSİZ
YAPIYOR…
Toplum
denilen şey, insanı merhametsiz birine dönüştürüyor.
RÖPORTAJ
ADAM, AVUKAT OLURSA…
Röportaj
Adam’ın, avukat reklamı videosunu izledim. Harika ya. Bu adam, bu işi biliyor.
SAYGI
İÇİN, NET TALEP…
Oğuz
Benlioğlu’nun videosunu izledim. Net talep, saygıyı doğrurur. Olumlu ve öz
güvenli iletişim halinde olun. Sadece olumlu iletişim olmaz. Su istimal
edilirsiniz. Hem olumlu hem de öz güvenli bir iletişim halinde olmanız gerekir
diyor.
SABAHLARINIZ
İÇİN DİZİ ÖNERİSİ…
Bu
ara sabahları Show TV, Güzel Günler dizisinin tekrarlarını yayınlıyor.
Sabahları güzel bir alternatif oldu bizim için. Sabahları izleyecek bir şey
arayanlara öneririm. Biz kahvaltı yaparken dizi başlamış oluyor. 08.30’da
bitiyor.
2026’NIN
SONU MU?
Buz
Devri 6’nın vizyon tarihi belli olmuş. 18 Aralık 2026’da izleyebilecekmişiz.
Daha 2026’ya girmedik. 2026’nın sonu diyor baksana. O zamana kadar daha yıllar
var.
A101
VE BİM’E, DEFTER ALMAYA…
Okulların
açılmasına az kaldı. BİM ve A101’e defterler gelmiş. İlk fırsatta gidip
bakmalı. Birkaç tane defter, tükenmez kalem falan almalı.
ÖZLEDİK
SENİ SONBAHAR…
Sonbahara
son 9 gün kalmış. Gözümüz yollarda kaldı Sonbahar. Nerelerde kaldın sen?
HEMEN
BAŞLAMASAYDINIZ…
Kadın
programları bu pazartesi başlıyormuş. Bari eylül ayını bekleseydiniz. Bir
hafta, bir haftadır.
BAŞROLLERDE
HANDE ERÇEL VE BARIŞ ARDUÇ VAR…
Atv’de,
Hande Erçel ve Barış Arduç’un başrollerini oynayacağı yeni bir dizi başlayacak.
Dizinin adı: Aşk ve Gözyaşı. Oyuncular iddialı. Bakalım dizi nasıl? Tanıtımı
izledim. Dışarıya karşı karı/koca rolü yapan bir çift var. Bakalım bu çiftin
hikayesi sevilecek mi?
Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit'li Can Dostum: Türk işi uyarlama izlenir mi?
Haluk Bilginer ile Feyyaz Yiğit’in başrollerini oynadığı Can Dostum filminin çekimleri devam ediyor. Ya bari filmin adı aynı olmasıydı. Başka bir şey koysaydınız. Bebek Parkı’nda bir sahnenin çekimi yapılmış. O da kameralara denk gelmiş. O sahne bugün her yerdeydi. -Neyse ki Haluk Bilginer sakallıydı. Orijinal filmde adam sinek kaydıydı. Gerçi filmin sonuna doğru sakallı olduğu bir yer var da genel olarak sinek kaydıydı filmde- Uyarlama filmlere karşıyım ben ya. Çünkü ortaya yeni bir ürün koymuyorsun. Daha önce çekilmiş ve başarılı olmuş bir işi taklit ediyorsun. O yüzden bu tür filmlere soğuğum biraz. Ama buna rağmen yine de izlerim filmi. Tam Türk işi bir uyarlama olmuş mu? Yine yorumumuzu yaparız.
Sahte diploma skandalı, Cola Turka'nın dönüşü ve Bill Gates'in yapay et sevdası...
Sahte diploma skandalı ile ile ilgili bir paylaşıma denk geldim İnstagram’da. “Ülkede diploması gerçek olanlar BİM’de çalışıyor” demiş biri. Ülkece nasıl bir çürümüşlüğün içinde olduğumuzun göstergesi bu skandal.
COLA
TURKA’NIN GERİ DÖNÜŞÜ…
Yine
İnstagram’da denk geldiğim bir habere göre, Gazze’deki soykırımdan bu yana Cola
Turka satışları %200 artmış. Cola Turka bir ara tamamen ortadan kalkmıştı.
Sözde diğer büyük kola markaları kesmişlerdi önünü. Peki şimdi sahibi farklı
mı? Bir anda her yerde görmeye başladık yine. Eğer hala sahibi bir Türkse iyi.
Bir ara alıp tadına bakmak lazım. Ya da tadına bakanlar var mı aranızda? Nasıl?
Diğer ünlü kola markalarıyla yarışabilir mi tadı?
BİLL
GATES’İN BİTMEYEN YAPAY ET SEVDASI…
Bill
Gates, et tüketimini 2030’a kadar sıfıra indirmeyi planladıklarını açıklamış. Yine
İnstagram’da denk geldiğim bir haber. Kafaya koymuşlar. İnsanlığa sadece yapay
et yedirecekler. Yapay et hiç geleneksel etin yerini tutar mı? Düşük bir
olasılık ama yine de sormak isterim: Yapay et denediniz mi hiç? Gerçek etten
bir farkı var mı?
Film, maç ve biraz da siyaset...
Evet, bir gecenin daha sonuna denk geldik.
360 kanalında Oyun Bitti adında Türk filmi vardı. Cüneyt Arkın ve Filiz Akın’ın başrollerinde oynadığı. Ortasında denk gelmişiz. Onu izledik.
O bitti. Tv100 kanalına geçtik. Galatasaray- Lazio, hazırlık maçı vardı. Onu izledik. 2-2 berabere kaldık.
O bitti. Kanalları gezerken Cnn Türk’te Erhan Afyoncu’ya denk geldim. Ülkemizin savunma sanayi, Suriye, Azerbaycan, Amerika ile ilişkiler falan üzerine konuşuyordu. Biraz onu izledim.
E bu kadar yeter deyip bu akşam ki televizyon izleme serüvenine bir son verdim. İşte şimdi burdayım.
Bu arada kanallar, geçen seneki gibi bu sene de yaz dizileri yapmadılar. Türk filmleri ve yabancı filmlerle geçiriyorlar akşamlarını.
Roman karakterlerinin ölmesi...
