Yaz ortasında üşümek deyimini, ülkenin
geneli olarak yaşıyoruz sanırım. Akşamları yatarken, üstümüze pike alırdık. Dün
akşam itibariyle, battaniye almak durumunda kaldık. Hava böyle az biraz soğuğunca,
bunun üzerine bir yazı yazmayı düşünüyordum aslında. Soğukları özlemek üzerine
yazacaktım. Bugün Twitter’da dolaşırken, gazeteci Levent Gültekin’in tweetini
gördüm. “Bu ne soğuk. İstanbul’da üşüyorum” demiş. Bunun üzerine bu yazıyı
yazmam, kaçınılmaz oldu. Belki yıllar yıllar önce, bu soğuğu yaşamış olsaydık,
bu durumu garipseyebilirdik. Ama artık yaşadığımız bu soğuğun, kimsenin
garibine gitmediğini düşünüyorum. Artık küresel ısınma diye, dünyaca bir
sorunumuz var. Ne zaman ki dünyaca bu küresel ısınma lafını sık duyup, ezberler
olduk.
GERÇİ AYLARDAN AĞUSTOS
İşte o zamandan beri, mevsimlerde olmadık
işler olmaya başladı. Tıpkı şu an, yaz ortasında üşümek gibi. Ya da kışın
ortasında, günlük güneşlik bir hava gibi. Dikkat ederseniz bu sene de, diğer
geçmiş seneler gibi, havalar çabuk ısınmadı. Bir müddet, havaların ısınmasını
bekledik. Sonra havalar ısınmayı bırak, ortalık kasıp kavruldu sıcaktan. Şimdi yine
üşür olduk. Gerçi halk arasında bir söz vardır, “Ağustosun on beşi yaz, on beşi
kış” diye. Bu sözden de yola çıkarsak, bugün yaşadığımız bu soğuğu, bu açıdan da
anlamlandırabiliriz. Böyle havalar soğunca,
vatandaş sokakta, her zamanki gibi yine söylenir oldu, “İnsanoğlu işte. Soğuk
olunca soğuk, sıcak olunca sıcak deriz. Nankör insanoğlu” diye.
SOĞUKLARI ÖZLEMEK
Millet olarak bu özelliğimizi seviyorum. Böyle
yüzyıllara dayanan, tecrübeler sonunda söylenmiş ve biz insanoğlunu, çok çok
iyi tahlil eden sözlerimiz var. Yaşadığımız bu soğuk bize gösteriyor ki.
Gelecek kuşaklar ne yazı yaz gibi, ne de kışı kış gibi yaşayabilecekler. Artık dengesi
bozulan mevsimler söz konusu. Küresel ısınma nedeniyle, daha da bozulması
öngörülüyor. Dünyayı küresel ısınmanın kucağına, yine biz insanoğlu attık. Bitmeyen
hırslarımız yüzünden, hem kendi hayatlarımızı, hem de gelecek kuşakların
hayatlarını tehlikeye soktuk. Kendi ellerimizle, adım adım, dünyanın sonunu
getiriyoruz. Bu işin kötü yanı. Keyifli yanı ise: Yaz ortasında üşümek bana, “Soğukları
özlemişim” dedirtti.
Blog linki: yasamdanyazilar.blogspot.com
Aslinda zitlıkları yaşamak iyi oluyor.Sıcak lara pek dayanamam da. Lakin küresel anlamda ciddi bir sorun
YanıtlaSilSıcaklardan bunalmıştık. O yönden iyi oldu. Ama küresel ısınma çaresiz bir sorun olarak görülüyor. Değerli yorumunuz beni mutlu etti. Sevgilerle.
SilÇok bunaltıcıydı sıcaklar :( Bence böyle iyi oldu :)
YanıtlaSilO yönden çok iyi oldu tabi :) Değerli yorumunuz beni mutlu etti. Sevgilerle.
SilSıcak beni hasta etmişti. Kendime geldim diyebilirim ne bir halsizlik kaldı üzerimde ne de yorgunluk.
YanıtlaSilŞu farklı yorumların harika Uğur :) Değerli yorumunuz beni mutlu etti. Sevgilerle.
SilNasıl yani Cem yorgan mıııı? O kadar da değil be kardeşim. Hava süper gayet atlet - şort formatında sokağa çıktım hiçte üşünecek bir hava yok idi. Kanınız çekilmiş diyeceğim (annemin lafı:)).
YanıtlaSilFormat on numara :) Annenin lafı harikaymış :) Değerli yorumunuz beni mutlu etti. Sevgilerle.
Silİnsanoğlunun hırsları birleşince önünde hiç bir şey duramadı.Küresel ısınma, diğer sıcak çatışmalar, olan bitenler.Bence hepimiz sersemledik,günü yaşıyoruz, yarına Allah Kerimdir. Krizleri fırsat gibi düşünmek zorunda bırakıldık. Kaçınılmaz sona adım adım gidilecekken, koşar adımlarla gidiyoruz.
YanıtlaSilSöylediklerinizin özeti: İnsanoğlu olarak koşar adım kıyamete gidiyoruz. Değerli yorumun beni mutlu etti. Sevgilerle.
Sil