Motosikletliyi kibarca uyaran polis...

     Sosyal medyada polis memurunun, motorsiklet kullanan kişiye yaptığı kibarca uyarı gündem olmuş. Höt zöt etmemiş. Candan ve sevecen bir şekilde, “Dikkatli git, yolun açık olsun” demiş. Özledik böyle güzel uyarıları be.

SADECE MAÇA DEĞİL, KONSERE DE GİTMİŞ OLACAKSINIZ…

     Madrigal grubu, Süper Lig maçları öncesi statlarda konserler verecekmiş. Kim düşünmüşse bunu iyi düşünmüş. Millet zaten eğlenmeye gidiyor oralara. Eğlencenin dibine vururlar şimdi. Öyle ortamlarda da, “Keşke müzikler falan çalsa da yüzlerce kişi hep beraber eğlensek” diye düşünüyor insan. Böyle düşünenler için süper bir haber bu.

SÜPER LİG TWİTTER HESABI…

     Süper Lig için Twitter hesabı oluşturulmuş. Bu zamana kadar olmaması hataymış zaten. Şu ana kadar güzel paylaşımlar yapılıyor hesaptan. İnsanları maça hazırlıyorlar.

İlk defa bir bilim şakası okuyacaksınız...

     Haberi okuduğumda bunu Türk yapmıştır dedim ama Türk yapmamış. Yabancı bilim insanlarından biri, James Webb teleskobundan görüntü diye sucuk paylaşmış. Hakikaten sucuk da gezegene benziyor şimdi. “Bilim şakası yaptım” demiş savunmasında da.

HÜSRANA UĞRADIK HEP DOSTLAR…

     Gelen her Milli Eğitim Bakanı ile heyecanlandık. “Bu sefer iyi şeyler olacak galiba” diye. Ama hep hüsrana uğradık. Bize uygun bir model oluşturmak bu kadar mı zor?

RUHİ’Yİ, YİNE MİLYONLAR İZLEMİŞ…

     Ruhi Çenet’in, 6 gün önce yayınlanan, Lut Çölü videosu 6,2 Milyon kişi tarafından izlenmiş. Bu çocuk video yapmıyor yapmıyor, yapınca da milyonlarca izleniyor.

KISA KISA NOTLAR ZAMANI…

*Bu akşam oynanan İstanbulspor- Trabzonspor maçıyla Süper Lig başladı.

*Güncel kategorisindeki yazılarımı okumak için güncel kelimesine tıkla.

*Norm Ender, “Sadece Öpücem” adında yeni bir şarkı yapmış. YouTube trendlerde gördüm.

 

Az, güzeldir...

     Az, güzel olandır. Bir kaç gündür bunun üzerine düşünüyorum. Mesela çok sevdiğin bir yemek, içecek olsa bile az tüket. Daha çok zevk alacaksın. Aşırısı, sevdiğin şeyden nefret etmeni sağlayabilir.

ÖMER SEYFETTİN’İN ÖLÜM TARİHİ…

     Ömer Seyfettin’in, “Gizli Mabet” adındaki hikayesini okudum. Okuduğum bu hikaye öncesinde kendisi hakkında bilgi veriliyordu. 1920 yılında vefat etmiş. Bak bunu bilmiyordum, çok şaşırdım.

KISA KISA NOTLARIM…

*İki gündür kahve içmiyorum. Her gün kahve içiyordum. Biraz ara verdim. İşte böylece kendi kendime hayır demiş oluyorum.

*Yaşadıklarım kategorisindeki yazılarımı okumak için tıkla.

*Künefeyi sevemedim. Onun yerine baklava verin, şekerpare verin bana. Ya da bisküvi tatlısı.

*Sabahların sessizliğini seviyorum. Yazmak için en güzel saatler olabilir bak.

*GIBIRNET diye internet varmış. İlk defa duydum.

 

 

 

Zafer Algöz'ü severim ama...

     Zafer Algöz’ü de sevmeyen çok kişi var. Ben severim kendisini. Ama yaptığı bazı açıklamaları tasvip ettiğimi söyleyemem. Bırak millet kendi karar versin en çok kime güldüğüne.

