Sayfalar

Sayfalar

Çocukluğunuza bakın...

Sıradaki kişisel blog yazım tüm blogculara gelsin. Zamanında öyleydi değil mi? Radyolara mesaj atıp, sıradaki parçayı şunun için veya şunlar için isterdik. Hey gidi günler hey. Saat 23:54 geçiyor. Dışarıda rüzgar ve yağmur var. Camlar bir güzel yağmur damlaları ile yıkanıyorlar. Başak Kablan’ın, küçükten YouTuber olacağı belliymiş. Sandalyeyi pencerenin önüne koyar, perdeyi açar ve cama konuşurmuş durmadan. Kendi küçüklüğüme bakıyorum da buna benzer bir şeyler hatırlamıyorum. Çocukken ne yapmaktan hoşlanıyordum ki? Yaz Bitmesin kitabından birkaç sayfa okudum. Bizimkiler kanal D’de Arka Sokaklar’ı izliyorlardı. Onlarla beraber biraz da ben izledim. Altın birkaç gündür düşüşe geçti. Altın fırtınası bitti galiba. Tele 1’e ise kayyum atanmış. Kaosun eksik olmadığı bir gündem var yani.

8 yorum:

  1. Çok mesaj atardım bende :)
    Ey gidi günler eyy :)

    YanıtlaSil
  2. nikbinler-eylülzede çalsın :)

    YanıtlaSil
  3. Küçükken ben de çok konuşur, çok anlatırdım. Sonra sustum işte :)

    YanıtlaSil
  4. Kesinlikle hep yazmayı severdim. Sanat ve kültür, kitap... İnternette olmak istemiyorum. Covid19 dan sonra İnternet kurtarıcı oldu benim için o süreçte evde bir şeyler yapmak eyleme geçtim ve blog açtım farklı web sitelerinde yazdım. Sosyal Medya bile kullanmayan ben İnternette üretir oldum. Ama çocukken yazmayı hep sevdim. Dergi çıkarmak hep var. Şimdi büyük hedefler yerine minimalist bana iyi gelen şeyleri aktararak hayatı daha anlmalı yürütmeye çalışıyorum. Gündemden uzak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bloğun harika. Kaliteli bir blog. Yayın hayatına yıllarca devam etmeli bence.

      Sil