Hayattan kısa kısa notlar #59

*Yoğun bir pazartesi gününü geride bıraktım. Pazartesi sendromunun üzerine tuz biber oldu yoğunluk da.

*Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’den, çok berbat bir skeç izledim. Neden böyle kötü skeçler yazıyorlar? Nerede geçen senenin komik skeçleri?

*Ülkede mantar zehirlenmesi almış başını gitmiş. Gözünüzü seveyim olur olmadık yerden mantar toplayıp yemeyin.

*Duolingo da sıkmaya başladı beni. ilk başlardaki gibi istekli değilim İngilizce alıştırma yapmaya.

*Starbucks artık çay satacakmış. Starbucks’larda, “İki çay biri açık” cümlesini duymaya hazır mıyız? Yakında garsonlar gelip bizden sipariş almaya kalkarsa da şaşırmayın. Bir kere bizim ülkeye uymaya başladın mı gerisi gelir.

*Murat Menteş tam bir roman aşığı. Ne zaman onu görsem romana olan aşk derecesindeki sevgisi gelir aklıma ve hemen roman okumak isterim. Ama kendisinin romanını değil, başka yazarların romanlarını. Çünkü kendisinin romanını sevmedim ve yarıda bıraktım. Ama buna rağmen romana ve okumaya olan tutkusuna hayranım.

*TOGG, 2023 Mart sonunda yola çıkacakmış. Sonunda. Üç/dört araba üretilip, devamlı onların gösterilmesinden sıkılmıştık.

*Harry Potter’ın yeni filmleri gelecekmiş. Efsane olmuş filmlerin devamı her zaman sakıncalıdır. Kötü bir film çekip, bir çuval inciri berbat da edebilirsiniz çünkü.

*Dün akşam Show TV’de, Güzel Günler diye yeni bir dizi başlamış. Onu izledik. Bence tutmaz. Fikir güzel ama ekrana geçmemiş.

*Bu aralar her yerde TurkNet reklamları görüyorum. Gerçekten de altyapısı iyi mi? İyi bir internet firması mı? Bu konuda bilgisi olanlarla yorumlarda buluşalım.

*Enflasyonla yaşamaya alıştık mı? Tıpkı doların yüksek olmasına alıştığımız gibi. Bir zamanlar dolar 10 lira olacak dendiğinde yer yerinden oynardı. Şimdilerde 18’lerde ama kimsenin umrunda değil.

*Hobi bile olsa bir şeyi her gün yaptığım zaman sıkılmaya başlıyorum. Ama şöyle de bir durum var ki. Ben sevdiğim şeyleri her gün yapmak isterim. Hem her gün yapmayı istemek, hem de her gün yapınca da sıkılmak. Değişik bir ruh hali işte.

*Akşamları seviyorum. Akşam demek, ailenin bir sofra etrafında toplanması demek. Herkesin gün içinde neler yaşadığını anlatması demek. Ailecek geçirilecek güzel dakikalar demek.

Düzenli bir şekilde zam yapılıyor...

Kardeşimle akşam, market gezmesine çıktık. Marketlerde değişen bir şey yok.

Ürünler zamlanmaya devam ediyor.

Herhangi bir ürünün fiyatını yazın bir kenara. Bir de bir hafta sonra aynı ürünün fiyatına tekrar bakın.

Zam gelmiş olduğunu göreceksiniz.

Durmadan zam olur mu ya? Evet, olur.

Kesintisiz bir şekilde zam yapılıyor.

BEKLEMEDİĞİM BİR GALİBİYETTİ…

Galatasaray içeride Beşiktaş’ı 2-1 yendi.

Galatasaray taraftarı olarak yenileceğimizi düşünüyordum.

Hatta Beşiktaş’lı birkaç arkadaşımla da konuşmuştum. Onlar da Beşiktaş’ın yeneceğini söylemişlerdi.

Ama Beşiktaş, sakatlıklardan dolayı oyuncu değiştirmek zorunda kalmış. Yenilmesinde o da etkili olmuştur tabi.

Galatasaray’lı olarak mutlu bir akşam oldu benim için.

EV SEVDİĞİM DORİTOS…

Doritos’un en güzeli, yeşil paket olanı. Diğer paketlerini de denedim.

Ama yeşil paket gibi beğendiğim çıkmadı içlerinden.

Yeşil paket Doritos’un, hem kendi rengi klasik, hem de lezzeti klasik. Klasikten vazgeçmemek lazım.

