Powered By Blogger

15 Ağustos 2021 Pazar

Hes kodu krizi yaşadık...

     Arkadaşım Yaşar ile birlikte alışveriş merkezine girecektik. Ben hes kodunun daha önce fotoğrafını çektiğim için sorun olmadan geçtim güvenlikten. Yaşar’sa hes uygulamasını açamadığı için dışarda kaldı. Baktım gelemiyor, tekrar çıktım gittim onun yanına. Bir şekilde uygulama açıldı ve sonunda içeri girdik.

     Yaşadığı bu zorluktan sonra fotoğrafını çekmek onun da aklına yattı sanırım. Kardeşim ise işi daha ileri götürerek hes kodunun fotoğrafını telefonuna arka plan yaptı. O da İnstagram’dan görmüş onu. “Pratik fikir” deyip o da öyle kullanmaya başladı.

İNSANI YÜREĞİNDEN VURAN BİR BÖLÜM…

     Cumartesi günleri kanallarda hafta içi yayınlanan dizilerin tekrarları oluyor. Atv’de, Baş Belası dizisinin tekrarı vardı. Cuma akşamı izleyememiştim. Yürek paralayıcı bir cinayet vardı. Cinayeti işleyen kişinin amacı, öldürdüğü kişiyi huzura kavuşturmaktı. Ama kendisi huzuru bulamadı. Detayı sormayın. Uzun hikaye. 9’uncu bölümü izlemeniz lazım bunun için. Anlatmayla olacak gibi değil. Şu dünyada neler oluyor be kardeşim.

“EKMEK YEMEMELİSİN”

     Alışveriş merkezinin önünde oturmuş gelen geçen insanları izlerken karnı baya şişik bir abimize denk geldim. Böyle bir karınla yaşamaktan hiç de korkar gibi bir hali yoktu. “Yaşlandığında böyle olmamalısın Cem. O yüzden dikkat etmelisin yediğine içtiğine” dedim. “Ekmek yememelisin” diye de tekrar edip durdum. Abimiz ise arkadaşı ile koyu bir muhabbet tutturmuştu, hakkında düşündüğüm bu şeylerden habersiz.

 MASKE DEDİĞİN BEYAZ OLMALI…

     Eve gitmeden önce Yaşar, maske almak istediğini söyledi. Evdeki maskeler azalmış. Gittiğimiz yerde beyaz maskeler satılıyordu. “Keşke başka renk olsaydı. Ben beyaz sevmiyorum” dedi. Ama yine de aldı. Ben olsam böyle düşünmezdim. Aksine bence maske dediğin beyaz olmalı. Başka renk maskeleri sevmiyorum ben de. Hele siyah maskeyi hiç.

GAZ MASKELİ BİR DÜNYA…

     Otobüsle eve dönerken bir ara otobüsün içini kötü bir koku kapladı. Dışarıdan bir yerden geliyordu koku. Dere mi kokuyordu yoksa bir kanalizasyon kokusu muydu? Ne fark eder. Sonuçta rahatsızlık veren bir koku. Her iki türlü de bu kokunun sebebi yine biz insanlarız.

     Peki gün gelip dünya tamamen böyle pis kokularla kaplanırsa o zaman ne yapacağız? Sokağa sadece gaz maskeleriyle mi çıkacağız? Bir daha hiçbir zaman doya doya mis gibi kokuları çekemeyecek miyiz içimize? Böyle bir dünyada yaşamak eziyet olmaz mı bize? Ne kadar da korkunç değil mi?

10 yorum:

  1. baş belası çok keyiflii :)

    YanıtlaSil
  2. Baş Belasının son bölümüne bakmadım, o kısma bakayım bari, merak ettim.
    Ekmeği azaltmak zor değil bence. Yemekte ya makarna ya pilav olur zaten, onlar ekmeği aratmaz pek. Kahvaltıda da kepek ekmek tostu iyi olur. Az ekmek yemeye alıştım, şimdi istesem de fazla yiyemiyorum. :)
    Kötü kokuların her yeri kaplaması berbat bir şey olurdu ama o zamana kadar daha beter felaketler yaşanmazsa iyi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzlemelisin bence de. Çok dokunaklı. Ekmeği bırakmışsın ne mutlu sana :)

      Sil
  3. Fotoğraf olarak saklamak çok pratik ya. Onlar söylediyse doğrudur. Başım gözüm üstüne.

    YanıtlaSil
  4. Hes kodu'nu ezberleyen insanlar tanıyorum. Hayatımızın bir parçası oldu maalesef.

    YanıtlaSil
  5. Sen de pratik yolu bulanlardasın demek ki İlkay :) Maske konusunda en güzel yorum bu olsa gerek. insanlık olarak hak ettik bunları.

    YanıtlaSil
  6. Arka plan fotosu yapma gerçekten çok pratik bir fikir:)) Benim daha açılmama işi olmadı ama yine de alıyorum ekran görüntüsü şimdi:)

    YanıtlaSil