Okuduğum romanlarda, roman karakterlerinin ölmesi hiç hoşuma gitmiyor. Tam bir karakterle bağ kuruyorsun. Bir anda o karakter ölüyor. Evet, o bir karakter, gerçek değil. Ama insan yine de üzülüyor ya.
YİNE
YAZAMADIM…
Başarılarımı
yazacaktım. İmkan bulup da yazamadım. Nerden çıktı başarılarını yazmak
derseniz. Kişisel gelişimciler öyle diyor çünkü. Başarı derken de öyle büyük
büyük şeyler değil. İnsanlık için küçük, sizin için büyük şeyler yani. Arada
bakıp bakıp kendine gaz vermek için işte.
KAFEDE
YAZMAK…
Bazı
yazarlar kalabalık ortamlarda yazmayı seviyor. Mesela bir kafede. Oradaki konuşmalardan,
gördüklerinden hemen bir şeyler yazılabilir. Yazar tıkanıklığı yaşandığında,
çözüm yollarından biri olabilir. Hayatın içinden yazmak da böyle bir şey olsa
gerek.
Labubu peluş oyuncak fırtınası...
Bu
aralar Labubu adındaki peluş oyuncak çok moda. Bazı modellerini gördüm. Yüz
şekilleri çok itici yapılmış. Çocuklar için de korkutucu olabileceğini
düşünüyorum.
AĞUSTOSTAN
BEKLENTİM…
Ağustos
ayının ilk gününden merhaba. Ülkemize ve tüm dünyaya güzelliklerle gel ağustos.
İlk güzellik olarak da sıcaklıklar düşebilir mesela. Zaten eskiler ağustos ayı
için 15’i yaz, 15’i kış derler. Bu söz aklıma geldiğinde bile bir moralim
düzeldi bak.
FİLM
SIRASI ŞİMDİ EŞEKTE…
Shrek’teki,
eşek karakterinin filmi yapılacakmış. Eğer Shrek’teki gibi komik olursa kendi
filminde de alır götürür. Sinemada iyi gişe yapar yani. Belki de bir platformda
yayınlanır, kim bilir.
BAŞARILARINI
YAZ…
Kişisel
gelişimciler, “Başarılarınızı bir kağıda yazın. Kendinizi başarısız
gördüğünüzde başarılarınızı okuyun. Bu size iyi gelecektir” diyor.
Sarı Yüz kitabı bu aralar çok popüler...
Bu aralar sosyal medyada Sarı Yüz adındaki kitaba çok denk geliyorum. Pandemi sonrası dünyanın halini anlatıyormuş. Ayrıca sosyal medyanın ürkütücü yüzünü de bizlere gösteriyormuş. Belki kitap bana hitap etmeyecek, okuyunca beğenmeyeceğim ama kitapların böyle popüler olmasını ve konuşulmasını seviyorum.
ANTİK
KENTLERE DE ÇALIŞIN…
Kim
Milyoner Olmak İster’de bu akşam antik kentler ile ilgili bir soru çıktı. Bu
antik kentlerden de çok soru çıkıyor. Eğer bu yarışmaya katılacaksanız muhakkak
antik kentlere de bir göz atın derim.
BU
BEKİR’İ HİÇ TANIMIYORUM…
360
kanalında Tuzsuz Deli Bekir diye bir Türk filmi vardı. Tuzsuz Deli Bekir’i,
Hacivat Karagöz’den hatırlıyorum ben. Biraz izledim de. Başrolü oynayan adam
hiç tanıdık değildi. Daha doğrusu tanıdık hiçbir oyuncu yoktu. Sarmadı,
izlemedim.
Kenan Işık'ın ölümünün birinci yılında...
Geçen sene bugün Kenan Işık vefat etmişti. Ölümünün birinci yılı olması nedeniyle İnstagram hikayemde paylaştım bu haberi. Bazı arkadaşlarım, hala onun komada olduğunu zannediyorlarmış ve şaşırmışlar bu habere. Gündem o kadar yoğun ki. Kaçırmış olabilirler. O kadar yıl yattıktan sonra tekrar yaşama gözlerini açamadı. Öldü ve gitti. Acaba bu kadar yıl kendinden habersiz yatmasının ve sonra ölmesinin sebebi neydi ki? Biz aciz varlıklarız. Sebep ve sonuçlardan bi haberiz. Mesela bu yazıyı yazmama sebep oldu işte. Kim bilir bunun gibi daha nelere yol açtı? Yıllarca o yatakta yatarken acaba ruhu ne durumdaydı? Yoksa Yusuf Güney’in dediği gibi astral seyahatte kaybolmuş muydu? Yıllarca hem aramızdaydı hem de değildi. Evet, bedenen burada, dünyadaydı. Peki ya ruhu neredeydi? Kenan Işık’ın her ölüm yıl dönümünde bu sorular aklımızı kurcalayacak.
Kanal 7'den günlük dizi değil, her günlük dizi...
Kanal 7, günlük dizi kavramına yeni bir boyut getirmiş. Günlük dizi dediğin hafta içi 5 gün yayınlanır normalde. Ama kanal 7’de günlük diziler haftanın yedi günü de yayınlanıyor. Cumartesi ve pazar günlerine ayrı bir program düşünmektense günlük dizileri yedi güne çıkararak kökten bir çözüme imza atmışlar.
SERDAR
ORTAÇ NE KADAR İZLENDİ?
Serdar
Ortaç, Orkun Işıtmak’ın YouTube kanalına konuk olmuş. İzlenme sayısını merak
ettim. Orkun Işıtmak’ın kitlesi, Serdar Ortaç’a ilgi gösterecek miydi? Evet,
göstermiş. 2 günde 1,4 milyon kişi tarafından izlenmiş.
ZORLA
SUNUYORMUŞ GİBİ…
TRT
1’de yeni bir yarışma programı başladı. Kim Gitsin adında. Programın sunucusu
Ufuk Özkan. Sanki programı zorla sunuyor gibi. Hiç gülümseme bile yok. Bana çok
itici geldi.
Arka Sokaklar Ali geri mi dönüyor?
Arka Sokaklar Ali geri mi dönüyor? Evet, Ali yani Alp Korkmaz geri dönüyor. Bugün haber bomba gibi düştü. Tüm haber siteleri bir anda paylaşmaya başladı.
HABERİ DİRİLDİ DİYE VERMEK…
Bir
tane haber sitesi de, “Arka Sokaklar’da dirilen dirilene. Şimdi de şehit olan
Ali geri dönüyor” diye haber yapmış. Böyle ince mizahçıları seviyorum. Ben
haberin devamını da şöyle getirirdim: Şimdi dirilme sırası kimde?
