Sayfalar

22 Mayıs 2017 Pazartesi

Okuma günlüğüm #1...

     Okuma günlüğüm ile karşınızdayım. Bir haftadan beri çalışıyorum. Bugün tatildim. Rahat rahat kitabımı okudum. Jean-Christophe Grange’ın, Lontano kitabını okumaya devam ediyorum. Daha ancak 200’lü sayfalara gelebildim. Bugün bi 50 sayfa kadar okumuşumdur. Kahramanımız Erwan, bakalım katili bulabilecek mi? Buradan kitabın ön sözüne ve satış fiyatına bakabilirsiniz. Sonra takip ettiğim bloglara bir göz attım. Evren Günlüğü’nün, “Bloglar adına asıl şimdi endişelenmeye başlayabiliriz” yazısını okudum. Sonra köşe yazarlarına geçtim. Haşmet Babaoğlu’nu okudum. Onun Pazar sözlüğü bölümü var. Dostluk, anlaşmak ve gece’yi anlattığı bölümler benim dikkatimi çekti. Pazar günlerini ayrı seviyorum. Çünkü bugün genelde hayatın içinden, mizah dolu yazılar oluyor.

okuma günlüğüm, kitap okumak, köşe yazısı okumak, okuduklarım
     DM’DEN YÜRÜME KURALLARI

     Okuma Günlüğüm Pucca ile devam ediyor. Pucca’da, Arda Turan’dan yola çıkarak, 10 adımda dm’den yürümeyi yazmış. Biz Türk erkekleri böyleyiz. Nerede olursak olalım yürüyoruz. İster İspanya’da olsun, ister sosyal ağlarda. Bu biraz, bize her yer Trabzon gibi oldu. Yani Arda Turan’da olsan, bu yürüme işi, yine de devam ediyor. Gülse Birsel ise, bugün mizah yapmamış. Eleştirel bir yazı yazmış. İstanbul Belediyesi kentin akıllı kent olabilmesi için harekete geçmiş. “Önce siz trafiğe, çarpık yapılaşmaya vs. onları bir halledin. Sıra akıllı kent olmaya gelsin” demiş, yazının özeti. Gülse Birsel’in içinden böyle muhalif bir kişiliğin çıkacağını beklemezdim.

     KALIPLAŞMIŞ MİZAHÇI ANLAYIŞIMIZ

     Onu da diğer komedyenler gibi, siyasete girmeden mizah yapacak, işine bakacak bir kadın komedyen olarak görüyordum. Sanırım bu kalıp, yerleşmiş bizde artık. “Mizahçı siyasete girmez. Mizahını günlük hayattan alır” gibi bir algı oluşmuş bizlerde. Onur Baştürk ise, son günlerin tartışılan bir başka konusunu ele almış. Özge Ulusoy’dan ve onun çok tartışılan, “Mankenler fakirle mi çıksın?” açıklamasından bahsetmiş. Bu sözün, Özge Ulusoy’a yapışıp kalacağını yazmış. Gerçi dışardan bu lafı edecek birine benzemiyor. Oda sonradan açıklama yapmış. Yazının içerisinde var bu açıklama. Bu zenginlik-fakirlik mevzu da çok tartışılır oldu. Davul bile dengi dengine demişler arkadaşım. İnsanların kendi statülerindeki kişilerle bir birliktelik yaşamasından daha doğal ne var ki? Okuma günlüğüm burada bitti. Güzel tepkiler gelirse bu köşeyi devam ettirmeyi düşünüyorum. Yorumlarınızı bekliyorum.

Foto kaynak:https://www.pexels.com/photo/woman-sitting-on-chair-using-black-ipad-196649/
                                     
                                

6 yorum:

  1. Bence eğlenceli ve güzel olmuş.Yürü böyle kim tutar seni :))

    YanıtlaSil
  2. Ben çok beğendim Cem. Ben seni e-mail ile takibe almıştım. Ama nedense yazıların düşmüyor gelen kutuma. Takip butonun vardı senin. Yorumdan sonra tekrar ekleyeyim.Temanı epey oldu değiştireli herhalde. Değindiğin, irdelediğin konuları yerinde buldum. Ben zaten senin bu tür yazılarını çok beğeniyorum. Bence devam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler bu cesaret veren yorum için :)

      Sil
  3. Sonrası nasıl olacak acaba? Dedirttiği için bence devam etmelisin. Gülse Birsel'den pek hoşnut olmasam da objektif davranacak olursam; haklı. Sevgiler Cem abim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvallah kardeşim. Sevgiler benden :) Yorum için ve destek için teşekkürler :)

      Sil