EV YOĞURDU DEĞİL, SANAYİ YOĞURDU TERCİHİM…

Ev yoğurdunu değil hazır yoğurdu seviyorum.

Fabrikasyon yiyeceklere alışmış işte vücut. Ev yoğurdun da aradığım lezzeti bulamıyorum.

Daha önceleri market yoğurdu alırdık. Yılların alışkanlığı var market yoğurduna.

Sonra ev yoğurduna geçtik. Yani yoğurdu bizimkiler yapmaya başladı. Ama ben bir türlü sevemedim.

KARDEŞİ İÇİN MONTUNU SATMAK…

Kardeşlerim dizisini izledik. Cumartesi arkadaşları Atv’de, Kardeşlerim dizisini izleriz.

Bu haftanın çarpıcı sahnesi, Asiye’nin, küçük kardeşine ayakkabı alabilmek için montunu satmasıydı.

Çocuğun ayakkabıları yırtılmış. Bu karda kışta içine su girer. Mecburen montunu sattı.

Ulan hayat ne zor be.

PEŞİMİZE TAKILAN KÖPECİK…

Kardeşimle peşimize takılan köpeğe ekmek verdik.

Sevimli bir köpekcik var bizim mahallede.

Mahalleye girdiğimizde peşimize takıldı. Ekmek almıştık. Bari ekmek verelim dedik. Ekmeği verdik. Güzel güzel yedi.

 

Sade bir dille yazılmış romanlar istiyorum...

Bir romanın içinde- bir blog yazısı da olabilir- çok teknik konulara girersen boğarsın insanları. 

O yüzden sade bir şekilde anlat ve geç değil mi? 

Ben okuduğum yazılarda sadelik istiyorum. Beni sıkmasın istiyorum.

ALELADE BİR PROGRAM MI?

Doğu Demirkol’un, Alelade adlı show programı alelade bir show olarak kalacak herhalde?

BU KADAR YEMEĞE TEPKİ DE YETER DA…

Tepkikolik, çok yemek videolarına tepki bölümleri çekiyor. Artık sıktı gibi yemek videoları bölümü.

ACUN, İFLAS ETTİ DİYE SEVİNİR MİYİM?

Acun, bir gün iflas etse, parasız kalsa çok sevinecekler insanlar var. 

Acun’u severim ben. 

Böyle bir durum olsa da sevinmem. Kimsenin başına da böyle bir şey gelsin istemem.

PARASI OLAN MAVİ TIK İSTER…

Twitter’da mavi tik 8 Dolar olacak ya. Kimse mavi tik almayı istemez artık. 

Ünlülerden başka. 

“Mavi tık olmadan da tivitlerim ben abi” dönemi başlamıştır böylece.

BAYA İNSAN VARMIŞ DEMEK Kİ…

Anksiyetesi olan ne çok insan varmış meğer. 

Bunla ilgili YouTube videoları var. Vlog olarak çekmişler. 

Anksiyeteli bir günüm gibi bir video izledim mesela.

İCRAAT YOK BİZDE…

Biz millet olarak konuşurken çok iyiyiz de icraata gelince sıfırız. 

İş icraate gelince işin içine menfaat giriyor. 

İşte orada akan sular duruyor tamamen.

DEJAVU…

Bu aralar dejavu yaşamadım hiç.

MAÇ KADAR ÖNEMLİDİR YORUMLAR…

Biz erkekler için maç kadar, maçtan sonraki yorumlar da çok önemlidir. 

Hat maç kadar önemlidir.

PLANLAR HAZIR MI?

Yine bir Cuma akşamı ve yine hafta sonuna giriş. Hafta sonu için planlar yapıldı mı?

DİZİ TERCİHİ, YALI ÇAPKINI…

Her Cuma olduğu gibi Kanal D’de Arka Sokaklar var. Ama kardeşim Star’da, Yalı Çapkını dizisinden yana tercihini kullandı.

ARKA SOKAKLAR’IN SIRRI…

Arka Sokaklar’ın bu kadar tutmasının nedeni, ne izleyeceğini bilmek gibi. 

Düz ve sıradan olmasında belki de başarısının sırrı. 

Düz ve sıradan derken, küçük düşürmek için söylemiyorum. 

Hayat gibi işte. Hayatımız gibi. Düz, sıradan ve monoton.

FOX HABERİ İZLEMİŞLER MİDİR?

İktidar tarafından biri dahi olsa, “Şu Fox haberlerinde ne anlatıyorlar arkadaş, bi izleyeyim” diyen oluyor mudur?