50 SAYFA SONRA BIRAKTIM…

     Tarık Buğra’nın, “Gençliğim Eyvah” kitabını bir 10 sayfa daha okudum. 50 sayfa okudum yani, yetmez mi? Kitabı sevemedim ve bıraktım. Seçme öykülerden oluşan bir başka kitaba başladım. İlk hikaye, Hüseyin Rahmi Gürpınar’dandı.

İNGİLİZCEM NASIL OLACAK?  

     Duolingo’yu bayadır kullanıyorum. Acaba dersler bitince İngilizcem ilerlemiş olacak mı diye düşüncelerdeyim.

GÜZEL OLSA KONUŞMALARIMIZ…

     Düşmanca ve ötekileştirici konuşmalardan gına geldi artık. Güzel şeyler konuşun artık. Konuşmaları dinlerken gülümseyelim.

PARA BASIMI MUAMMASI…

     500 lira kağıt para basılacak mı, basılmayacak mı? Yılan hikayesine döndü resmen.

 

Hafta sonunu beklemekle geçiyor hayatlarımız...

Tarık Buğra’nın, “Gençliğim Eyvah” kitabına başladım. 30 sayfa okudum. Devam edip etmemekte kararsızım. Yarın da okuyacağım biraz, sarmazsa bırakacağım okumayı. Televizyonda benlik bir şey yoktu bu akşam. Ben de blog okuyup yorum bıraktım ve kendi blog yazımı yazdım.

ALT TARAFI İZLEYECEK BİR FİLM SEÇECEĞİM AMA…

     Bugünlerde işler yoğun. Ve daha haftanın ikinci günü anca bitti. Gel hafta sonu gel. Hayat böyle işte. Hafta sonu gelsin diye beklemekle geçiyor. Bayadır film izlemedim. Hafta sonu demişken, bir film izlesem mi acaba cumartesi ya da pazar günü. Hangi filmi izlemeye karar vermeye çalışmak da benim için tam bir kaos. Benim dünyama hoş geldin.

Karar verme enerjimi çer çöp şeyler için harcıyormuşum...

     Karar vermek bile insanın enerjisinden çalıyor. O yüzden enerjisini ne giyeceği üzerine harcamazmış Mark Zuckerberg. O yüzden her zaman gri tişört giyermiş. “Bu bilinmeyen bir şey değil ki” diyebilirsiniz. Evet, doğru. Ben de daha önce bunu duymuştum. Ama uygulamıyordum. Bugünden itibaren uygulamaya karar verdim. Küçük şeyler için, karar verme enerjimi harcamayacağım boş yere. Bakalım bu kararımın arkasında durabilecek miyim? Adamlar neleri hesaplıyorlar ya.

GÜLDÜR GÜLDÜR’DEKİ ŞEVKET’TEN BİR FİLM YAPILABİLİR…

     Güldür Güldür’ün gerçekten efsane skeçleri var. Onları izlemek o kadar keyifli ki. Şevket de gerçekten efsane bir karakter. O karakterlerinden birinden çok rahat bir film çıkar. Tıpkı Recep İvedik gibi. Şahan Gökbakar’ın karakterlerinden biriydi Recep İvedik. Ama en göze çarpanı. Filmi yapıldı ve aldı yürüdü. Şevket için de film yapılınca gişe rekorları kıracağının garantisi yok tabi. Ama her şeye rağmen ortada bir potansiyel var ve bu denenmeli.

OYUNCULUK DELİLİK Mİ?

     Yedi Numara’nın efsane karakterlerinden Armağan olarak bildiğimiz Tuba Erdem, setlerde yaşanan zorlukları anlattı. “Gerçekten oyuncu olmak deli işi” sözünün ne kadar doğru olduğunu anladım bir kez daha. Ama her şeye rağmen bir mesleğe delice bağlı olmanın, hayranıyım.

GÜZEL SÖZLERİ NOT ALMA ALIŞKANLIĞI KAZANAMADIM…

     Güzel sözleri veya güzel cümleleri not alma gibi bir alışkanlığım yok maalesef. Bir ara not almaya başlamıştım ama devamını getirememiştim. Haşmet Babaoğlu yazılarında bahseder mesela. Hangi sözü, ne zaman not aldığını. Böyle okuyunca da imrenirim her zaman. Sadece imreniyorum işte. Not almak zor geliyor bana.

