Powered By Blogger

3 Nisan 2019 Çarşamba

Yazar olmak için yazar gibi davranmak mı gerekir?


     Kişisel gelişim ile ya bir kitapta okudum ya da bir yazıda. Hangisi olduğunu hatırlamıyorum şimdi. “Hangi mesleği yapmak istiyorsun o meslek gibi giyin. Ve öyle davran” diyordu. 

     Şimdi ben yazar olmak istiyorum. O zaman bir fular takmam lazım mı? ya da elimde her zaman küçük bir not defteri ve kalem. “Bu kesin bloğa yazılır“ dediğim konuyu hemen not almam mı gerekir?

     Çevremdeki herkesin beni yazar heveslisi olarak bilmesi mi gerekir? Herkeste böyle bir imaj oluşturmam mı gerekir? Önce yazar havasına bürünmen gerekir diyor yani kişisel gelişimci. Bunu önce de dış görünüşün ve davranışların ile ortaya koyacaksın diyor. Peki siz ne diyorsunuz bu konuda? Yoksa saçmalık mı, boş muhabbet mi?

yazar olmak için ne yapmak gerekir?

ÇAYKOLİK BLOGGER DOSTUM: TERS PABUÇLAR
     Geçen günlerde bir yazımda bir günde ne kadar çay içtiğime dair bir yazı yazmıştım. İsterseniz o yazıya buradan bir bakın. 

     İşte o yazıya sevgili Ters Pabuçlar yorum yapmış. “Senin günlük içtiğin çayı ben sabah kahvaltısında içiyorum” demiş. Bunu duyduğuma çok sevindim. Ben her zaman yazmışımdır blogda. Ben çaycıyım. Çayı seven insanlara karşı da ayrı bir sempatim oluyor. 

     Çay demek, sohbet demek. Çay demek, iki belin lafını kırmak demek. O yazıda dişlerimin sarardığından da bahsetmiştim. Kendisi bana o konuda bir öneri de bulunmuş. 

     “Fırçaya diş macununu koyduktan sonra karbonata batır ve öyle fırçala. 15 güne kalmaz sarı leke falan kalmaz. Bir daha da sarı leke olmaz” demiş. Öneri ve yorum için teşekkürler Ters Pabuçlar.

PUCCA SEO’YA DİKKAT EDİP DE Mİ MEŞHUR OLDU?
     Pucca diye bir Blogger var. Belki de artık vardı dememiz lazım. Artık bloğunda yazmıyor. Bloğu meşhur olduktan sonra önce kitabı çıktı. Sonra da Hürriyet’te yazmaya başladı. Belki de önce Hürriyet’te yazmaya başladı sonra kitabı çıktı. Neyse işte. Sıralamayı bilmiyorum. 

     Son olarak Hürriyet’ten de ayrıldı. Şimdi bildiğim kadarıyla boşta. Peki Pucca blogda yazılarını yazarken seo’ya dikkat edip de mi yazdı? Ben yazılarını okudum. Çoğunluğu hiç seo uyumlu değil. Seoya uyumlu olanlar var. Ama onlar için de özellikle seo’ya uygun olsun diye yazdığını düşünmüyorum. Normal yazdığı konu sadece seoya uygun düşmüş o kadar. Sizde birkaç yazısını okuyun bakalım. Siz ne diyeceksiniz?

Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/9C-lLIVLM4o

29 yorum:

  1. Her giyilen kıyafet ,kişiyi o mesleğin erbabı yapsaydı,memleket olarak çok acayip bir şey olurduk kesin :)

    giymekten kasıt görünür değilde ruha,benliğe o kıyafeti giydirme,bütünleştirme çabası mı acaba? bu daha mantıklı duruyor sanki:)

    Yazar olmak için,kalem-kağıt ile çok içli dışlı olmak gerek konusunda hem fikirim ayrıca..

    YanıtlaSil
  2. Kavramlara simge oluşturmaktan fazlası değildir yazarı yazar yaptığını sandığımız unsurlar... Yazar deyince aklımıza boynunda fular, elinde kadeh ya da kahve kupası, bir gözlük, hafif uzun ve dağınık saçlı bir tip oluşuyor mesela. Neden? Yazarlık, yazmak, yazabilmek, o edebiyatı yazmak o kadar dar kalıplara sığacak kadar basit mi? Bence hayır...

