#kişiselblogyazıları yazmak saati gelmişse yazılmalıdır. O zaman başlayalım. Bugün arkadaşım Yaşar ile buluştuk. Her zaman hamburger yediğimiz, Düzce’nin yerel mekanlarından birine gittik. Bunca yıldır giderim. İlk defa köftesi tam pişmemiş geldi. Yarıda bıraktım hamburgeri. Köftenin az pişmiş gelmesi üzerine yorumlarda bulunduk Yaşar’la. Ben, “Eskiden böyle değildi. Müşteri sayısı arttıkça, kalite düştü” dedim. Bu dediğime yürekten inanıyorum ama. Müşteri artınca kalite daha da artar beklentisi içine girersin ama bir bakarsın ki eski güzel hizmetten de mahrum kalmışsın. Yaşar ise, “Eski çalışanları görmüyorum artık. Hepsi yeni çalışanların. İşi bilmiyorlar. Bu işverenleri anlamıyorum. Eski çalışanlarını bir türlü ellerinde tutmuyorlar. Sonra da böyle oluyor" dedi. Bir kere daha giderim oraya. Eğer yine aynı şeyle karşılaşırsam bir daha da gitmem.
Bir yandan gittiğim restoranlara vesaire müşteri kazandırmak istiyorum. Bir yandan da fazla müşterisi olursa kaliteyi düşürür diye korkuyorum. Birkaç tane daimi olduğum mekan var. Güzel yapıyorlar yeni mekanları pek tercih etmiyorum. Arkadaşım falan tavsiye ederse anca öyle giderim.
YanıtlaSilSen de benim gibisin. Ben de alıştığım ve sevdiğim yerlere giderim.
Silküfte güzel olmalı be yaaa :)
YanıtlaSilTabi be yaa :)
SilGeri göndermeliydin, niye pişmemiş köfteye para ödeyeceksin ki!?
YanıtlaSilHaklısın ama yapmadık işte.
Sil