Mustafa Kutlu diye bir yazar duymuş muydunuz? Şahsen ben ilk
defa duydum. Arkadaşım Nagehan’ın sayesinde. Bana iki kitabını getirmiş okumam
için. Çalışmaya başladığımdan beri doğru dürüst kitap okuyamamıştım. Hafta sonu
hemen bana verdiği kitaplardan Huzursuz Bacak’ı okumaya başladım. Kitabın ismi
bana acayip geldi. “Huzursuz Bacak ile ne anlatmak istemiştir?” diye sordum
kendime. Huzursuz Bacak ifadesini duyuşum ilk değil gerçi. Haberlerde böyle bir
hastalık olduğunu duymuştum. Geçen hafta başladığım kitabı bu hafta bitirdim. Kitabın
çok sayfalı olmasından değil. Okuma fırsatını ancak hafta sonları bulduğum için
ancak bu hafta sonu bitirebildim. Kitap 163 sayfa. Bir günde de çok rahatlıkla
bitirilebilir.
Mustafa Kutlu ile tanıştığım kitap |
HİKAYE DEĞİL, UZUN HİKAYE
Ama ben bir günde
bitirmeyi tercih etmedim. Hemen bir günde her şey yaşanıp bitsin istemiyorum. O
yüzden arkası yarın yapıyorum. Merak etmek istiyorum yarın ne olacak diye. Tadını
da çıkarıyorum diyebilirim. Kısaca konuya değinirsek eğer. Dışarda okumuş etmiş
Ömer Faruk’un memlekete döndüğünde yaşadıkları. Ömer Faruk şu andaki bizler
gibi eski günleri, sevginin ve saygının makbul olduğu günlerin özlemindedir. Fakat
geldiği memleketinde bunlar artık pek revaçta değildir. Bu kitapta yazar, Ömer
Faruk ile doğu ile batı arasında kalmış Türkiye’yi irdeliyor diyebiliriz. Huzursuz
Bacak aslında bir hikaye. Siz 163 sayfa dediğime bakmayın. Mustafa Kutlu, arkadaşımın
dediğine göre hep hikaye yazar ama uzun hikaye olanından.
BİR YANILGININ SONU
Kitapta mesela
yazar Mustafa Kutlu hakkında kısa bir bilgilendirme yapılmamış. Sonra arka
kapağında biraz olsun hikayeden alıntı yapılmamış. Ya da kitapta ne anlatıldığına
dair ufak bir yazı da yok. Anlatım şeklini çok beğendim. Bazen gülümsetiyor
bazen de birkaç damla gözyaşına sebebiyet verebiliyor. Kitabın ilk 100
sayfasını okuduktan sonra Nagehan’a, “Çok sevdim. İnternetten baktım. 15’in
üzerinde de kitabı varmış” dedim. “O zaman sana Mustafa Kutlu külliyatını
getireyim” dedi. Benim için süper bir teklifti. Hiç itiraz etmedim tabi. Ben bugüne
kadar okunabilecek tüm yazarları tanıdığımı düşünüyordum. Ama Mustafa Kutlu’dan
sonra yanıldığımı gördüm. Şimdi de, “Daha bilmediğim ve sevebileceğim kaç yazar
vardır acaba?” diye soruyorum kendime.
Duymamıştım. Teşekkürler.
YanıtlaSilOkumanız ve yorumunuz için ben teşekkür ederim.
SilBu yazarı ben de ilk defa duydum.Kim bilir tanımadığımız ne cevherler vardır?
YanıtlaSilAynen böyle düşünüyorum bende :)
SilMustafa Kutlu'nun iki kitabını okudum. Tecrübeli bir yazar dağarcığı zengin, bu anlatımına da yansıyor. Nur ve Trendeki Keman kitaplarını okudum. İkisi de sizin de dediğiniz gibi bir günde bitirilecek akıcılıkta . Uzun Hikaye kitabı da sinemaya uyarlandı, sanırım fena da gişe yapmadı. Ben tavsiye ederim, iyi okumalar..
YanıtlaSilTavsiye için teşekkürler. Diğer kitaplarını da okuyacağım.
SilHikaye kitaplarını daha çok seviyorum. Hemen ilgimi çekiyor. Tavsiyen için teşekkürler. Mutlaka okuyacağım :)
YanıtlaSilSonuçta hikayecisin tabi :)
SilBu yazarı hiç duymamıştım. Çok güzel tanıtmış ve anlatmışsınız. Hemen alınacaklar listeme girecek :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler bu güzel yorum için :)
SilBen de yazarı duymayanlardanım. Türk yazar o kadar az okuyorum ki bu benim ciddi eksiğim. Bilmediğim türk yazar çoktur kendi adıma... Sevgiler...
YanıtlaSilBence Türk yazarlardan okumaya başlamak adına iyi bir seçim olabilir Mustafa Kutlu. Yorum için teşekkürler.
Sil