ESKİYEN GAZETE…

Geçen gün çay içmeye gittik. Gazete de okuyalım dedik. 

Bizim gittiğimiz saate kadar kaç kişi okumuşsa gazeteyi, resmen eskitmişler. 

Kendi gazeteni alıp, mis gibi okuyacaksın. En güzeli. Ama her şeyde olduğu gibi gazeteler de çok pahalı. 

Asgari ücretli gazeteyi ancak kahvede okur işte.

BU KADAR HAVALI OLMA BE KARDEŞİM…

Her şeyi ben bilirim ve doğrusunu bilirim havalarında bir tane sunucu var. 

Adını vermek istemiyorum. İnsanı gıcık ediyor. 

Bir ağır ol be kardeşim. Hep yüksekten yüksekten konuşma öyle.

NERELERDE BU KORİŞ?

Onur Büyüktopçu vardı. Hani Kiralık Aşk dizisinin Koriş’i. Nerelerde acaba? Neler yapıyor?

BOTOKSUN SUYU…

Estetik ve botoksun dozunu kaçırınca gerçekten insanın yüzünde donuk bir ifade oluyor. Ve ne hissettiği anlaşılamıyor.

HER ŞEY KARARINCA GÜZEL…

Yaşlılığı olabildiğince geciktirmeye çalışmayı anlıyorum. Ama abartınca olmuyor be.

BİTMEYEN YOĞUNLUK…

Hastaneler neden devamlı yoğun oluyor? Bence araştırılması gereken konu bu. Yurt dışında da her gün böyle kalabalık var mı acaba?

BIÇAK PARASI…

Eskiden doktorlar ameliyat yaptıkları için bıçak parası alırlardı. Şimdilerde böyle bir şey kalmadı herhalde.

HER İNSANIN KENDİ YOLU…

Şu hayatta her insan, kendince bir yol tutturmuş gidiyor işte.

TEKNOLOJİ YOKKEN…

Televizyon, telefon ve internet olmadığı zamanlarda insanlar daha mı hoşgörülüler miydi acaba? 

Teknoloji bizden insanlığımızı alıp götürüyor mu?

SİZE KİM GÜVENİR YAHU?

Gelinim Mutfakta yarışmacında sunucu, yarışmacıları uyarıyor, “Şöyle şöyle yaparsanız programdan diskalifiye olursunuz” diyor. 

Kaç kere sahtekarlık yapan insanları tekrar tekrar çağırdınız programa. 

Bu uyarılarınız hiç dikkate alınır mı?

ÜLKECE DEPREM TATBİKATI…

12 Kasım’da yani Düzce depreminin yıl dönümünde ülkece deprem tatbikatı yapacakmışız. 

Faydası olur mu? 

Önce zihniyetimizin değişmesi lazım. Yoksa tatbikatla olacak iş değil bu.

İŞ OLMAYAN SABAHLAR…

İş olmayan, tatil olduğun bir sabaha uyanmak gibisi var mı? 

Sorumluluksuz bir gün. 

Sabah gidip sıcak sıcak simit alıp, çay demleyip, uzun uzun kahvaltı yapma zamanlarıdır böyle zamanlar. 

Kaçırmamak lazım.

KENDİNDEN MEŞHURMUŞ HABERLERİ…

Son dönemde haber sitelerinde şu tarz haberler yine moda oldu, “Meğer oğlu kendinden daha meşhurmuş” gibi.

BU KIZIN ZAYIFLADIĞI YILLAR OLDU…

Yine başka bir haber. Pelin Öztekin erimiş resmen. Ya kardeşim Pelin’in zayıflaması bugünün konusu değil ki? O zayıf haliyle dizide bile oynadı. İçerik bulamayınca böyle haberlere sarıyorlar herhalde.

NASIL BİR UYGULAMA YAPSAK?

Şu an yeni bir uygulama yapmayı planlasak. Sizce en gerekli uygulama nedir? 

Yoksa yapılacak uygulama kalmadı mı? Herşeyi yaptılar mı? Uygulamalar gerçekten çok pratik oluyor. 

Bir de ihtiyaca yönelik yaparsan var ya. Paraya para demezsin.

ATIŞTIRMA…

Devamlı ağzınıza bir şeyler atmak, atıştırmak istiyor musunuz?

MAÇTAN UMUDUM YOK…

Bugün, Galatasaray- Beşiktaş maçı var. Bir Galatasaray’lı olarak yeneceğimizi düşünmüyorum. Ya beraberlik ya da Beşiktaş maçı alır.