    Mesela en sevdiğin yazarı düşün. Her şeyi ile örnek olan. Şimdi bir tane daha bul sevdiklerinden. Arasındaki farkları irdele... Ne kadar çok değil mi? Peki bu farklar birini kötü diğerini başarılı bir yazar mı yapar, hayır... Bunlar başı boş kalıptan ötesi değil... Herkesin ilham kaynakları, yazma rutinleri farklıdır. Ben her yere defter ile giderim evet, ama bunu kimseye göstermeyi sevmem, o anda içimde oluşan hissi karalar eve geldiğimde düzenlerim. Çoğu yazım yolda yürürken, bir yerde çay içerken gelir aklıma. Onlar hep evde editlenir.
    Ama sen odanda müzik açarak ilhamlanabilirsin. Yani bunun kıstası yok...

    Diğer konuya gelince.
    Toplum tarafından normalleştirilmeye çalışılan ancak yapımıza ters ne varsa bunları alenen anlatan, mahremiyet kavramından uzaklaşan tipleri seviyoruz biz Cem. Kendisinin bir kaç kitabını okumuştum, seneler evvel. Çocuğuma asla okutmayacağım kitaplar ne yazık ki. Onlara göre bu doğal biz anormal ama ben öyle düşünmüyorum maalesef. Onu popüler yapan şey içeriği... Hayatını alenen daha doğrusu tüm çıplaklığı ile ortaya koyması, bunu duyurmak için kitaplara koşması... Başka bir şey değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Resmen bir yazı olmuş bu Efsunvari. İnan zevkle okudum. Çok teşekkür ederim vakit ayırıp bu değerli yorumu yazmana.

      Sil
  3. Yazar gibi davranmak çok mantıklı gelmedi bana. 'Aklına ne gelirse yaz. Sürekli yazmaya devam et. Önemsiz gördüğün şeyler bile olsa yaz' diyeni duydum ama yazar gibi davran diyeni duymadım.
    Çaysever biri olarak çayseverlere benim de sempatim var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam o ne güzel bir öneriymiş. Saçma olsa bile yaz. Demek hocam sizde çayseversiniz. Bunu duyduğuma sevindim.

      Sil
  4. Uzun vadede karbonat diş minesine zarar veriyor aklında olsun. Yazar olmak için fular şart :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam Beyda. Aklımın bir köşesine yazdım. Fularsız olmaz :)

      Sil
  5. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. 1_ kesinlikle hayır,kisisel gelisim adi altında uydurilan sacmaliklar yazar olabilmek için boş olan her saniyende okumalısın ve evet sürekli yazmalısın ama blog için değil kısa hikaye olur kurgu olur metin şeklinde en az 1000 kelime olan..
    2- 43 yasindayim hayatım boyunca toplam 43 bardak çay uçmamışımdır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke hikaye yazabilsem Sevim. O yüzden blog yazıyorum. Zevkler ve renkler tartışılmaz. Çevremde çayı sevmeyende çok.

      Sil
  7. Blog yazarlığında giyim kuşam önemli değil de, ünlü bir blogger olursan o zaman iş değişir. Dişler için karbonat çok iyi, dişlere direkt olarak bile kullansan bembeyaz yapıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ünlü bir Blogger olursam o zaman fular takarım :) Demek sen kullandın Duo karbonatı dişlerin beyazladı :)

      Sil
  8. yok yaa ne seosu yaaa yazcan işteee, fular filan da saçmaaa, giyim takı ile olmaz tabii, ama yazar gibi yaşamak diye bişi vardır herhaldesi, giyimle, yemek içmekle ilgili değildir, imaj ne yaa :) onlar yalandan yazanlardır herhaldesi :)

    YanıtlaSil
  9. Yazar deyince neden aklına fular eldi ki? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep öyle olmaz mı abi :) Fularlı, gözlüklü falan.

      Sil
  10. Gözlük, fular, keçi sakal, röptöşambır, pantolon askısı....

    Yazı tamamlama aksesuarlarııııı, bir alana bir bedavaaaaaa.