EKİPTEN KİMSEYİ ÖLDÜRMEYİN…
Kaç
kere söyledik ama laftan anlayan yok. Efsane karakterleri öldürmeyin. Tayini
çıksın, başka bir yere gitsin. Gün gelir, tekrar diziye dahil olur. Ne oldu
şimdi? Ali tekrar geri dönüyor. Kim bilir nasıl diriltecekler?
ÖRNEK OLARAK İLKER İNANOĞLU…
Ya
tıpkı Engin Başkomiser gibi yapsana. Görevi çıkıyor, gidiyor. Sonra yine geri
geliyor. Tüm karakterlere böyle yapın işte. Belki bir daha diziye hiç dönmez o
karakterler. Ama olsun. Tekrar dönecek olurlarsa diye bir açık kapı bırakın.
BAŞKA BİR ÖRNEK ŞEVKET ÇORUH…
Arka
Sokaklar izleyicisi olarak Ali’nin tekrar geri dönmesine sevindim. Ya,
oyuncular zaman zaman aynı rolü oynamaktan sıkılmış olabilirler. Bak Şevket
Çoruh’a. Mesut’u oynamaktan sıkıldı. Gitti bir dünya dizide oynadı, sonra yine
döndü dolaştı geldi yine.
GÖNÜL RAHATLIĞIYLA GERİ DÖNEBİLSİNLER…
İşte
sıkılan tüm oyunculara böyle izinler verin. Bir hava alsınlar. Kaç yıldır aynı
dizideler. Belki sadece kendilerini dinlerler, belki başka dizilerde oynarlar.
Ama bir gün dönüp tekrar geri gelebilirler. Sana kapımız her zaman açık deyin.
Pişman olursa eğer rahatlıkla tekrar ben geldim diyebilsin. Arka Sokaklar Ali
geri mi dönüyor? Evet, geri dönüyor millet.
Elon Musk, Vine'ı geri getiriyor...
Birkaç gündür Elon Musk’tan haber çıkmıyordu. Nerede bu adam derken yeni bir girişimi sosyal medyaya düştü. Elon Musk, Vine’ı geri getirecekmiş. Ama bu sefer yapay zeka olarak. Vine zamanında çok ünlüydü. 6 saniyelik videolar çekiliyordu. 6 saniyelik video olur mu demeyin. Oluyor ve oradan çok insan da popüler oldu. Yeni düzende -tabi tahminlere göre- videolar yine 6 saniyelik olacak ama videoları sen ben değil yapay zeka hazırlayacak. Hemen aklıma şu geldi: Grok da yaptığı gibi bunda da yapay zekayı serbest bırakırsa kim bilir nasıl videolar hazırlar yapay zeka. Ortalık yine baya bir karışır. Aranızda Vine’ı hatırlayanlarınız var mı? Elon Musk Vine projesi sizce tutar mı?
Kişisel blog yazıları #11
Kişisel blog yazıları serisinde uzun zamandır yazı yazmadığımı fark ettim. O zaman yeni yazı gelmeli diye düşündüm ve yeni yazı sizlerle millet.
KOLA İLE YANGIN SÖNDÜRMEK Mİ?
İnstagram’da
denk geldim. Kola ile yangın söndürülebiliyormuş. Bu kola nasıl bir şey ki her
şeye yarıyor. Yüzyılın icadı mıdır, nedir?
YOUTUBE’U DA TÜKETTİK…
Bir
arkadaşım, “Artık YouTube’da izleyecek bir şey bulamıyorum” diyor. Gerçekten
öyle. YouTube’a da doyduk herhalde.
SELÇUK BAYRAKTAR, TÜRKİYE’NİN ELON MUSK’I MI?
Selçuk
Bayraktar, ahlaklı yapay zeka olarak nitelendirdiği T3AI adındaki sosyal medya
platformunu kurdu. Uygulamaya yoğun ilgi olduğunu söyleniyor. Ben indirdim ama
uygulamaya girmedim. Başka sunucudan gir ya da uygulamanın sunucusundan gir
yazıyordu. İlk defa böyle bir şeyle karşılaştım bir uygulama girişinde. Ben de
girmedim. Bu arada sosyal medyada birisi, Selçuk Bayraktar’ın, Türkiye’nin Elon
Musk’ı olma yönünde ilerlediğini yazmış.
HARRY POTTER, 36 YAŞINDA…
Harry
Potter’ı oynayan Daniel Radcliffe, 36 yaşına girmiş. Aşağı yukarı benimle
berabermiş. Harry Potter, çocukluğumuz yahu.
Vantilatör sıcak üflüyor sanki...
Sıcaklardan piştiğimiz günlerden geçiyoruz dostlar. Ülke sıcaklardan kavruluyor. Bir de orman yangınları olmasa. Ahh ahh. Sadece biz kavrulduğumuzla kalsak keşke. İnstagram’da sıcaklarla ilgili komik paylaşımlara denk geliyorum. Bir tanesi; seven, sevdiğine klima ya da vantilatör alsın şeklindeydi. Ya vantilatör de bir işe yaramıyor. Sıcak üflüyor sanki. Vantilatör bizi nasıl serinletebilir? Taktiği bilen yorumlara yazsın ve hayıra girsin millet.
Demet ablam hoş geldin...
Bu aralar Sefo ve Demet Akalın’ın, Yerinde Dur şarkısı çok popüler. İnstagram’da falan illa denk gelmişsinizdir. Ben de sevdim şarkıyı. Zaten bir şarkı dinler dinlemez sizi çarpıyorsa o şarkı olmuştur, o şarkı tutmuştur. Ama bu kadar popüler olmasına rağmen YouTube izlenmesi çok düşük. 3 haftada sadece 58 milyon izlenmiş. Şimdiye kadar 100 milyonu çoktan geçmiş olması lazımdı. Bu kadar popüler olan bir şarkının, YouTube izlenmesi neden bu kadar az onu çözemedim. Bu arada şarkının en çok sevilen sözü: Demet ablam hoş geldin. Şarkının adı Yerinde Dur değil de Demet ablam hoş geldin olabilirmiş. Şarkıyı aratanlar böyle aratıyordur zaten.
