Yarıda bıraktığım iki Yaşar Kemal kitabı...

Yaşar Kemal’in iki kitabını okuyup yarıda bırakmıştım. Ama denemelerini çok sevmiştim Yaşar Kemal’in. Yarıda bıraktığım iki kitabı ise: Yer Demir Gök Bakır ve Deniz Küstü kitaplarıydı. Yaşar Kemal deyince akla ilk gelen kitap olan İnce Memed’i ise daha okuma fırsatı bulamadım.

BEKLENTİSİZLİK, MUTLU MU EDER?

Az önce İnstagram’da, John Steinbeck’in sözüne denk geldim. “Sıfır beklenti, sonsuz mutluluk” diyordu. İnsan denen varlıklar olarak bizler, hiçbir beklenti içinde olmadan nasıl yaşayabiliriz ki? İnsanın doğasına ters değil mi durum?

GÜLDÜREYİM DERKEN SAÇMALAMAK…

Yeni nesil komedyenler var. YouTube, İnstagram ya da X’de, elbet denk gelmişsinizdir. Dün akşam bunlardan birini izledim. Komedi yapmak uğruna çok saçma şeyler konuşabiliyorlar. En az bi 20 dakika izledim. Bu 20 dakikalık bölümde birkaç falsosuna denk geldim.

Fatih Erbakan'ın, Yıldız Tilbe'den aldığı telefon...

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Oda TV’de yaptığı röportajda, “Unutamadığınız telefon var mı?” sorusunu cevaplamış. Necmettin Erbakan vefat ettikten sonra telefonla arayıp taziyelerini iletenler arasında Yıldız Tilbe de varmış. İşte bu telefon görüşmesi kendisi için unutulmazlar arasında yer alıyormuş. O telefon görüşmesinde Yıldız Tilbe, “Benim babam da eskiden Refah Partisi’ne oy verirdi. O zaman daha çocuktum, gençtim hatırlıyorum. Ben Erbakan Hoca’yı çok severdim” demiş. Yıldız Tilbe’den böyle bir hareket beklenir, şaşırtıcı değil. İçi dışı bir kadın. Kendisini severim. Zamanında yaptığı bu taziye ile de sempatim kendisine bir tık daha arttı. Yazıyı bitirmeden bir bilgi: Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, 27 Şubat 2011’de hayatını kaybetmişti.

Canan Karatay, Liverpool taraftarıymış...

Canan Karatay’ın, Liverpool ile ne ilişkisi var? 40 yıl düşünsem bu ikilinin bir araya geleceğini düşünmezdim. Ama olayın aslı hiç de öyle değilmiş. Canan Karatay, yüksek ihtisasını Liverpool’da yapmış. Bu nedenle de Liverpool maçlarına çok gitmiş. Sadece gitmekle de kalmamış. Çok bağırmış. Marşını da, her şeyini de bilirmiş. Öyle demiş. Düşünsenize Canan Hoca’yı tezahürat yaparken. Tabi o zamanlar genç daha. Canan Hoca tıp alanında söyledikleriyle ters köşe yapan bir doktor. Ona biliyoruz. Ama bu sefer bizi, yani futbol izleyicisini de ters köşe yaptı. Sen çok yaşa Canan Hoca. Parti kur, oy verelim. Sen iste ekmeği keselim. Sen iste şekeri hayatımızdan çıkaralım.

Levent Kırca, Müfit Can Saçıntı'yı nasıl işe almış?

Müfit Can Saçıntı’ya bir arkadaşı Levent Kırca’nın gazeteye verdiği yazarlık ilanından bahsetmiş. 

Bunun üzerine ilana başvurmak için arkadaşıyla beraber görüşmeye giden Müfit Can Saçıntı bir de ne görsün. En az bin kişi sırada. Bu sırayı gören bazıları ise daha sıraya girmeden geri dönmüşler. 

Sırada beklerken Levent Kırca gelmiş ve yüksek bir yere çıkarak bir konuşma yapmış yazarlık için orada bekleyenlere. Hepsini işe aldığını söylemiş. 

Orada bekleyenler bunu duyunca hep beraber alkışlamaya başlamışlar. Müfit Can Saçıntı bakmış arkadaşı da alkışlıyor. “Bırak alkışlamayı. Bu kadar adam işe mi alınır? Bunda bir iş var” demiş. 