IŞIK HIZI…

Cumartesi ve Pazar günleri şimdi ışık hızıyla geçerler.

BLOG YAZISI…

Hiçbir kafede oturup blog yazısı yazdınız mı?

İMKANSIZI İSTEMEK…

Çok eskilerde bir reklam vardı. Galiba bir spor ayakkabı reklamıydı. 

Slogan olarak, “İmkansızı iste” diyordu. 

İnsanı gaza getiren bir reklamdı. Şimdi düşünüyorum da bir insan imkansızı isteyebilir mi? İmkansızı isterse ne olur?

HOBİNİZİ, MESLEĞİNİZ YAPTINIZ MI?

Gün içerisinde veya zaman zaman yaptığınız bir hobiniz var mı? 

Bu hobinizi yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor musunuz? Bu hobinizi mesleğinize çevirmeyi düşündünüz mü hiç?

HER YERDE AYNI REKLAMLAR…

Google’dan birkaç cüzdan ve telefon kılıfına baktım. Şimdi hangi siteyi açsam reklamlarda karşıma cüzdan ve telefon kılıfı çıkıyor.

HULK’UN OĞLU…

Hulk’un, Skaar diye bir oğlu varmış. Bu ne zaman çıktı?

İLLEGAL HAYATLAR FİLMİ…

Röportaj Adam, illegal Hayatlar diye bir film çekmiş. 13 Ocak’ta sinemalardaymış. Güzel gişeler dilerim. Severim kendisini.

YAPMAYIN BÖYLE…

Telefonu doğru dürüst çekmeyen ama yine de konuşmaya çalışan insanlara sinir oluyorum. Ses kötü işte. Hem de kendine hem de bana eziyet etme. Sonra yine ararsın.

SABIRSIZIM…

Bazen sabırsızım. Hayata karşı sabırsızım, insanlara karşı sabırsızım. Toptan bir sabırsızlık oluyor. Bu sabırsızlık nedeniyle bazen de bir çuval incir berbat ediyorum.

SİNİRLENMEMELİYİM…

Karşımdakine sinirlenirsem ben kaybediyorum. Günümün geri kalan bölümü de kötü geçiyor. O yüzden elimden geldiğince sinirlenmemeye çalışıyorum.

İKİ KİTAP…

Yeniden okumak istediğim kitaplar arasında, Cevdet Bey ve Oğulları ve Aşk romanı var.

BEĞENDİĞİM KİTAP OLMADI…

Son zamanlarda okuyup da çok beğendiğim bir kitap olmadı. Ne varsa eski kitaplarda var.

BÖYLE KANALLARA DESTEK OLMAK LAZIM…

Az aboneli ama beğendim bir videosuna denk geldiğim bir kanala abone oluyorum. 

Kanala destek olmak açısından. 

Her bir abone artışı ne sevindiriyordur kanal sahibini kim bilir.

Çok Güzel Hareketler’e, Röportaj Adam’ın ekibi de dahil olmuş. Bakalım nasıl yansıyacak bu durum skeçlere?

 

 

Kabullenmek, asla bir yenilgi değildir...

*Kabullenmek aslında hayatta çoğu şeyin çözümü. Asla bir yenilgi değil.

*Cumhurbaşkanı Erdoğan, TikTok hesabı açmış. Seçimler yaklaşırken siyaset, gençlere her yerden ulaşmaya çalışıyor.

*Hayatta her şey planlandığın gibi gitmiyor. Moralini bozmadan yoluna devam etmek gerekir. “Bugünlük hedefime ulaşamadım” deyip kabullenmek gerekir.

*Söylediğiniz bir yalana devam edersiniz olay içinden çıkılmaz bir hal alıyor. En iyisi gerçeği söylemek. Ne olacaksa olsun.

*Bir anne olarak, çocuklarının hayatında her şeyin doğru dürüst gittiğini zannederken aslında hiç de öyle olmadığını öğrenmek. İşte, Aldatmak dizisinde anlatılan olaylardan biri de bu.

*İlk defa tanıştığınız birine siyasi görüşlerinizden bahsetmeyin. Ne olur ne olmaz. Burası Türkiye.

*Kişisel gelişim açısından almam gereken çok yol var daha.

Bir blog yazarı için en büyük problem...

*Her gün ne yazacağını bilememek, bir blog yazarı için en büyük problemdir diyebilirim.