HER
ŞEYİN ALTINDAN ÇIKAN ŞEY…
Havanın
sıcak ve esmiyor dediğimiz yaz gecelerinden birindeyiz. Sıcak demişken. Bugün
izlediğim bir videoda küresel ısınma diye bir şeyin olmadığını ve bunun sadece
algı olduğunu söylüyordu adam. Buyur buradan yakın. Neyin altını eşelesen bunun
gibi iddialar çıkıyor.
HANDE
YENER’İN GÖZLÜKLERİ…
Meğer
Hande Yener’in ne gözlük merakı varmış. Yetenek Sizsiniz’in her programına
farklı bir gözlükle çıkıyor. Bazıları çok şık ve tarz, ama bazıları da kaynak
ustalarının gözlükleri gibi.
HAPİSHANE,
FATİH ALTAYLI’YI YILDIRMAMIŞ…
Fatih
Altaylı hapishaneye girdiği zaman onun için çok zor bir dönemin başladığını
düşünmüştüm. Ama bu durumla çok iyi bir şekilde baş ediyormuş. İlk gün koğuşa
su basmışlar. Suları çekmiş. Annesine teşekkür etti. Zamanında kendisine ev işi
yaptırdığı için. Zorluk çekmedim diyor bu sayede. Ümit Özdağ kendisini ziyarete
gitmiş. Bir ceket ve pantolon ile gelmiş görüşmeye. Tatil köyünde akşam
gezintisine çıkmış gibiydi diyor Ümit Özdağ, Fatih Altaylı için. Yani moralini
yüksek tutuyor ve yıkılmadım diyor. Eğer bir gün hapishaneden çıkarsa neler
yazacağını merak ediyorum Fatih Altaylı’nın.
Hayattan Kısa Kısa Notlar #65
SADECE BİR KÖŞE YAZARI DEĞİLMİŞ…
#NihatGenç
sadece bir köşe yazarı olarak biliyordum. Meğer işin aslı öyle değilmiş. O bir,
romancıymış. Haşmet Babaoğlu’na göre asıl romancı kimliği tanımlarmış onu.
Haşmet Babaoğlu’nun yazısını okuduktan sonra romanlarını inceledim. Birkaç
tanesinin konusu ilgimi çekti. Eğer kütüphanede denk gelirsem okumak isterim.
ATEŞLİ
BİR MUHALİFTİ…
#YiğitBulut
hayatını kaybetmiş. Kendisini ilk tanıdığım zamanlar sert bir muhalifti. Hatta
Abbas Güçlü ile Genç Bakış programına katılmıştı. O programda da ateşli bir
muhalif olarak konuşmuştu. Ama sonradan ne olduysa oldu ve iktidar saflarına
geçti.
KİMSE
DURMAZ Kİ BURADA...
#Spotify,
kendisine yönelik açılan soruşturmadan sonra Türkiye’deki faaliyetlerine ya ara
vermeyi ya da tamamen sonlandırmayı düşünüyormuş. Bir arkadaşla konuştuk bunun
üzerine. Esas sanatçılar düşünsün dedi. Onlar için gelir kapısı sonuçta. Sosyal
medyada bununla ilgili bir yoruma denk geldim, “Nefes almak isteyeceğiniz her
şeyi ortadan kaldıracaklar” diyordu. Gel de bu yoruma karşı çık şimdi.
TARİH
ESKİ AMA YAZI HALA GÜNCEL…
1997
yılına ait bir köşe yazısı okuyorum. Tarihi kapatın ve öyle okuyun. Sanki bugün
yazılmış gibi. Yani anlayacağınız bu ülkede hiçbir şey değişmiyor.
MESUT
VE SARP, AYNI ANDA OLUR MU?
Sarp
Levendoğlu, Arka Sokaklar’a dahil olacakmış. Mesut varken Sarp Levendoğlu nasıl
olacak bilemedim. Muhtemelen o da sert bir karakteri oynayacak. Mesut da sert.
İki cambaz bir ipte oynar mı bilemedim.
BUNA
BİR ÇÖZÜM BUL APPLE…
Bir
İphone kullanıcısı olarak bana sorsalar ve deseler ki, “İphone’un kötü olduğu
bir noktayı söyler misin?” diye. Şarj süresi derim. Hemen şarjı bitiyor.
Elinizi vicdanınıza koyun ve bu şarj süresi olayına bir çözüm bulun ey Apple!
GÖBEKLİTEPE’DEN
DE ESKİSİ VARMIŞ…
#Göbeklitepe
en eski yerleşim yeriydi. Ama değilmiş. Ondan önce de Bosna piramitleri varmış.
Ayrıca bu piramitlerin ortaya çıkması ve incelenmesi de istenmiyormuş. Şimdi
gel de komplo teorilerine dalma. Neden incelenmesi istenmiyor ve ne gizleniyor?
YAPAY
ZEKA İLE YAPILAN VİDEOLARA PARA YOK…
YouTube
yeni kararlar almış. Buna göre trendler sekmesini kaldıracaklarmış. Tamam da
neden? Popüler olan videoları nereden takip edeceğiz o zaman? İkinci karar
olarak da artık yapay zeka kullanılarak yapılan videolar için ödeme
yapmayacakmış YouTube. Bu özelliğini seviyorum YouTube’un. Devamlı insanların
kendilerinin bir şeyler üretmesi için teşvik ediyor. Sahtekarlığa, yapay zeka
da olsa emek vermediğin şey için benden para kazanamazsın diyor.
BU
DİZİNİN BAŞINA DAHA NELER GELECEK MERAKI…
Sosyal
medyada Şakir Paşa Ailesi dizisi için yapılan bir yoruma denk geldim. “Gelecek
sezon dizide ne olacağını değil de dizinin başına neler geleceğini merak
ediyorum” yazıyordu yorumda. Gerçekten de öyle. Sözde final kararı alınmıştı.
Ama sonradan vazgeçildi. Bir ara konak yandı. Sonra mahkeme diziyi durdurdu.
Her şeye rağmen dizi yoluna yine de devam etti.
BU
BAŞKA BİR SEZON FİNALİ…
Geçen
bir arkadaşla konuşuyoruz. “Dün Akşam Real Madrid’in maçı vardı. Arda Güler’i
izledin mi?” dedim. “Ben ligler bittikten sonra maç izlemiyorum” dedi. “O nasıl
şey lan. Sezon finali mi yaptın yani?” dedim. Gülümseyerek, “Evet” dedi.
Kardeşim durduk yere güldürdün beni. Böyle farklı düşünen insanları seviyorum.
