Radyo
dinlemek hakkında bir yazı yazmak istiyorum bugün. Böyle bir yazıyı yazmak
nerden aklıma geldi? Bugün işten gelirken, bir abiyi gördüm. Evinin bahçesindeki
ağacın altında oturmuş sandalyesine, uzatmış ayaklarını, radyosunu dinliyor. İnsanı
o kadar imrendirici bir hali vardı ki. İş-güç ne varsa bırakacaksın bir kenara.
O abi gibi kendini atacaksın ağacın altına. Kuşların ötüşünü dinleyeceksin. Sessizliği
dinleyeceksin. Kendini dinleyeceksin. Yaşı itibariyle haberleri dinliyordu
herhalde. Radyodan da haber dinlemek gibisi yoktur hani. Alışkanlığı olmayanlara
garip gelebilir. Dakikalar içerisinde günün öne çıkan haberlerini bir çırpıda
öğrenirsiniz. Haberleri dinlemenin zevki ayrıdır. Ama radyo tiyatrosu olayına
yetişemedim bak. Belki birkaç defa dinlemişimdir. O kadar.
ŞARKI
VE ŞİİR İLE GELEN HUZUR
Radyo dinlemek, sadece haberleri dinlemekten
ibaret değildi benim için. Bundan dört-beş yıl önceydi. O zaman Bilecik’teydim.
Çalışmıyordum o zamanlar. Radyoya daha çok vakit ayırmıştım o aralar. Pal fm
adlı radyoyu keşfetmiştim. Benim genelde dinlediğim radyo Süper fm’di. Ama bir
türlü onun yayınlarına ulaşamıyordum. O yüzden başka başka radyolar arıyordum. İşte
o aramalarım sırasında Pal fm ile tanıştım. Geceleri hep pal fm’deydim. Geçerdim
diğer odaya. Zaten ufak bir odaydı. Tam istediğim gibi. Kanepeye uzanırdım. Açardım
radyoyu, dalardım düşüncelere. Bazen, bazen de o şarkıların yanına okuduğum
şiirler eşlik ederdi. Ruhumu dinlendirdiğim anlardı. Huzur duyduğum anlar. Gözlerimi
kapatır, düşünürdüm. Geçmişimi, geleceğimi, yapacaklarımı.
KALİTELİ
BİR EDEBİYAT PROGRAMIYDI
Böyle radyoları takip ederken, bir
edebiyat programı yakaladım. Hangi radyoda peki? Tabi ki TRT fm’de. 20
dakikalık, kısacık bir programdı. Ama doyurucu bir programdı. Haftada iki gün
yayınlanıyordu. Pazartesi ve cuma günleri. Saat 14:40 ile 15:00 arasındaydı
galiba. Bir kadın ve bir erkek spiker beraber sunuyorlardı programı. Baya bir
takipçisi olmuştum. Yazarların hayatlarını dinlemeyi seviyorum. Yazarları dinlerken
kendimle de karşılaştırma yapardım. Dinlediğim yazarın huylarını, kendi
huylarımla karşılaştırır, oradan yazarlığa yeteneğim var mı yok mu, kendimce çıkarmaya
çalışırdım. Şimdilerde radyoya vakit ayıramıyorum. İşe gidip gelirken, serviste
dinlediğim kadarıyla. Radyo dinlemek, benim için böyle güzellikler
barındırıyordu.
Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/music-old-radio-speaker-1539/
Pek radyo dinlemem ama siz böyle anlatınca dinlemek geldi içimden.
YanıtlaSilTavsiye ederim. Yorum için teşekkürler.
SilErgenlik dönemimde Slow Fm, Şimdilerde sanırım Radyo Fenomen :D Çok takip etmesemde programları arabada giderken iyi oluyor. Gene de çok değerli radyo dinleyen insanlar, kitap okuyanlar. Benimde iş güç derken pek de vaktim olmuyor
YanıtlaSilArtık radyo dinlemek dışında da o kadar çok seçeneğimiz var ki. Eskisi gibi vakit bulamıyor insan birde dediğin gibi. Yorum için teşekkürler.
SilEskiden çok severdim radyoyu. Lise yıllarında özellikle. Alem fm de Matrax, Zeki Kayahan Coşkun u dinlerdi m en çok. Sabaha kadar eğlenirdim...
YanıtlaSilBende bir zamanlar süper fm de Yavuz'un Minibüsünü takip ederdim. Şimdilerde devam ediyor mu haberim bile yok. Vakitsizlik işte. Ve başka meşgaleler. Yorum için teşekkürler.
SilNe güzel bir yazı olmuş. Farklıdır radyo dinlemek. Radyo TV gibi nazlı, kaprisli değildir, Bir başka işle uğraşırken de radyo dinleyebilirsiniz. İnsanın hayal gücünü daha çok çalıştırır.
YanıtlaSilEski radyo programları da harikaydı.
Ne güzel anlatmışsınız. Yorum için teşekkürler.
SilBen de bir zaman düzenli dinliyordum fakat şu günlerde bu huyumu terk ettim..
YanıtlaSilİnsan eskisi gibi fırsat bulamıyor ki artık. Yorum için teşekkürler.
SilSadece çocukluğumda dinlerdik ailecek radyoyu :) Şimdilerde ise bol bol video ve film izliyorum lap topdan :)
YanıtlaSilVe herkes izlesin diye video çekiyorsun :) Yorum için teşekkürler.
SilBiz radyo zamanlarının çocuklarıydık. Annem sabah kalkınca ilk işi radyoyu açar ve kahvaltıyı hazırlardı. "Demirbank hayırlı işler diler" anonsu hala kulaklarımdadır. :) Radyo tiyatrosu, arkası yarınlar hep devrin harika sesli tiyatro sanatçıları tarafından seslendirilirdi. Sonra o devir kapandı televizyonlarla. Ama yeniden bir sürü özel radyo açılınca ilk dinlediğim Kent fm di. Orda şiir programları olurdu cuma akşamları ve pazar günü de herkes şiir kitaplarını alıp onların düzenlediği gezilere katılır ve şiirler okurduk.
YanıtlaSilSanırım benim için hiç ölmeyecek radyo, hala evde tınıları duyulur uzaktan :)
Ne güzel sizin adınıza :) Yorum için teşekkürler.
SilHalen daha TRT nağme, TRT Türkü, TRT Müzik ve TRT3 dinliyorum :) Benim çocukluğumda radyo tiyatrosu vardı ve çıkması için radyonun başından ayrılmazdım.
YanıtlaSilİnsan o güzel alışkanlıkları bırakamıyor değil mi :) Yorum için teşekkürler.
SilÇocukluğum radyo da arkası yarınlar ,radyo tiyatrolari dinleyerek geçti .O zamanlar henüz evimizde TV olmadığı için tek eğlence kaynağı radyo idi.(benim açımdan )
YanıtlaSilTV geldikten sonra da dinledim ama farklı programlar ,artık kitap uyarlamalarini, film ,dizi leri izlemek varken dinlemek işimize gelmedi :) Radyo tiyatro larını dinlemesem de arada açıp radyo dinlemeyi severim .Hala çoğu şarkıyı radyo da keşfetmekteyim ben :))
Hala radyodan kopmamanız çok güzel :) Yorum için teşekkürler.
Sil