*Evde sakız bulundurmak istemiyorum. Çünkü her fırsat bulduğumda çiğnemek istiyorum.

*İnternette cüzdan araştırması yapıyorum. O kadar güzel cüzdanlar var ki. İnsan hepsinden almak istiyor.

*Bir Peri Masalı’nda senaryo saçmalamaya başladı. Yakında final gelmese bari.

*Gece 23:00’te Şampiyonlar Ligi maçı mı olur kardeşim.

*Exxen’de maç izlerken hala donmalar yaşanıyor mu acaba?

*Ülkenin durumu nasıl diye sorunca, kötü demek adet olmuş gibi bir hal var sanki.

*Bazen yazmaktan tükendiğim anlar olur. Şu an öyle anlardan birindeyim.

*Bir blog yazarı olarak, boş beyaz bir Word sayfası beni yazmaya tahrik eder.

 

Uğur Yücel'den beklediğim rol...

      Uğur Yücel, tiyatroya dönüyormuş.

     Ondan asıl beklediğim haber, Komiser Nevzat’ı oynaması.

     Dizisi yapılacaktı ama yine bir sorun çıktı galiba.

     Ahmet Ümit’in dizilerinde nedense böyle sorunlar çıkıyor hep.

     Proje tam dizileşme aşamasına gelecekken kalıyor.

HAYATIN SÜRPRİZLERİ…

     Beklenmedik bir anda hayatına yeni bir insan girebiliyor ya da çıkabiliyor.

     Hayat işte.

     O yüzden hayatın sürprizlerine hazırlıklı olmak lazım.

EŞEĞİ BİR KAZIĞA BAĞLAMAK TEHLİKELİ BU DEVİRDE…

     Bir yere bağlı kalmamak lazım. Her yere yatırım yapmak lazım.

     Bu devirde eşeğini sağlam kazığa bağlama diye bir şey yok.

     Girdiğin bir iş olursa, o da batarsa ne olacak?

     O yüzden kazığı birden fazla yerlere bağlamak lazım.

     Birinden batarsan öbürü tutsun seni. Zenginlerin taktiği bu dediğim.

     Ben de söylenenlerin yalancısıyım.

     Yoksa Musk’a gidip, bire bir sormuşluğum yok.

KIRAÇ’IN, YILLAR SONRA ŞARKISINI Bİ DİNLEYİN DERİM…

     Kıraç’ın, Yıllar Sonra adlı şarkısı takıldı ağzıma.

     Slov bir şarkıdır. Geçmiş yıllara alır götürür beni.

     Kıraç’ın son yıllarda yaptığı şarkılar hiçbir işe yaramaz.

     Ama bu dediğim şarkının çıktığı yıllarda çok iyi şarkılar yapıyordu.

     Kıraç’ın şimdiki haline bakıp dinlememezlik etmeyin derim.

ÜÇ KIZ KARDEŞ DİZİSİ BENLİK BİR DİZİ DEĞİL…

     Üç Kız Kardeş dizisini sevemedim.

     Çok sevdiğim bir dizi olsa da oturup baştan sona izlemiyorum.

     Ancak hafta sonları izlerim baştan sonra bir diziyi.

     Üç Kız Kardeş, evdekilerin izlediği dizilerden.

     Arada onlar izlerken ben de izliyorum. Ama bana hitap eden bir dizi değil.

İŞİNE HEYECAN DUYAN İNSANLAR…

     Yaptığı işe heyecan duyan insanları seviyorum.

     Böyle insanları görünce siz de pozitif enerji doluyorsunuz.

     Siz de öyle olmak istiyorsunuz. Sırf bu heyecanı duymak bile, insana bir nimettir.

OĞUZHAN UĞUR, DAHA KİMİ ÇIKARSIN PROGRAMINA?

     Oğuzhan Uğur’un programına çıkarıp da çok ses getireceği birileri kaldı mı?

     Gündemdeki isimleri bir bir çıkardı.

     Yeni gündem olacak kişileri beklemeli. Toplumun, “İmkan olsa da şuna sorular sorabilsek” dediği kişiler olmalı.

GAZETECİLERİN BU KADAR İZLENECEĞİNİ TAHMİN ETMEZDİM…

     Bu arada Oğuzhan Uğur’un gazetecileri konuk olarak aldığı program 6,4 Milyon kişi tarafından izlenmiş şu ana kadar.

     Bu kadar izleneceğini beklemiyordum.

     Demek ki toplum, gazetecilerin neler diyeceğini çok merak ediyormuş.