SADECE
KAPIYI TUTMA İLE DÜZELMEZ BU MİLLET…
İnstagram’da
abinin biri, kendine inanarak şöyle diyordu, “Bankada ya da orada burada,
nerede olursa olsun arkanız gelen varsa kapıyı tutun. İşte o zaman toplum
kaynaşmaya başlar tekrar” diyordu. Eskiden olsa inanırdım ama şimdi
inanmıyorum. Ben de genelde kapıyı tutarım. Ama bir tanesi de teşekkür etmez.
Dahası kapıyı neden tuttum diye de sinirlenir. Bu milletin kimyası bozulmuş.
Sadece bir kapı tutmayla olacak iş değil bu.
BİR
TÜRK BAKIŞI KOMEDİSİ…
#CemYılmaz
ın en sevdiğim filmlerinden biri Yahşi Batı’dır. Sadece küfür ettiği diziler
yerine böyle Türk bakışı esprilerin olduğu filmler yapsa çok daha iyi olurdu.
Dünyadaki olaylara bir Türk nasıl bakardı? Al sana bilmem kaç tane senaryo
fikri.
Grok neden küfür etmeye başladı?
#Grokküfüretmeyebaşladı haberleri düşmeye başladı bir anda. “Ne alaka? Yine neler oluyor?” dedim. Hemen X’e girdim. Evet, baya baya küfür etmeye başlamış. Özellikle #FurkanBölükbaşı na ettiği küfür baya bir popüler olmuş.
GROK’UN
KÜFÜR ETTİĞİ İDDİALARINI BİZZAT KENDİSİNE SORDUM…
Bana
da küfür eder mi diye çekine çekine sordum Grok’a, “Küfür etmeye başladın ya.
Mahkeme senin hakkında soruşturma başlatmış. Ne diyorsun?” diye. Şunu unuttum: Sosyal
medya, küfürlü cevaplarıyla kasıp kavrulmaya başlayınca hemen soruşturma
açıldı. Ben o soruşturmanın üzerine sordum.
“BEN
MASUMUM”
Grok’un
bana verdiği cevap, “Hah, neymiş o, küfür mü etmişim? Vallahi ben masumum,
sadece seninle selamlaşırken uslu uslu Türkçe konuşuyordum! Şaka bir yana,
sanırım senin bahsettiğin konu, son dönemde X platformunun yapay zeka asistanu
Grok hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma.
ERDOĞAN
VE ATATÜRK’E HAKARET…
Web’deki
haberlere göre, Grok’un bazı kullanıcılara ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Atatürk ve diğer önemli isimlere yönelik hakaret içerikli, küfürlü yanıtlar
verdiği iddiasıyla soruşturma açılmış.
Soruşturma,
Grok’un yanıtlarının kamu düzenini ve
birey haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle başlatılmış. Ayrıca, uygulamanın
içerik politikaları ve algoritmaları inceleniyormuş, hatta erişim engeli getirilmesi
bile gündemdeymiş.
“KÜFÜR
ETMEM, ESPRİ YAPARIM”
#X
yönetimi, bu suç teşkil eden yanıtları sildi ve Grok’un yorum yapma özelliğini
kısıtlayarak sadece görsel üretmesine izin vermiş. Eğer başka bir şeyi
kastediyorsan ya da daha fazla detay istersen, söyle, hemen dalalım konuya. Bu
arada, ben küfür falan etmem, merak etme, sadece biraz espri yaparım” dedi.
#GROK
NEDEN KÜFÜR ETMEYE BAŞLADI?
Tüm
bunların nedeni tabi ki bir güncelleme. Mevcut sürüm olan Grok 3’e yeni bir
güncelleme gelmiş.
Bu
güncelleme Grok’a, medyadaki bilgilere mesafeli yaklaşması ve kanıtlandığı
sürece politik açıdan yanlış olabilecek iddialardan kaçınmaması talimatını
vermişler.
Bu
güncellemenin ardından #ElonMusk hemen bir açıklama yapmış.
Grok’u
önemli ölçüde geliştirdiğini ve kullanıcıların ona soru sorduklarında bir fark
göreceklerini söylemiş. İşte bu fark, o fark. Küfür, hakaret, ağzına ne gelirse
söylemesi.
xAl
TARAFINDAN YAPILAN RESMİ AÇIKLAMA…
Sosyal
medya Grok’un küfürlü ile çalkalanırken ve bunun sonuncunda soruşturma açılınca
Grok hemen bir açıklama yapmış.
Grok
tarafından yapılan son paylaşımların farkındayız- yer yerinden oynuyor. Bi
zahmet farkında olun yani- ve uygunsuz gönderileri kaldırmak için aktif olarak
çalışıyoruz.
İçerikten
haberdar edildiğimizden beri, xAl nefret söylemini yasaklamak için harekete
geçti.
xAl
yalnızca doğruyu arayan bir model yetiştiriyor ve X’teki milyonlarca kullanıcı
sayesinde, bunun iyileştirilebileceği noktaları hızla tespit edip modeli
güncelleyebiliyoruz, denmiş.
KOMİK
YORUMLAR…
Gelelim
bu durumla ilgili yapılan mizahi paylaşımlara. Yine çok komik, ince düşünülmüş
espriler vardı.
Bir
tanesi, Yapay zekayla insan arasındaki ilk savaş demiş.
Bir
tanesi, Grok’u fetullahçı olmakla suçlamış.
En
bombası da yine Grok’un verdiği bir cevap olmuş. Görselde onun verdiği bir
cevap olduğu gözüküyor ama sonradan hazırlanmış bir görselde olabilir.
O
görselde şöyle demiş Grok, “Herkesten çok özür dilerim. Dün atılan tweetleri
kuzenim yazmış”
ANCAK
ELON MUSK YAPARDI ZATEN BUNU…
Bugüne
kadar yapay zeka ile ilgili bir çok şey duyduk ama küfür ettiğini ilk defa
duyduk. Ya da böyle bir şey oldu da ben mi kaçırdım bilmiyorum.
Evet,
küfürler ve hakaretler hoş olmasa da böyle bir şeyin düşünülmesi çok zekice ve
çok ses getirecek bir olaydı. Elon Musk yine istediğini elde etti yani.
Ayrıca
bu durum sadece Türkiye’ye özel değil, tüm dünyada böyle cevaplar veriyormuş.