    Kırk gün kesintisiz kullandıktan sonra net bir yorum yapılabilir belki bu konuda Cem.

    Pucca samimi anlatımlarından dolayı dikkat çektmişti bana göre. Şimdilerde ne yapıyor hiçbir fikrim yok.

    Bu arada ben de çay familyasındanım. Selamlarımla :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bedavaysa bende alayım. Pucca evet, fazlaca samimiydi. Ooo Yıldız'da çaycı :)

      Sil
  11. Güzel bir yazı olmuş beğendim. Yazar gibi olmaktan ziyade işimize saygı duymamız gerektiğini düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Objektif Rap. Gerçekten saygı çok önemli. Olaya bakış açısını değiştiriyor insanın.

      Sil
  12. Her işin bir raconu var Cem.Eski Türk filmlerinde hiç görmedin mi? Öncelikle kemik veya yuvarlak gözlükler fulara eşlik etmeli sonra tercihe göre bir de pipo edinmelisin :))
    Şaka bir yana insanların kıyafetleri ve aksesuarları iletişimde "sözsüz mesaj taşıyıcıları" olarak niteleniyor ve diğer insanların kişi hakkında ki algılarını etkiliyor.Kıyafet, sözsüz iletişim kanalı olarak kişi hakkında bir çok mesajı karşıya iletiyor.Fark etmesek de bilinçaltı olarak bu mesajları alıyoruz.Bir çok sanatçı ve siyasetçi kıyafet seçimi konusunda imaj danışmanlarından profesyonel yardım alıyor.
    Ama bu durumu kıyafet seçiminden ibaret sanıp, karikatürize eder şekilde olmadığı biri gibi olmaya öykünmek kişiyi komik duruma düşürür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herhalde kişisel gelişimcinin kastettiği tam da senin dediğin Cam Güzeli.

      Sil
  13. Çok güzel bir yazı olmuş teşekkürler. Puccayı okuyacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Eğitim Pınarı. Oku bakalım beğenecek misin?

      Sil
  14. Eyvallah :)bende çay sevenleri ayrı severim.Karbonat konusunu es geçme,sarardıktan sonra diş hekimi de daha doğal bir yol ile beyazlatmayacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demek Ters Pabuçlar :) Bu yorumu muhakkak paylaşmalıyım dedim ve yazdım :)

      Sil
  15. Yazar olmak ülkemizde ayağa düşürüldü.
    Ünlü edebiyatçı denenler, ajan çıkıp yurt dışına kaçtılar.
    Önüne gelen de parasını verip kitap bastırarak kendine yazar payesi vermeye uğraşıyor.

    Unutulmasın ki, ülkemizde hala entelektüel altyapısı olan, niteliksiz kitabı 500 metreden tanıyan kişiler var.
    Yazar olmak için çok geniş bir kavram ve kelime haznesi, gözlem ve tasvir gücü, duygusal yelpaze bilgisi, insan psikolojisi, tarih ve sosyoloji bilgisi gerekir.
    Bunlar yoksa, kişi günde 300 kelimeyle hayatını geçiren, basit düşünen, basit konuşan biriyse 1000 sayfa yazsa ne fayda...

    Ama benim için nitelik önemli değil, çok satayım meşhur olayım diyenler için çok kolay konular var.
    Kendilerini yazar zannetmek isteyenler bu konulara yönelebilir.

    Karbonata gelirsek diş doktorum diş minesine zarar verebilir dedi.
    Beyazlatıcılı diş macunları tercih etmek daha sağlıklı olur sanki.

    Gelelim Pucca'ya. Tarz tarz blogger var. Kimisi "serbest stil" yazar, kimisi sektörel ve seo bazlı.
    Pucca ülkemizde "radikal" denebilecek marjinal konular yazdı.
    Az gelişmiş ülkelerde hızlı meşhur olmak için bu yol kullanışlıdır.

    Meşhur olur mu, olur. Para kazanır mı, kazanır. Ama nitelikli yazar olmak bu değildir.
    Para kazanma ile "nitelikli olma" çok farklı kavramlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli zamanınızı ayırıp bu değerli ve uzun yorumu yazmanız çok mutlu etti beni. Çok teşekkürler.

      Sil