SAATLER SONRA SOSYAL MEDYAYA BAKMAK…

     Bugün bir ara iş çok yoğundu. Başımı kaşıyacak vaktim yoktu. Hiç sosyal medyaya bakamamıştım o ara. Akşam iş bitti. Attım kendimi sosyal medyanın hırçın sularına. Sık sık bakmaktansa birkaç saat sonra bakmak daha bir zevkli geldi bana.

BU ŞEKİLDE ABONE OLUN ÇAĞRILARI İTİCİ BENİM İÇİN…

     Bir tane YouTube kanalında video izliyorum. Videoya geçmeden önce o kanalda çalışanlar, kanala üye olunmasını istediler. 1 milyon aboneye ulaşmak istiyorlarmış. İşte bu tarz şeyler itiyor beni. Tamam, abone olunmasını iste. Ama bu kadar da değil. Sen güzel bir şey ortaya koyduysan ben abone olurum zaten.

Ruhi Çenet, Lut Çölünden çıktı...

     Bundan bir yazı önce Ruhi Çenet’in uzun zamandır video çekmediğini söylemiştim. Bu sabah YouTube’a girdiğimde Ruhi Çenet’in yeni videosu karşıladı beni. Bu sefer dünyanın en sıcak yerine, Lut Çölüne gitmiş. 70 derece sıcaklığa. Yine nefesimi tutarak izlediğim bir videoydu. Lut Çölünün bu kadar sıcak, hatta dünyanın en sıcak yeri olduğunu bilmiyordum.

POPÜLER ŞARKIYI İLLA Kİ BİR YERDE DUYARSINIZ…

     YouTube trendleri kontrol ettiğimde iki yeni şarkı videosuna denk geldim. Edis, Yalancı diye bir şarkı yapmış. Zeynep Bastık ise Ara diye bir şarkı yapmış. Daha şarkıları dinlemedim. Çok tutan şarkılar olursa elbet sosyal medyada karşıma çıkar. Popüler olmuş bir şarkıdan kimse kaçamaz.

NEREDE BU RAP ŞARKILARI?

     Bir ara ortalığı rap şarkıları kasıp kavuruyordu. Şimdilerde hiç ses yok rap şarkılarından. Genel olarak şarkı üretmede bir sıkıntı var gibi müzik dünyasında. Dillere düşecek, herkesin konuşabileceği bir şarkı yapılsa da dinlesek.

GÖZLERİ IŞIL IŞIL OLAN DİNOZORLAR…

     Gözlerdeki ışık konusuna bir ekleme de Melih Gökçek’ten. Ankapark’taki hurdaya dönmüş olan dinozorlarla ilgili olarak, “Bunlar benim dinozorlarım değil. Benim dinozorların gözleri ışıl ışıldı” demiş. Millete mizah malzemesi çıkıyor resmen. Twitter’da bu tivitin altına yapılan yorumlardan birini yazayım: “Hanım hanım bunlar benim dinozorlarım” diye Buz Devri’ne gönderme yapmış biri.

KISA KISA NOTLARIMA GELİNCE…

*Kedi sahibi olmak kolay değil arkadaşlar. Çişli ve kakalı kumunu temizleyemeyecekseniz kedi sahibi olmayın derim.

*Kişisel gelişim videoları izliyorum ama kendimi kişisel olarak geliştirecek bir takım atraksiyonlar içinde olmuyorum.

*Hala liyakati olmayan insanlar, kurumların başına getiriliyor.

*Whatsapp üzerinden bazı arkadaşlarla sosyalleşmeye çalışıyorum. Ama birden fazla arkadaşla bire bir yazıştığım için sosyalleştim ama yoruldum. Bu yöntemden vazgeçiyorum arkadaşlar.

*MasterChef izlemeyi seviyordum birkaç hafta öncesine kadar. Ama birden nedense soğudum. İzlemek istemiyorum artık.

*Bir konuda uzman olan kişilerin, yorum yaparken, “Bildiğim kadarıyla” diye yorum yapması çok itici geliyor bana. Net bilgin yoksa o konuda yorum yapma o zaman.

*Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’den, Evliya Aykan da ayrılmış. Bu gidişle ana kadrodan kimse kalmayacak.