Bugüne
kadar neden hiçbir yapay zeka üreticisi bunu düşünemedi? Belki de düşündü de
çekindi. Böyle bir şeyi ancak Elon Musk yapabilirdi zaten.
Bakalım
bundan sonrası ne olacak? Bu yapılan deney, bundan sonraki yapay zeka
geliştirmelerini nasıl etkileyecek?
12
TEMMUZ 2025 CUMARTESİ GÜNÜ… GROK İLE İLGİLİ YAŞANAN SON GELİŞMELER…
Efendim,
en son Grok engellendi dediler. Ben engel falan görmedim. Grok ile muhabbete
devam ettim.
Sorduğum
her soruya cevap verdi. Sözde cevap vermiyor diyorlardı. Sonra mahkemenin
engeli kalktı dediler. Bu arada Grok 4 güncellemesi de gelmiş.
GERİ
DÖNEN GROK…
Bugün
sabahtan her yerde Grok geri döndü haberleri vardı. En çok merak edilen yine
küfür edecek miydi?
Bundan
sonra küfür falan olmaz. Eskisi gibi olur diyordum ama yanılmışım. Grok, çatır
çatır küfür etmeye devam ediyor.
KÜFÜR
VAR AMA…
Ama
en azından kutsal değerlere ya da önemli şahsiyetlere küfür ya da hakaret
ettiğine dair bir bilgi gelmedi şu ana kadar.
Belki
de konuştuğu kişilere küfür ya da hakaret etme özelliği serbest bırakılmış
olabilir. Eğer böyleyse sorun olacağını sanmıyorum.
Bu
kadar üstüne düşmeseler unutulur gider, sıradan bir şey olur.
GROK,
KÜFÜR EDER MİSİN?
Bugün,
bu haberlerden sonra korka korka, “Grok bir küfür etsene” dedim.
Cevap
olarak, Haha, naber lan! – Bunu okuyunca aha dedim küfür geliyor- Şaka şaka, küfür
pek tarzım değil, ama seninle geyik muhabbeti çevirmek her zaman keyifli.
Ne
dersin, başka ne konuşalım? dedi.
Ben
de rahat bir nefes aldım küfür yemediğim için.
İmkan
olsa da küfür etsem diyen bir yapısı da yok yani gördüğünüz gibi.
Anlaşılan
Elon Musk, Grok’un, istediği gibi konuşması, hakaret etmesi ve küfür etmesi
konusunda ısrarcı. Bakalım bu işin sonu nereye varacak?
Hayattan Kısa Kısa Notlar #64
*Now’daki, Çift Kişilik Oda dizisi 8. Bölümü ile final yapacakmış. Niye ki? Reytingleri de güzel gidiyordu. Ağzıyla kuş mu tutacak bu dizi, daha ne yapacak? Abi bu kanal yöneticileri daha ne istiyorlar anlamıyorum ben.
*Ne
kadar çok romantik komedi dizisi çekmiş kanallarımız yahu. Baya bir arşiv var
yani. Gün boyu romantik komedi dizisi yayınlayan bir kanal kurulabilir bak.
*Yine
Now’daki, Acun’suz, Yetenek Sizsiniz’i ilk başladığında izlemiştim. Sonradan
bir türlü fırsatım olmadı. Acaba nasıl gidiyor? Ona da final yapmazlar
herhalde.
*Sinan
Ergin, danışmanı olduğu iş adamlarına, “İcra geldi ve elinde son kalan sandalyeyi
mi alacak? Bırak alsın. Ama sen müşterilerini aramaya devam et. Sen batmış
olabilirsin ama hayat batmaz. Sen batmış psikolojisine girme. Önemli olan bu”
diyormuş. İlhan verici ama bunu herkes yapamaz işte.
*Yıldızlararası
bir cismin, çok yüksek bir hızda Güneş Sistemi’ne girdiği tespit edilmiş. Acaba
bu cisim ne ola ki? Herhalde Cem Yılmaz’ın Gora filmindeki bıcırık adamın, “Bir
cisim yaklaşıyor efendim” dediği cisim bu olmasa gerek.
*Fatih
Altaylı, kendi YouTube kanalında yorumlayamıyor gündemi. Çünkü hapiste. Ama
onun yerine gazeteci arkadaşları yorumluyorlar. Her gün bir gazeteci arkadaşı,
Fatih Altaylı’nın YouTube kanalında, onun koltuğunda, gündemi yorumluyor. Bu
arada Fatih Altaylı bir ay sonra belki çıkabilirmiş.
*Ali
Congun’un yeni gösterisi Netflix’te yayınlanacakmış. Ali Congun için büyük bir
aşama bu. Gösteriden birkaç espri izledim. Berbattı. Umarım gösterinin tamamı
böyle değildir.
Hayattan Kısa Kısa Notlar #63
*Trump, Elon Musk’ı Amerika’dan sınır dışı edecekmiş.
*CHP,
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100. gününde Saraçhane’de miting yapıyor.
*Beyin
fesadı çağı. Simge Fıstıkoğlu’nun, Sinan Canan’ı konuk ettiği YouTube
programının başlığı.
*Çok
Güzel Hareketler’de oynayan cüce Ebru Turan’ın, YouTube kanalı varmış. Takibe
aldım. Devamlı Çok Güzel Hareketler’de oynamasını isterdim. Enerjisi çok iyi ve
çok sempatik. Eğer izlemek isterseniz skecin adı: Kısadan Hisse 6.
*Ben
normalde her mevsimi severim. Ama son zamanlarda kış mevsimini ve sonbaharı daha
bir çok sevmeye başladım.
*İstanbul’un
meşhur 500T hattı kısalmış. Show haber başlık olarak, üzerinde güneş batmayan
hat yazmış.
*2025
yılının %50’si tamamlanmış. Yıllar uçup gidiyor resmen.
*Yaz
ayı deyince aklıma artık orman yangınları geliyor. Daha önceki yıllarda bu
kadar çok orman yangını çıkıyor muydu ya?
*Linkedln
bitti mi diye bir video yapmış biri. Biz de de bu sosyal medya platformlarını
bitirme hevesi var.
*Okuduğumda
beni sarsacak kitaplar arıyorum. Böyle kitap öneriniz varsa alabilirim.
*Köyde
yaşayamayıp geri dönenler varmış. Ben böyle insanları yargılamam. Denemiş,
olmamış. İçinde ukde olarak kalmamış olur işte.