HASAN ATİLLA UĞUR, FATİH ALTAYLI’NIN PROGRAMINDA…

     Oğuzhan Uğur’un babası Hasan Atilla Uğur, Fatih Altaylı’nın konuğu olmuş.

     Yakın zamanda Oğuzhan Uğur da babasını programa çıkaracağını söylemişti.

     Bakalım babasını yayına çıkardığı program ne kadar izlenecek?

STRES OLMADAN YAŞANMIYOR BE DOKTOR…

     Stres yapmadan da yaşanmıyor ki.

     Doktorların hep söylediği klasik şeylerden biridir, “Stresten uzan durun” diye.

     Öyle bir şey mümkün mü doktor bu hayat koşturmacasında.

HAYALLERİMİZİ SUYA DÜŞÜRDÜN ELON MUSK…

     Twitter’da, mavi tikli hesaplar ücrete tabi olacakmış.

     Senden beklentimiz bu değildi Elon.

     Yenilikler yapacak derken, paralı yaptın. Olmadı Musk olmadı.

ÇOK ACAYİP SEÇİM AKSİYONLARI GÖREBİLİRİZ…

     İstanbul’daki aboneler doğalgaz faturalarını taksitle ödeyebileceklermiş.

     Seçime doğru daha neler neler çıkacak bakalım daha. Çok acayip şeyler duyabiliriz bak.

HAMSİ BENİM KIRMIZI ÇİZGİMDİR ARKADAŞ…

     Palamut çok diye hamsi yokmuş. Hamsi olmadan olur mu ya.

     Hamsi kırmızı çizgimdir. Kış ayının gelmesini istememin nedenlerinden biridir hamsi yemek.

     Limon sıkarsın bir güzel.

     Gerçi bir arkadaşım limon, hamsinin tadını bozar diye bir şeyler söyledi. Ama ona kulak asmadım ben. Limon sıkmaya devam.

 

Blogger olmanın kaderinde bu mu var?

      Bloglarda, kısa kısa yazanları seviyorum. Sadece bir konu üzerine.

     Benim gibi daldan dala konmayanlara.

     Galiba blogcu olmanın kaderinde bu var.

     Hep başka blog yazarlarına özenmek, onlar gibi yazmayı istemek.

İKTİDAR YANLISI KOMEDİ OLMAZ MI?

     İktidar yanlısı komedi nasıl olmaz.

     Ballı gibi de olur.

     Muhalefet yanlısı da olur.

     Zaten şimdilerde her şey bu şekilde ayrılmadı mı?

PAZARTESİ ADININ HAKKINI VERDİ…

     Haftanın ilk günü olan pazartesi zor ve yoğun geçti.

     Pazartesinin bu zorluğunu görünce, “Bu hafta nasıl bitecek?” diye sormadan edemiyor insan.

VUR MAKASI BERBER…

     Saçlarımı kestirme zamanı geldi. Şöyle bir ferahlayayım değil mi?

BOL GOLLÜ BİR DERBİ OLSUN…

     Galatasaray- Beşiktaş derbisi aman golsüz bitmesin.

     En sevmediğim şey.

     Derbi dediğin gollü olur.

BİR KEZ DAHA KAFA TOPU OYUNU…

     Daha önce iki defa indirip sildiğim kafa topu oyununu yeniden indirdim.

BU AKŞAM Kİ DİZİ TERCİHİMİZ…

     Atv’de, Bir Küçük Gün Işığı dizisini izlediler bizimkiler. Oradaki küçük kız Güneş, ne zaman konuşacak bakalım.

YANLIŞ MI DÜŞÜNÜYORUM?

     Türkiye’de kaçak maç izlemenin engellenecebileceğini düşünmüyorum.

BİZ ÇALIŞANLAR İÇİN NE ACI BİR DURUM…

     Çok çalışıp, az kazanan milletiz biz. Yeni yapılan bir araştırmada ortaya çıkmış bu. Gel de canın sıkılmasın.

ASGARİ ÜCRET İÇİN ARTIRAN ARTIRANA…

     Asgari ücret için her kafadan bir ses çıkmaya başladı yine.

     Müzayededeyiz sanki.

     “Benden 8 bin lira”, ötekisi, “Benden 10 bin lira” diye herkes bir şeyler söylüyor.

DEİST OLAN OLANA…

     Bir YouTuber, deist olduğunu açıkladı. Boşuna deistlik aldı başını gidiyor denmiyor.