Gerçekten de bunda bir iş varmış. Levent Kırca konuşmanın devamında, “Aranızda bana inanmayanlar olacaktır. Ama göreceksiniz ki hepinizi işe aldım ve hiç birinize git demeyeceğim. Ama bundan sonraki toplantıya yarınız, diğer toplantıya yarınız, yarınız, yarınız derken iki ay sonra kalan kişileri işe alacağım” demiş. 

Hakikaten de iki ay sonra sadece beş kişi kalmışlar Müfit Can Saçıntı ile beraber ve işe alınmışlar. O zaman ki Cumhurbaşkanı maaşı ile aynı maaşı vermiş onlara ve yazar olmuşlar.

Yılmaz Erdoğan'ın, İnci Taneleri'nde taktığı gözlükler kapış kapış gidiyormuş..

Yılmaz Erdoğan’ın, İnci Taneleri dizisinde taktığı gözlükler popüler olmuş. Şaka maka diziler, ülkedeki diğer sektörlerin de canlanmasına vesile oluyor.

BABA OLARAK BÜLENT EMRAH PARLAK…

Bülent Emrah Parlak, Babatalks programına konuk oldu. Baba olacağını duyduğu andan bugüne babalık sürevünini anlattı. Çok eğlenceliydi, öneririm. Bir tane kız çocuğu varmış ve şu anda 7 yaşındaymış.

ARKA SOKAKLAR ÜNAL…

Arka Sokaklar’daki Ünal’a hayranım ya. Adam gıcık bir tip olarak başladı. Şimdi onun sahnesi çıksa da izlesem diyorum. Çok komik ve eğlenceli oluyor onun sahneleri.

YENİ AÇILAN BLOGLAR NİYE BÖYLE?

Yeni açılan bloglarda yazılar bir türlü indeks almıyor. Eskiden böyle miydi? İlk yazıyı yayınlar yayınlamaz hemen okunurdu. Kısa sürede de Google’da çıkardı. Nerede o eski bloglar?

Bir aşkın ortasına düştüm...

Kütüphaneye gittim. Biraz kitaplara baktım. Daha elimdeki kitaplar bitmediği için yeni kitap almadım. Kütüphaneden sonra Murat Abi’nin yanına uğradım. Ülkenin bugünü ve geleceği hakkında konuştuk. Bu sohbetimize her zaman ki gibi çay da eşlik etti tabi. Akşam eve geldim. Galatasaray’ın Avrupa Kupası maçı var. Sparta Prag ile deplasmanda. Gecenin 23.oo’de maç. O saatte maç mı olur? Gerçi maçı Exxen yayınlıyor. Exxen yok ben de. Para verip de almam zaten. Boyuna takılıyor diye millet dert yanıyor. Huzur kitabından birkaç sayfa okudum. Bir aşk hikayesinin içine düştüm. Bakalım sonu ne olacak? Ahmet Hamdi Tanpınar kitaplarını seviyorum. Tekrar köşe yazılarını okumaya dönüyorum. Ama kendimi çok sıkmadan. Zira çabuk sıkılıyorum.

Alper Gezeravcı hakkında izlenimim...

*Alper Gezeravcı, Cüneyt Özdemir’e konuk olmuş. Biraz izledim. Konusuna çok hakim biri. Yani öylesine uzaya gönderilmiş biri değil.

*Google Chrome’u açtığımda bana özelleştirmem için seçenek sunuyor. Ben böyle dünyaca kullanılan şeyleri özelleştirmek istemem.

*Show TV’de başlayan, Demet Evgar’ın başrolünde oynadığı Bahar dizisi reytinglerde birinci olmuş. Benlik bir dizi değil. Ama Demet Evgar adına sevindim.

*Fatih Altaylı konuşurken genelde elinde hep kalem oluyor. Bir blog yazarı olarak elinde devamlı kalem görmek mutlu ediyor beni.

*Fatih Altaylı demişken. Alper Gezeravcı’yı ne zaman konuk alacak programına acaba? Yoksa bu olayı iplemiyor mu ki?

*Bir YouTube kanalının video başlığında, “Gittiği her yere savaş götüren insanlık” diye bir ifade gördüm. O kadar doğru ki. İnsanlık olarak işimiz savaş, gücümüz savaş.