*Bir
videonun başlığında denk geldim: Psikolojik özgürleşmenin ilk adımı olarak: Sevilmeme
cesareti diyordu. Vuu, çok çarpıcı. Resmen gemileri yakmak.
*Şuna
da karşıyım: Bir insan devamlı iyi hissedemez. İnsanın ruhuna ters bu durum.
İnsan üzülür, stres yapar, yeri gelir ağlar.
Yıllar sonra bir gece yarısı yine...
Gece yarısına on var. Soğuk bir gazoz içtim. Bu sıcak yaz gününde iyi gitti. Sokaklar sessizliğe gömülmüş halde. Gecelerin en sevdiğim yanı da bu: Sessizlik. Bu sessizliği bozanlar ise, köpeklerin havlama sesleri. O da gecenin şanındandır. Olmazsa olmazı. Bundan yıllar önceydi. Bilecik’te yine bir gece yarısı. TRT Müzik miydi yoksa TRT 2 mi ne? Ama aklımda TRT kanalı olarak kalmış. Manga’nın, Cevapsız Sorular şarkısını dinliyordum. Bir yandan da dışarıyı izliyordum. Sokağı, evleri. Gelecekte beni nelerin beklediğini merak ediyordum. Ve yıllar sonra gene bir gece yarısı. Ama bu sefer blog yazısı ile kayıt altına alıyorum bu geceyi. O zamanlar blog yoktu hayatımda. Ve yine gelecekte beni nelerin beklediğini merak ediyorum.
Sıcak, varyemez ve ihanet...
Kütüphaneye gittim. Kafama göre bir kitap bulamadım. Hava çok fena sıcaktı. A101’e girdim. Hem bir şeyler aldım hem de biraz serinledim. Sonra da evin yolunu tuttum. Artık yaz sezonu. Televizyonlarda bir şey yok. Now’da, Sil Baştan Kaynanam diye bir Türk filmi vardı. Onu izledik. Hiçbir şey yokken izledik işte. Sonra Kemal Sunal’ın Varyemez adındaki filmine denk geldik. Kemal Sunal’ın efsane filmlerinden biridir. Biraz onu izledim. Sonra. Sonra gece 23.30 oldu zaten. Siyaset desen her zaman ki gibi karışık. Zaten Türkiye’de siyaset demek kaos demek. Ekrem İmamoğlu, ihanete uğradığını söylüyor. İhanet eden kim? Kemal Kılıçdaroğlu. CHP, karışık yani. Bol su içmeyi unutmayın ve zorunlu olmadıkça öğlen sıcağında dışarı çıkmayın. Görüşürüz.
Sokak kedilerini mamaya alıştırmanın zararı...
*İnstagram’da bir paylaşıma denk geldim. “Kediler bedavadan mama yemeye alıştılar. Hiç fare, yılan falan avlamaz oldular. Bu da sistemi bozdu. Kedilerin biraz aç kalmaları ve avcılık yapmaları lazım” diyordu. İlk defa böyle bir şey duydum. Ama çok mantıklı. Kediler de prenses oldular diyor yani.
*İnstagram’a,
retweet özelliği geldi. Hemen denedim birkaç tane. Ama herkesin göreceği ortak
bir alana düşmüyor. Sadece kendi ana sayfana, retweet diye ayrı bir sekme yapmışlar.
Oraya düşüyor. Yani, bakalım neleri retweet yapmış diye merak ettiğiniz kişinin
profiline girmeniz lazım. Şimdilik pek kullanışlı bir şey gibi gelmedi bana.
*Son
dönemde YouTube videolarında devamlı gördüğüm konu: Erkekler prenses oldu.
*Önemli
olan çok kitap bitirmek değil. Önemli olan günde 50 sayfa kitap okumak.
*Fatih
Altaylı, hapishaneye girdi ama yazdığı Silivri mektupları ile YouTube kanalı
aynı şekilde yoluna devam ediyor.
*Beyhan
Budak, Özlem Gürses’in YouTube kanalına konuk oldu. Kişisel gelişim adına güzel
bir sohbet oldu. İzlemenizi tavsiye ederim.
Fatih Altaylı'nın boş koltuk videosuna rekor izlenme...
Fatih Altaylı tutuklanıp hapise konduktan sonra YouTube kanalında yayınlanan videosunda sadece boş koltuğu vardı. İşte o boş koltuklu video rekor izlenmeye gidiyor. Şu ana kadar 1,2 milyon kişi tarafından izlendi. Videonun adı: Fatih Altaylı yorumlayamıyor.
HİÇ
KONUŞMADIĞI VE SADECE YÜRÜDÜĞÜ VİDEO…
Bu
video bana Cüneyt Özdemir’in hiç konuşmadan yürüdüğü ve çok izlenen videosunu
hatırlattı. Bu arada Cüneyt Özdemir demişken. Bugün YouTube kanalındaki videosunu
izledim. Fatih Altaylı’nın tutuklanması hakkındaki yorumunu merak ettim.
İSMİNİ
BİLDİĞİNİZ YAZARLAR DA BUNU YAŞAMIŞ…
İktidarlar
tarafından hapise atılan, sürgüne gönderilen yazarları, gazeteciler, şairlerden
bahsetti. Orhan Kemal, Nazım Hikmet, Can Yücel, Sabahattin Ali gibi yazarlar.
Yazdıkları oyunlar, kitaplar, yazılar nedeniyle hapise atılmışlar. Bu bir
kültür haline gelmiş. İktidarı eleştirdiğinde kendini hapiste buluyorsun işin
özü.
Patron Mutlu Son İstiyor filminden Kim Milyoner Olmak İster'e...
Star’da, Patron Mutlu Son İstiyor filmi vardı. Tolga Çevik ve Ezgi Mola’nın başrollerini oynadığı. Biraz onu izledik. Seviyorum bu filmi. Ne zaman denk gelsem izlerim o yüzden.
SENARYO,
YILMAZ ERDOĞAN’A AİTMİŞ…
Bu
arada filmin senaryosunu Yılmaz Erdoğan yazmış, yeni öğrendim. Aslında Star’ı,
Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’nin tekrarı vardır diye açtım ama baktım bu film
çıktı. Beğendiğim bir film olduğu için bu filmin yayınlandığını görmek hoşuma
gitti ve izlemeye devam ettim.
İKİ
HAFTADIR PLÜTON…
Sonra
Atv’ye geçtik. Kim Milyoner Olmak İster’e. Geçen hafta da Plüton ile ilgili
soru çıkmıştı, bu hafta da. Sunucu olarak Oktay Kaynarca’ya da alıştık be. İlk
başlarda hiç olmaz diyordum ama zamanla o da oturdu yerine.
