Sayfalar

Sayfalar

Kişisel Blog Yazıları #34: Aynı şeyleri tekrar tekrar yaşıyoruz...

Salı gününün sonuna geldiyse vakit, kişisel blog yazıları serisinde yeni yazı yazmanın vaktidir. Normal bir iş gününü daha geride bıraktık. Daha hafta sonuna çok var. Neyse ki kaldı üç. Bunu düşünerek tatlı bir uykuya dalmaya ne dersiniz? Kendimi nasıl motive ediyorum ama. Akşam Now ana haberde Selçuk Tepeli yine ayar veriyordu. Siyasette, Dün dündür, bugün bugündür diyenler yüzünden bu haldeyiz diyordu. Kelimesi kelimesine böyle demedi ama vermek istediği mesaj buydu. Haklısın Selçuk Abi. Ama düzen böyle. Kanal D’de, Kemal Sunal’ın, Postacı filmini izledik. Annesi patates yemeği yapmış. “Bari içine az kıyma koysaydın” diyor Kemal Sunal. Annesini oynayan teyzemiz ise, “Kıyma bin lira oldu oğlum. Et nerde” diyor. Şimdi de aynısı değil mi? Aynı şeyleri tekrar tekrar yaşıyoruz yani. TRT 1’de, Galatasaray’ın maçı vardı. Şampiyonlar Ligi’nde, evimizde Union- Saint-Gilloise 1- o yenildik. Bari berabere kalsaydık. Onu da yapamadık. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın denemelerini okumaya devam ediyorum. Halkçı edebiyat hakkındaki görüşlerini sormuş bir dergi. Onu cevaplıyor. O anda aklıma şey geldi: İnstagram, X falan görseydi ne derdi acaba? Lafı fazla uzattım. Herkese iyi geceler.

12 yorum:

  1. Hafta sonunu bekleyerek pek mutlu olunacağını sanmıyorum. Belki o gün içinde kendimizi huzurlu hissedeceğimiz anlara odaklanmalıyız.

    Tekrar eden şeyleri benimseyerek yaşıyoruz artık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de biliyorum hafta sonunu beklemenin mutluluk getirmeyeceğini. Maksat muhabbet olsun işte :) Benimsemek kötü işte.

      Sil
  2. et kıyma alamıyoruz gerçekten de :)

    YanıtlaSil
  3. Başlıktaki tespit o kadar yerinde ki. Kemal Sunal'ın filmindeki repliği okuyunca acı bir tebessüm oluştu yüzümde; yıllar geçmiş ama dertler maalesef dediğin gibi hep aynı yerde saymış.

    Tarih tekerrürden ibarettir sözünü her gün canlı canlı yaşıyoruz sanki.

    Ahmet Hamdi Tanpınar kısmı ise düşündürücü; o derinlikli bakış açısıyla bugünün hız ve tüketim odaklı sosyal medya dünyasını görse, muhtemelen çok esaslı eleştiriler getirirdi. Bununla ilgili bir yazı yazacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek ki bizim genlerimizde bu döngüyü devamlı yaşamak var. Kim bilir neler derdi Tanpınar? Yaz tabi, okuruz :)

      Sil
    2. Sözümü tuttum.

      https://www.nizamettingumus.tr/ahmet-hamdi-tanpinar-bugun-yasasaydi-sosyal-medya-hakkinda-ne-derdi/

      Sil
    3. Evet, hocam. Okudum yazını :)

      Sil
  4. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın denemeleri ise tam bir nefes alan yer gibi. Şimdiki sosyal medya ortamlarını görseydi kesinlikle çok ilginç şeyler söylerdi, hatta muhtemelen birkaç eleştirisi de hazır olurdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de ilginç şeyler söylerdi. Zihin açıcı eleştiriler yapardı.

      Sil
  5. Postacı filmi için lütfen analiz yapan YouTube daki Taner Arslan Şanlıoğlu nu izleyin. Müthiş kişisel gelişim tarzı diyelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk fırsatta izleyeceğim. Öneri için teşekkürler :)

      Sil