Takip ettiğim bazı bloglarda yaz biterken
değerlendirmeleri yapıldığını gördüm. Bunun üzerine ben de kendi
değerlendirmemi yazmak istedim. Haziran ayı gelmiş, fakat hala ortalık tam
manasıyla ısınmamıştı. Dışarısı sıcak, evin içi ise soğuktu. Haziranın ortalarına
doğru bu durum düzeldi. Yaz ayı bloğum
açısından çok verimli geçti. Çoğunlukla günü gününe yazı girdim. Takipçi sayım
arttı. Ve yepyeni bloglar tanıdım. Ama en büyük değişikliği sona sakladım. Edebiyat
bloğu olmaktan vazgeçip, kişisel blog oldum. Bu benim açımdan devrim gibi bir
karardı. Kitap delisi değilsen, kitap üzerine blog açma. İnanın gitmiyor,
yazamıyorsun. Ben çok isterdim şöyle bir şeye, deli divane aşık olayım. Onunla yatıp,
onunla kalkayım.
OKUMA
DÜZENİM BOZULDU
Böyle bir konuya hakim olmadığım için, yaz
biterken bloğumu kişisel blog yaptım. Hayattaki her şey üzerine yazıyorum
şimdi. Yaz ayı, kitap okumak açısından da çok iyi geçti. Bir yandan kitap okumak,
bir yandan blogları okumak, diğer yandan köşe yazılarını okumak. Yoğun bir
okuma dönemiydi benim için. Ama son günlerde bu düzen bozuldu. Bir hafta oldu
kitap okuyamıyorum. Köşe yazılarını her gün okurdum. Şimdi iki-üç günde bire
düştü. Takip ettiğim blog yazılarını bunlardan ayrı tutmak gerekir gerçi. Blog yazılarını
okuma konusunda, baya bir istikrarlıydım. Ta ki birkaç güne kadar. Tekrar bu
üçünü bir düzene sokmakla işe başlayacağım eylül ayında.
BLOGLARDA ÇOK OKUNAN
YAZILAR
Bu yaz ayı içerisinde Toyota’da işe
başlama gibi bir durumum oldu. Hatta bunu blogda da yazdım. Ama her zaman işler,
insanın istediği gibi gitmiyor. Servis güzergahındaki problem nedeniyle Toyota’da
çalışma işi yattı. Servis benim bulunduğum yerden çok uzakta bir yerden
geçiyordu. Ama Toyota’ya giremedik diye iş aramaktan vazgeçmedim. Yine devam
ettim aramaya. Ve sonunda bir şeyler olacak galiba. Bunu da yakın zamanda
blogda yazabilirim. Bu dönemde okuduğum blog yazılarında dikkatimi çeken bir
şey oldu. Blog yazılarından en çok okunanlar karamsar, umutsuz, acı ile
yoğrulmuş yazılardı. Millet olarak acıyı seviyoruz galiba. İşte yaz biterken
yaşadıklarım ve edebiyat bloğundan kişisel blog olmam.
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Kişisel blog olmayı yeğlemek kararından mutlu olman, doğru bir karar olduğunu gösteriyor.
YanıtlaSilAslında uzman olduğum bir konu olsaydı da onun üzerine yazsaydım daha iyi olurdu. Ama böyle bir uzmanlık alanım yok işte. O yüzden en doğrusu kişisel blog çatısı altına girmekti.
SilAslında kişisel blog olman daha güzel değil mi? Yani ben seni okurken daha benle konuşuyorsun gibi geliyor. Bu da seni okunur hale getiriyor. Acı hakkında yazma konusuna gelince hepsi nemden. Yaz bitsin düzelir. :) :)
YanıtlaSilYazıları beğeniyorsan bu güzel benim açımdan :) Acılı yazıları gelince haklısın kesin nemden :)
SilCanım benim ben olumsuz yazmıyorum ama yine de fena değil ilgi.Umutluyum ben :) Sen de umutlu ol olur mu:)
YanıtlaSilSeni böyle her zaman umutlu görmek bize ilham oluyor :)
SilVallahi blog açısından ben de bu yaz bayağı değişiklik yaşadım benzer bir şekilde :) Yaz bir yaprağın ağaca dalından yere düşene kadar geçen süre gibiydi. Ama çok güzel bir yazı olmuş :))
YanıtlaSilYaz tanımlaması harika olmuş :) Teşekkürler bu güzel sözler için :)
SilUmarım güzel bir iş bulursun ve mutlu olursun :) Güzel yazılar bekliyoruz ha :)
YanıtlaSilEyvallah kardeşim :)
SilGüzel bir yazı olmuş Cem kardeşim kişisel bloga geçmek çok iyi bir adım olmuş.
YanıtlaSilAynen Emre Teşekkürler kardeşim :)
SilKişisel blog olmanız güzel bir karar olmuş, güzel ve güncel yazılar çıkarabiliyorsunuz. :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler bu güzel ifadeleriniz için :)
SilGüzel bir yazı.Kişisel blog olmak.Herkesin kendini yetenekli bulduğu ya da nadiren de olsa destek görerek açtığı bloğunda, sırf beğenilmek değil ama insanlarla paylaşma ve mutlu olma amacıyla açtığı ve bazılarının daha açık yüreklilikle yazıp, yorumlardan çıkarım yaptığı bir kişisel alan.Acının nemden olduğunu ilk defa duyuyorum.Gençlerin bakış açıları ilk defa beni şaşırttı.
YanıtlaSilAcıyı sevmek diye bir şey yok.İnsaf ve merhamet diye bir şey var.Hiç kimse kendisinin yaşadığı ve yaşayacağı ihtimal dahilinde olan acıları sevmez.Egoist insanlar daima görmemezlikten gelir, sizin acı çektiğinizi farketmezler, ya da görmezden gelirler.Bizim ülkemiz insanının profilini tartışmaya açsan kim bilir neler yazılır, söylenir.
Tek kaçılamayan şey acıdır.Çekmeyen ve anlayamayanın da acıdan bahsedişi bile farklı oluyor.
Bu yazını geniş bir vakitte okumak istemiştim.
Bence okumalar meraka göre, yorumlar da anlayış çerçevesinde yapılmalı.Baktın gördün ki sana hitabetmiyor, okumaktan vazgeçilir, olur biter.Hemen hemen herkesin buna aklı yeter sanırım.
Sevgilerimle Cem kardeşim.İşinde, hayatında ve bloğunda sana şans dilerim.
Bir blog yazısı gibi olmuş. Kaleminize sağlık. Teşekkürler.
SilSağol Cem, rica ederim :) bir hata buldum okurken yorumumda.Bloğunda yorum panelinde sil butonu yok, daha dikkatli ve yeniden gözden geçirerek yayınla'ya basmamız gerekir.
YanıtlaSilEvet, daha dikkatli olmak gerekir. Haklısınız.
SilKişisel bloglar yaşamı bir şekilde kaydettiğimiz yerler. Düşüncelerimizin ve hayal gücümüzün en güzel yansıması... Ben de yaz biterken yazılarını yaz sonlarında yazıyorum fakat, ağustos ortasında yazıyorum... Güzel bir yazıydı...
YanıtlaSilYaz biterken yazısını ben ilk defa yazdım. Siz yıllardır bu işin içindesiniz. O yüzden ne zaman yazacağınızı oturtmuşsunuzdur. Benim daha zamanım var galiba :)
SilValla ben seni her türlü keyifle okudum ve okuyorum kardeşim. Ama böylesi çok çok iyi oldu.
YanıtlaSilÇok teşekkürler Yağmur :)
Sil