Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını okumaya başladım. Ama şöyle bir şey var ki daha kitaba başlayamadım. Nasıl yani derseniz, gelin anlatayım.
Elimdeki kitap Alfa Yayınları’ndan çıkmış. Normalde kitap 264 sayfa ama bunun 63 sayfası kitabın yazarına, kitabın yazıldığı döneme ayrılmış. Yani direk hikayeyi okumaya başlamıyorsunuz. Bu kitabı öylece, sıradan bir kitapmış gibi okumayın. Önce yazarı Grigoriy Petrov kimmiş, onu bir öğrenin. Bu kitap neden başka ülkeleri değil de Finlandiya’yı anlatıyor, nedenini öğrenin. İşte o zaman kitabı boşa okumuş olmayacaksınız. diyor adeta kitap.
Bu durumu ilk başta yadırgasam da sonra haklı olduklarını düşündüm. Önce bu kitap nasıl bir kişi tarafından ve hangi iklimde yazılmış onu bir anlarsak, daha fazla kitaptan zevk alırız ve kitabın içine daha çok gireriz değil mi? Kitaptan 30 sayfa okudum.
Dikkatimi çekenleri paylaşayım: Birincisi, yazarımız önce rahip olmuş, sonra öğretmen. 1898 yılında Hayatın Temeli İncil adlı kitabı yayınlanmış. Bu kitap, inançsız entelektüeller arasında büyük ses getirmiş. Kitabın konusuna internette baktım, bulamadım. Petrov, ders verdiği zaman başka kimse ders veremiyormuş. Çünkü öğrenciler diğer derslere gitmeyip, onu dinlemeye gidiyorlarmış. İşte o kadar güçlü bir hatipmiş.
Önsöz de deniyor ki, “Hatiplik yeteneği Petrov’da edebi yetenek haline gelmişti. Sade ve duygusal bir şekilde yazılmış kitapları, kendi kuşağının çok farklı kesimleri tarafından okunuyordu.” İşte tam bomba kısma geldik. Filozof Vasili Rozanov, “Taşradan gelen akrabalarımdan biri bana, ‘Bizim oralara onun kitaplarını taşımaktan yoruldum: Çok büyük ve sürekli talep var’ dedi” diyor. Hatta o günlerde kitap piyasasına hakim olan Tolstoy ve Maksim Gorki değil, Rahip Petrov’muş.
Bir şey daha: Hayatın Temeli İncil adlı kitabın konusu hakkında internette bir şey bulamadığımı söylemiştim. Bakın o kitap hakkında Maksim Gorki, Çehov’a yazdığı mektupta ne demiş, Kitapta büyük bir ruh var, parlak ve derin bir şekilde inanan bir ruh. Bir papaz yazmış hem de bir papazın yazamayacağı şekilde demiş.
Hayatın Temeli İncil kitabının ana fikrinin ne olduğu üzerine de birkaç şey söylenmiş. İncil’e yeniden dönme zorunluluğu, gerçek hayatta onun ideallerinden rehberlik almak diye açıklanmış. Petrov’un biyografının görüşüne göre, bu kitap Protestanlık ruhu taşıyordu ve Tolstoy’un dinsel öğretilerine yakın duruyordu.
Tolstoy’un dinsel öğretileri mi? Öyle bir şey mi varmış? Hemen baktım Google’dan. Tolstoy, kurumsal dini kurumlara karşıymış. Ama buna rağmen tek tanrıcılığa (monoteizm) dayalı, eşitlikçi bir toplum idealini savunurmuş. Tekrar Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabına dönersek. Kitabın ilk başta adı: Hayat Mimarları olarak koyulmuş. Ama Bulgarcaya çevrilirken Beyaz Zambaklar Ülkesinde diye çevrilmiş.
hoş bilgiler pekuu :)
YanıtlaSilTeşekkürler Deep :)
SilAy bu kitap benim evde okunmayı bekliyor, bende elime alsam mı acep 🙈
YanıtlaSilRuh durumuna göre. Bir konusuna bak, öyle :)
SilŞeyi hatırlattı bana;
YanıtlaSilNamık Kemal, Gelibolu’da yazmaya başlayıp İstanbul’da tamamladığı eserini Sirac gazetesinde yayımlamak ister. Gazetenin editörüne, evvela 'Vatan' daha sonra da 'Silistre' ismini alan oyunun ismi için 'Vatan' yahut 'Silistre' (ya Vatan ya da Silistre) olabileceği notunu iletir. Editör, işini sağlama almak için olmalı ki -her ihtimale karşı- hepsini kullanır?!
Her yerde işgüzar editör var demek ki..
Olmaz mı Şahsi Fikrim.
Sil