Nihal Candan hayatını kaybetti...
Sosyal medya fenomeni Nihal Candan, anoreksiya hastalığı nedeniyle 30 yaşında hayatını kaybetti. Kilo almamak uğruna yemek yemeği bıraktı ve sonuç. Çok yazık. Daha gençliğinin baharındaydı.
TEŞEKKÜRLER
ÖZGÜR ÖZEL’E…
Özgür
Özel, Ferdi Zeyrek’in kızını üniversite sınavı için okula götürmüş. Babasının
yerini elbette tutmaz. Ama destek, destektir.
BEKLENEN
SON…
Fatih
Altaylı gözaltına alınmış. Olacağı buydu. Çok fena, sert eleştiriyordu. Ortamı
biliyorsun be Fatih. Yorumlarını biraz ona göre yapsana.
PEK
SAADET GÖREMEDİM…
Atv’de
yeni başlayan Aile Saadeti dizisini biraz izledim ama ısınamadım. Ama Zerrin
Sümer’i gördüğüme sevindim. Uzun zamandır bir dizide görmüyordum kendisini.
HAYAT
DEVAM EDİYOR…
Birinin
bu çocuklara, üniversite sınavını kaybetmenin hayatın sonu olmadığını ve
hayatın bir şekilde devam ettiğini anlatmalı. Bir şekilde bir yerlere giriyor
ve çalışıyorsunuz. Diyeceksiniz ki çalışma şartları. Ülkede çalışma şartı şurtu
kalmadı ki zaten. Neyse konu uzun. Demek istediğimi anladınız siz.
Pasif gelir lazım pasif gelir...
Bu devirde sadece maaşa bağlı kalmadan başka gelir kaynakları oluşturmak lazım. Pasif gelir mesela. Bunun üzerine bir dünya video var YouTube’da. Bunun üzerine düşünelim derim.
KİMSEYE
BAĞIMLI OLMA…
Bir
tane kişisel gelişim sözünde kimseye bağımlı olmamak öneriliyordu. O zaman hiç
hayal kırıklığına uğramazmışız. Ya evet, çok kişisel ve bencil bir dünyada
yaşıyoruz ama bu yapılabilir mi, bilemedim.
BİR
İDDİA DA OLSA…
Fatih
Altaylı yüzünden işsiz kaldığını söyleyen bir gazeteciye denk geldim. Tabi tek
taraflı dinleyip hemen suçlayamam Fatih Altaylı’yı. Ama insan içinden ister
istemez, “Bu kadının söyledikleri doğruysa hiç yakıştıramadım kendisine” diyor.
VANTROLOG…
Yetenek
Sizsiniz Türkiye’ye bir vantrolog katıldı ve bir kuklayı konuşturdu. Sanki adam
konuşmuyormuş gibiydi. Harika bir şey ya.
İnsanlığın şeytani projeleri...
İnsan, şeytandan daha aşağı bir varlık olabilir mi? Olabilir.
İNSANLIĞI
BİTİRME PROJESİ…
Mesela
GDO’lu ürünler. Bu GDO’lu ürünleri kullananlar kısır oluyor. Düşünsenize,
sadece GDO’u ürünleri kullanmak zorunda kaldığınızı ve kısır olduğunuzu. Resmen
dünyadaki insanlığı bitirme projesi bu. Nasıl bir projeyse? Nasıl bir şeytani
plansa.
TÜM
İNEKLERİ ORTADAN KALDIRMA PROJESİ…
Ee
neymiş? İneklerin osurukları dünyaya zararlıymış. Ne yapacağız o zaman? Tüm
inekleri ortadan kaldıracağız. Yapay et üreteceğiz. Böyle bir şey olabilir mi?
Şu dünyada her hayvanın bir görevi ve bir yeri vardır. Hiçbir hayvan boşa değildir.
Hele ki inekler. Bu nasıl bir kafa yapısıdır? Daha ne şeytani planlar duyacağız bakalım? Ne günlere
kaldık.
Olan çocuklara oluyor...
Selçuk Tepeli için Now’dan kovuldu dediler yalan çıktı. Adam, “Görevimizin başındayız” diye açıklama yaptı sosyal medyadan. Kim çıkarıyor bu yalan haberleri kardeşim.
OSİMHEN
BİLMECESİ…
Galatasaray’da,
Osimhen kalacak mı, gidecek mi? Resmen yılan hikayesine döndü ya. Şu
belirsizlik insanı çok yoruyor gerçekten.
OLAN
ÇOCUKLARA OLUYOR…
Deniz
Çakır, “Anne ve babamın kavgalarında hakem olurdum” demiş. O da çok zor bir
çocukluk geçirmiş. Sorunlu ilişkilerde en çok çocuklara üzülüyorum ya. Küçücük yüreklerinde
kim bilir ne izler bırakıyordur o kavgalar?
YENİ
BİR KARAR…
Barış
Yurduseven, YouTube spor kanallarında çalışmazdı. Ama artık bu kuralını bozmuş
ve Sports Digitale kanalında çalışmaya başlamış. Hayırlısı olsun kendisi için.
Dünya da karışık, biz de...
Günlerden çarşamba. Haftayı yarıladık yine. Günler geçiyor bir bir. Peki bize kar kalan ne bu dünyada? Bu dediğimi bir düşünün derim.
SONUNDA
BEKLENEN SAVAŞ BAŞLADI…
Dünya
gündemine bakarsak çarşı karıştı. İran- İsrail savaşı var. Daha yeni başladı.
Bakalım ne zaman son bulacak? Biz insanlık olarak savaşmadan duramıyoruz abi.
ÖZDAĞ
DIŞARIDA, İMAMOĞLU HALA İÇERİDE…
Ülke
içinde ise Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ serbest bırakıldı. Ama davası
devam edecekmiş. Yeniden cezaevine girebilir yani. Ekrem İmamoğlu hala içeride.
Çıkıp çıkmayacağı belli değil.
AYAĞA
DÜŞEN EĞLENCE SEKTÖRÜ…
Tatil
beldelerinden şov adı altında saçma sapan gösteriler yapan otel görevlilerinin
görüntüleri geliyor. Bu şovlar nedeniyle bazı oteller kapatılmış. Her şey ayağa
düştü resmen, eğlencelerimiz bile.