Uzunnn bir zamandır, mim yazısı yazmamıştım. Sonunda mim
perhizine, sevgili Ece Evren’in sayesinde son veriyorum. Emre Bektaş kardeşim,
bir mim başlatmış. Mimin adı: Kendi blog ismi, yani Satır Arası. Emre Bektaş’ın
bloğuna, buradan bakabilirsiniz. Ece Evren’in ilgili mim yazısına da, buradan
bakabilirsiniz. Mim, 3 sorudan oluşuyor. Ece Evren, sorulara kısa ve öz
cevaplar vermiş. Hemen bir solukta okudum mim yazısını. Şimdi gelelim sorulara
ve benim vereceğim cevaplara.
1)
Bugüne kadar bloğuna gelmiş, seni en çok etkileyen
(hayal kırıklığına uğratan ya da çok mutlu eden) yorumu paylaşır mısın?
Blog yazmaya ilk başladığım zamanlarda hiç yorum gelmezdi. Her
fırsatta bakardım bloğuma, yorum gelmiş mi diye. O ne heyecandı öyle. Gelen ilk
yorumumu hatırlıyordum da. O kadar çok mutlu olmuştum ki. Ama yine hatırladığım
kadarıyla, öyle çok iyi bir yorum değildi. Beni çok mutlu eden de, hayal
kırıklığına uğratan da bir yorum var. Ama o kadar yayının içerisinde,
hangisinde onu bilmiyorum. Hiç öyle beni çok mutlu eden yorumu kaydetme gibi
bir huyum yoktur. Zaten direk küçümseyici yorumları hiç yayınlamıyorum. Direk
siliyorum. Çünkü bunlar, eleştiri sınıfına girmiyor. O yorumları yayınlayarak,
kendi egolarını tatmin etmelerine olanak vermem. Hoşuna gitmiyorsa okuma kardeşim.
Kısacası, o yorumları kaydetmediğim için, buraya yazamıyorum.
2)
Okuduğunda günlerce seni etkisi altına alan
kitap var mı? Varsa hangisidir?
Bir tane değil ki, hangisini yazayım? Eğer beğendiğim bir
kitapsa, beni günlerce etkisi altına alır zaten. “Öyle bir kitap okudum,
hayatım değişti” diyeceğim bir kitap da yok zaten. Ama etkileyen kitaplara
gelirsek. Beni devamlı okuyanlar bilirler zaten. Devamlı bunları okumak da,
gına getirecek onlara. Ayşe Kulin’den Nefes Nefese, Halide Edip Adıvar’ın
Sinekli Bakkal’ı. Daha devamı da var. Yazmaya kalkarsam 15-20 kitap olur şimdi.
O yüzden, sıkmayın sizi. Bunlar yeterli diye düşünüyorum.
3)
Hayatında dönüm noktası olduğuna inandığın bir
gün, an ya da yıl var mı?
Yok be. Öyle hayatımda dönüm noktası olan bir zaman dilimi
yok.
O günleri hatırladım Cem. Ne kadar güzel bilgiler verirdin. Aslında o yayınların çok güzeldi. Ben çok şeyler öğrendim. İyi ki tanımışım Cem. Cevapların az ve özdü. Sevgiler.
YanıtlaSilZaman zaman yazacak konularda farklılık istiyor insan. Mim için ve güzel yorumun için teşekkürler :)
SilOldukça net cevaplar yani 🤗 tam senin tarzın abiciğim sevgi ve saygılarımla:)
YanıtlaSilEyvallah kardeşim :) Yorumun için teşekkürler :)
SilYorum konusunda tamamen katılıyorum. Art niyetle yazılmış yorumları anlamayacak kadar aptal değiliz. Ben çok uğraştım sevmiyorsan okumayacaksın, hem düzenli takip edip hem de her yorumda yerin dibine sokmaya çalışmak dünyanın en saçma olayı diye anlatmaya; ama anlatamadım maalesef. En sonunda görmezden gelmenin iyi olacağına karar verdim. Yayımlamıyorum kötülükle, ego tatmin etmek için veya kıskançlıkla heves kırmak için yazıldığı belli olan yorumları.
YanıtlaSilMadem istemiyorsun niye okuyor, niye takip ediyorsun? Bunların başka işleri mi yok ya. Yorumun için teşekkürler.
SilÇok iyi yapıyorsunuz, efendim. O eleştiri dışına çıkan, küçümseyici yorumları silin gitsin.
YanıtlaSilZaten blog yazan kaç kişi kaldık ki? Neyi küçümsüyorlar hem, kötülenecek o kadar çok şey varken blog yazılarını mı, blog yazanları mı?
İyi yapıyorsunuz, ben de öyle yapıyorum; hayal kırıklığına fırsat vermeyin! :)
Hayal kırıklığına geçit yok. Yazmaya devam :) Yorum için teşekkürler :)
SilDönüm noktası olmadan olur mu ya Cem :( En kilit soruyu es geçmişsin :(
YanıtlaSilBu içten sitemin için teşekkürler :) Yorumun için teşekkürler :)
SilKısa ve net, Cemce cevaplar ;)) Son soruyo "yok be" deyişine çok güldüm. Fazlasıyla samimi bir cevaptı :))
YanıtlaSilCemce cevaplar demek :) Bende buna çok güldüm :) Yorumun için çok teşekkürler :)
SilBloggerlar toplanıyor sayfasından görüp geldim. Ve hemen takibe aldım. Benim sayfama da bekliyorum..:)
YanıtlaSilTakip için teşekkürler. Bende sizi takibe alıyorum :)
Sil